Yeni yönetmelik işsiz bırakabilir
“Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik” belirsizliklerle dolu. Yönetmeliğe göre işyerlerinin hazır hale getirilmesi için sadece 1 hafta süre kaldı. Binlerce fizyoterapist ve psikolog işsiz kalabilir.

Berkay Sağol
berkaysagol@birgun.net‘Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmeliğe’ göre, klinik psikolog, hemşire, hemşireliğe eş değer sağlık memuru, ebe, fizyoterapist, odyolog, diyetisyen, dil ve konuşma terapisti, podolog ile iş ve uğraşı terapistleri (ergoterapist), Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat alarak, sağlık meslek hizmet birimi açabilecek.
Bu yıl 29 Mart’ta yayımlanan yönetmelikle beraber iş yeri olan bu kişilerin mekânlarını 3 ay içinde yani 29 Haziran’a kadar hazırlamaları istendi. Sürenin dolmasına 1 hafta kaldı ancak serbest olarak çalışan binlerce kişi işsiz kalabilir. Meslek temsilcileri ve dernekler bu süre içinde işyerlerinin fiziki koşullarının hazırlanmasının mümkün olmadığı belirterek sürenin 12 aya kadar uzatılmasını istedi. Öte yandan yeni düzenleme, yalnızca klinik psikologlara bağımsız olarak meslek icra etme hakkı tanırken psikoloji lisans mezunlarını kapsam dışı bıraktı.
TEPKİ YAĞIYOR
TTB ve TPD yönetmeliğin belirsizliklerle dolu olduğunu belirterek dava açtı. İşsiz kalma riskiyle karşı karşıya olan fizyoterapist, psikolog ve diyetisyenler ise tepkili. Bu yönetmelikten etkilenen bir fizyoterapist yaşanılan süreci şöyle anlattı: “Sağlık Bakanlığı’nın bize verdiği sürenin dolmasına sadece 1 hafta kaldı. 1 hafta sonra binlerce fizyoterapist, diyetisyen ve psikolog merkezlerini kapatmak zorunda kalacak. Evet bir yönetmelik gerekliydi ama böyle bir yönetmelik değil. Yönetmeliği her şehir hatta her ilçe kendine göre yorumluyor. Bu da büyük sorunlara yol açıyor. Yönetmelik büyük bir halk sağlığı sorunu da barındırıyor. Hastalar sağlık hizmetlerine ulaşamayacak.”
TPD Genel Başkanı Prof. Dr. Gökhan Malkoç da yönetmeliğin oldukça önemli bir adım olduğunu ancak ülke koşullarına göre yönetmeliğin ciddi sorunları olduğunu söyledi. Malkoç, “Mevcut işyerleri için 3 aylık süre tanındı ancak bu süre içinde dönüşümün olması mümkün değil. Özellikle binaları düşündüğünüz zaman serbest aranan fiziki koşullar yeterli değil. Türkiye’de bu yönetmeliğin tanımladığı fiziki koşullara uygun bina bulmak çok zor. Bulunsa bile maliyetleri çok yüksek. Bu konularda uzun süre verilmesini hizmetlerin kesintiye uğramaması gerektiğini söyledik ancak bugüne kadar bir sonuç alamadık” dedi. Uygun koşullarda olan yerlerin kiralarının 200 bin TL’ye kadar çıktığını belirten Malkoç özetle şöyle devam etti: “Geçiş döneminde sürenin en az 1 yıl uzatılmasını ve en azından bazı koşullarda esneklik sağlanmasını bekliyoruz. Bu yönetmelik serbest çalışma hakkını tanıması açısından tarihi bir adımdır. Ancak bir standardı yakalayamadık. Her ilde farklı uygulama ve talepler var. Multidisipliner çalışma artık dünyada kabul edilen bir yaklaşım. Fizyoterapistin, diyetisyenin birlikte hizmet verebilmesinin önüne geçiyorlar. Modern sağlık hizmetlerinde ekip temelli çalışma esaslı ve önemli bir yaklaşımdır. Bu noktada maalesef bir problemle karşı karşıyayız. Ortak çalışma modellerinin yönetmelikte yer alması gerekiyor. İstihdam konusunda bir sınırlama var. Bir ofise 3 tane ruhsat verilebilir. Bu maliyetlerin artması anlamına geliyor. Bu da daha üst düzeyde ücretlerle yapılacak. Burada da kamu yararına risk oluşacak.”
***
YÖNETMELİĞE DAVA AÇILDI
TTB yönetmeliğin belirsizliklerle dolu olduğunu belirterek süreci mahkemeye taşıdı. Dava dilekçesinde, yönetmeliğin sağlık alanındaki görev dağılımını altüst ettiği vurgulandı. Dilekçede, hekimlik mesleğinin serbest icrası için gerekli olan bağımsız karar verme, meslek örgütüne bağlılık ve etik sorumluluk gibi kriterlerin göz ardı edildiği ifade edildi. Dava açılmadan önce TTB UDEK aracılığıyla birçok uzmanlık derneğinin görüşü de alındı. Uzmanlar, düzenlemenin sağlık hizmetlerinin niteliğini düşüreceği, meslek içi hiyerarşiyi ve hasta güvenliğini tehlikeye atacağı görüşünde birleşti. Türk Psikologlar Derneği (TPD) de yönetmeliğe karşı dava açtı. Yönetmeliğin psikologların mesleki haklarını korumak bir yana, önemli eksiklikler ve riskler barındırdığını ifade etti. Dernek, 1219 Sayılı Yasa Ek Madde 13’ün Anayasa’ya aykırılığı, yönetmelikte psikolojinin tıbbi uygulamaları eğitim ve sertifikasının eklenmemiş olduğu ve yönetmelikte düzenlenen fiziki koşullar, çalışma esasları ve sair hususlara karşı dava açıldığı belirtildi.


