Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’in 'acil iklim durumu' ilan etmek için sunduğu yasa tasarısı Mecliste oy çokluğuyla kabul edildi.

Yeni Zelanda küresel ısınmayla mücadele için acil iklim durumu ilan etti

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’in 'acil iklim durumu' ilan etmek için sunduğu ve küresel iklim krizine bir an önce yanıt verilmesini öngören karar tasarısı Mecliste oy çokluğuyla kabul edildi.

Çevreci politikalarıyla bilinen Ardern, atık ve emisyonları azaltarak örnek oluşturacakları sözünü verirken, “Meclis ve hükümet, kendi emisyonlarını azaltıp 2025 yılına kadar karbon nötr hale gelerek Yeni Zelanda ekonomisinin diğer sektörleri için nelerin mümkün olduğunu gösterecek” dedi.

Kamunun karbon nötr politikaların gerçekleştirilmesinde öncü olacağını vurgulayan Ardern, “Kamu sektörünün 2050 yılına kadar hepimizin ulaşması gereken standardı belirleyen bir örnek olması gerekiyor ve öyle olacak.” ifadesini kullandı.

Radio New Zealand’a göre, bu kapsamda, hükümetin en büyük ve en aktif kömür kazanlarını aşamalı olarak kaldırması, devlet kurumlarının elektrikli araçlar satın almalarını ve araç filolarını küçültmelerini talep etmesi bekleniyor.

GEÇEN YIL 'SIFIR KARBON YASASI' KABUL EDİLMİŞTİ

Yeni Zelanda’da Meclis, geçen yıl, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar sıfıra indirmeyi amaçlayan 'sıfır karbon yasasını' kabul etmişti.

Ardern, 17 Ekim’de yapılan genel seçimlerden oyların yüzde 49’unu alarak zaferle çıkmayı başarmıştı.

Yeni Zelanda’nın 3. kadın başbakanı olan 40 yaşındaki Ardern, geçen yıl Christchurch kentinde Müslüman cemaati hedef alan terör saldırısındaki duyarlı tavrı ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı aldığı etkili tedbirlerle ülkesinde ve dünyada takdir toplamıştı.

Ardern, 15 Mart 2019’da terörist Brenton Tarrant’ın Christchurch kentindeki El Nur Camisi ve Linwood İslam Merkezine düzenlediği, 51 kişinin öldüğü, 49 kişinin de yaralandığı terör saldırısını şiddetle kınaması, ulusal kanallardan canlı ezan okunmasını sağlaması ve anma törenlerinde başörtüsü takarak Müslüman vatandaşlara verdiği destek nedeniyle barışın sembolü olarak değerlendirilmişti.