Bu rejim malumunuz nicedir, ölüsünü seçer. Kimi ölümlere üzülmek serbest, kimilerine üzülmek sakıncalıdır. Ankara’da Gar katliamının kurbanlarını anmak yasaktır da, iktidarın seçtiği cenazelerin yası tutulur. Ezberledik ve hatta ne acıdır ki kanıksadık. Çorlu’da tren kazasını devlet iplemedi, vur patlasın çal oynasın, toplar atılsın, üzerinde külliye figürlü paralar saçılsın temalı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni rejimin sultanlık koltuğuna oturduğu tören yapıldı. Hayırlı uğurlu olsun! O koltuk için, ta 2002’den beri bi de canlar feda edildi, nice kanlar akıtıldı, Çorlu kurbanları da kenarda kaldı. Ben buradan yüreği yanan ailelere başsağlığı dilemiş olayım. Devlet görmezden gelse de, vicdanlı insanlar unutmasın.

Gelgelelim, yeni rejime. Yeni Türkiye nasıl bir yer olacak, içinde yaşayacağımız ülke neye benzeyecek? Çok fazla detaylarda boğulmaya gerek yok, zira artık detayların önemi yok. Türkiye’yi yeni sistemiyle dindar bir Türkmenistan’a benzetmek mümkün. Hani hep, Türkiye İran mı olur, Malezya mı olur, Pakistan’a mı dönüşür diye tasavvur edildi, tartışıldı edildi ya, hah şimdi o noktadayız.

Yeni Türkiye’de biat, esas olacak, hem de bu sefer koşulsuz, şartsız, tereddütsüz biat istenecek. Birkaç yıl öncesine kadar, her şey pek tabii harikulade, şahane ama …, denip bazı eleştiriler yapılabiliyordu ya, artık onlar da yapılamayacak. Koşulsuz, şartsız, iktidarı yeni rejimi durmadan övmek gerekecek. Yakın zamana kadar iktidara yakın isimlerin “makul” eleştirileri, kabul edilebilirdi ya, artık o da mümkün olamayacak; “ama” diyen sistemden dışlanacak hatta belki cezalandırılacak.

Her alanda tek bir karar mekanizması hâkim olacak. Saray, A’dan Z’ye her şeye karar verecek. Banu Güven Deutsche Welle Türkçe için, Cumhurbaşkanı’nın ne kadar alakasız alanlarda tek karar verici olacağını çok güzel derlemiş yazmış.

Şimdiye kadar bazen Dışişleri bazen Mehmet Şimşek gibi isimler, dünyaya, Erdoğan öyle diyor ama siz bakmayın, biz yumuşatırız, Türkiye’de hâlâ bürokrasi var aklıselim var vb, diyordu ya, artık onlar sökmeyecek. Zaten muhtemelen dünya ile bu şekilde temas kurabilecek hiçbir yetkili de bırakılmayacak. Cumhurbaşkanı sabah hangi tarafından kalkarsa dış politika ona göre belirlenecek, Cumhurbaşkanı neye takıntılıysa ekonomi politikası öyle belirlenecek.

Epeydir öyle ama, artık mahkemede savcı iddianame yazarken, hakim karar verirken, sadece Saray’a bakacak. Suçlanan kişi, ne anlatırsa anlatsın kendini nasıl savunursa savunsun hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacak.

Meclis’te şu varmış, Meclis’te bu olmuş, hiçbir önemi olmayacak. Çünkü ülke Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yönetilecek. Yeni sistemde Meclis kanun çıkarırsa, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi geçersizdir deniyor ama bakmayın siz, Meclis’teki Erdoğan timleri, Erdoğan’ın istemediği hiçbir konuda yasa çıkmaması için canla başla çalışacak.

Muhalefet zaten anca deve cüce oynayabilecek, zira bu yeni rejim ancak evcil muhalefete izin verecek. Çizgiyi aşan muhalefete terörist yaftası yapıştırılacak, mensupları içerden çıkarılmayacak.

Kendimizi kandırma dönemi artık sona erdi, gerçekçi olalım... Rejimden olmayana bundan böyle Türkçesi, ne su olacak ne ekmek.