Herkesin aklına aynı şey geldi: Uzun bıçaklar gecesi

‘Yeni Türkiye’ye Eski Emniyet

Herkesin aklına aynı şey geldi: Uzun bıçaklar gecesi. Hitler’in SA’ları SS’lerle değiştirme operasyonu. Polisin, yani AKP’nin son operasyonuyla cemaatçi polisler gözaltına alınır, tutuklanırken şimdi önümüzde cevaplanması gereken önemli bir soru duruyor: Yerlerine gelenler kim? (Ve başımıza nasıl çoraplar örecekler?)

Operasyon henüz tayin aşamasındayken, 4 Şubat’taki BirGün yazımdan: “Uzaktan baktığımızda görünen, AKP’nin, yani Başbakan Erdoğan’ın ‘cemaatçi’ polisleri Emniyet Müdürlüğü’nden temizlemeye çalıştığı...” “... (Mehmet) Ağar’ın şimdilerde Başbakan Erdoğan ile bir araya geldiği, Emniyet’teki tayinler konusunda danışmanlık yaptığı konuşuluyor. Şaşırtıcı değil. Erdoğan, İstanbul’da Sedat Selim Ay ile başlayan süreci tamamlamak için Mehmet Ağar’dan iyisini bulamazdı...”

İki ay kadar önce de başka bir tayin haberi düştü ajanslara: Emniyet’e “cemaat raporu” yazan, telekulakla suçlanıp beraat eden bir polis, aktif göreve döndü: Osman Ak.

5 Haziran tarihli Hürriyet gazetesinden: “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda paralel yapılanmaya dönük kullandığı ‘Haşhaşi’ benzetmesini de yıllar önce Osman Ak yapmıştı. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 2001 yılında görülen Fethullah Gülen davasında tanık olarak dinlenen Ak, Cemaat yapılanmasının silahlı bir örgüt olduğunu savunarak, ‘Devlet içindeki yapılanma, Hasan Sabbah’ın ‘Haşhaşi’ isimli örgütlenmesine benzemektedir’ demişti.     

“Telekulak skandalı” neydi peki? İroniktir, cumhurbaşkanına dek uzanan bir dinleme operasyonunun açığa çıkmasıydı:

“...Osman Ak için dönüm noktası ise Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talimatı ile Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibinin, teşkilat içindeki Cemaat yapılanmasının araştırılması ile görevlendirilmesi oldu. 1998’deki bu çalışmada onlarca polis şefi Cemaat’le bağlantılı olarak rapor edildi. Rapor dışarı sızınca kıyamet koptu. Saral ve Ak’ın ekibi için bundan sonra her şey tersine döndü. Bir yandan rapor tartışılırken, aynı anda Ankara Emniyeti’nde Osman Ak’a bağlı istihbaratçıların 8’inci katta özel bir büro oluşturarak başta Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere birçok kurum ile sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, hakim ve savcılarla birlikte 963 kişiyi dinledikleri iddia edildi. ‘Telekulak Skandalı’ olarak basına yansıyan bu olaydan sonra Cevdet Saral, Osman Ak ve onlarca polis şefi Ankara Emniyeti’nden uzaklaştırıldı.”

Ağar ile bağlantısı ne? Haziran 1999’daki Yeni Şafak’tan: “Görevinden uzaklaştırılanlar arasında yer alan bir başka isim Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak; Ünal Erkan ve Mehmet Ağar’ın genel müdürlüğü dönemindeki önemli çalışmalarıyla tanınıyor.”

28 Şubat’ın telekulağı Osman Ak, Emniyet İstihbarat’ta dinlemeye ilişkin teknik altyapıyı kuranlardan. Bu açıdan yolu, Hanefi Avcı ile de kesişiyor. (90’lı yıllarda telefon dinleme sistemini kurmakla övünen kişi dendiğinde ilk akla gelen isimlerden Hanefi Avcı, hapisten çıktıktan sonra, hükümete yakın gazetelerde “demokrasi kahramanı” ilan edildi.)

Zaman gazetesine göre Osman Ak, Hanefi Avcı’nın yakın arkadaşlarından. Ancak Avcı kitabında, Osman Ak’ı Emniyet’teki cemaatçiler listesini fazla uzun tuttuğunu söyleyerek eleştiriyor. O günden bu yana çok şey değişti, aralarındaki ilişkinin boyutu da değişti mi bilinmez.

Ama kesin olan, cemaat operasyonunun süreceği ve boşalan kadroların 90’lı yıllara imza atmış polislerle doldurulacağı. Hazretin “yeni Türkiye” diyerek övündüğü, geri kalan herkese korkutucu gelen heyula, yeniden popüler olan Ağar, Avcı ve henüz ismini bilmediğimiz eski Emniyetçileri de kapsıyor. Hazret’in “yeni Türkiyesine” karşı çıkmak için bir neden daha...