HAYIR’la ortaya çıkan toplumsallık sağ-muhafazakar çizgiden medet umarak büyütülemez. HAYIR iradesinin arkasında Gezi isyanı ve onun Cumhuriyetçi-ilerici, devrimci talepleriyle birlikte halkların barış içinde bir arada yaşama iradesi vardır

Yeniden kuruluş için çağrı

Önder İşleyen

Anayasa değişikliği YSK marifetiyle gerçekleşti ancak AKP için kriz sonra ermedi. AKP’nin iç cephesi dağınık ve parçalı. AKP’nin dışına doğru yönelen toplumsal tabanla, -mezhepçi ve milliyetçi temelde-konsolide olmuş çekirdek arasındaki çelişki derinleşiyor. İslamcılık üzerinden başlayan tartışma bu iki eğilimin uzlaşmaz bir noktaya doğru ilerlediğinin ilk işaretleri. İç cephede dağınıklık dış cephe ile de iç içe geçiyor. Suriye’de Rusya-ABD dehşet dengesinde AKP’ye hareket imkânı kalmadı. Trump, Erdoğan görüşmesi öncesinde YPG’ye silah kararnamesini imzalayarak bölge stratejisini alenileştirdi. Haçlı İttifakı salvolarıyla Batı’yla ilişkilerin kopma noktasına getirilmesinden nasıl dönüleceğinin yolları aranıyor. AKP’nin geniş koalisyonlar kurmasına imkan tanıyan bir hegemonik siyaset kaybı, kendi dışındaki arayışları da gündeme getiriyor.

•••

A.Selvi’nin AKP yeni bir hikaye yazamıyor, sözleri bunun bir ifadesi. AKP, toplumun büyük çoğunluğunu ikna eden ve geniş siyasal-toplumsal koalisyonlar kurmasına imkan veren onun sahip olduğu hikayeydi. AKP’yi hegemonik kılan bu hikaye, siyasal İslam merkezli bir değişim-dönüşüm iddiasıydı. Bu hikaye, küreselleşme sürecinin hızıyla rejimin yaşadığı yapısal sorunlar ve ideolojik krizden çıkış için ana söylem haline gelebilmişti. Siyasal İslamın kuşkusuz en önemli dayanaklarından birisi ABD’nin BOP stratejisi bağlamında Ortadoğu planında üstleneceği işlevdi. Bu hikayenin sonuna gelindi! Siyasal İslamın Ortadoğu’da ılımlı İslamcı bir iktidar kuşağı oluşturmasının tüm dayanakları ortadan kalktı. İçerde siyasal İslamın toplumun çoğunluğunu ikna edebilme kapasitesi ortadan kalktı. 2002’de AKP’nin iktidara geliş sürecine benzer yeni bir durum şekillenmeye başlıyor. Siyasal İslamcı blok karşısında, merkezinde Gezi dinamiklerinin yer aldığı ilerici-Cumhuriyetçi temelde bir değişim talebi, açığa çıkıyor. HAYIR tam da bunun bir ifadesi. AKP’nin 15 yıllık iktidarı boyunca bir biçimde kendi ekseninde tutmayı başardığı toplumsal tabanı da çözerek gelişen bu değişim talebi, artık siyasal İslamdan daha büyük bir potansiyeli temsil ediyor. AKP’nin içerdeki krizinin de sağdaki yeni arayışların da kaynağı bu toplumsal dip dalgasının yarattığı çatlamalar var. O yüzden Selvi’nin dediği gibi hikayesi biten AKP’nin yeni bir hikaye yazabilme imkanları ortadan kalktı!

•••

Peki muhalefet hareketi bu hikayeyi yazmayı hazır mı? Asıl mesele burada başlıyor. Ülkenin geleceğini AKP’nin yapıp ettiklerinden çok artık muhalefetin ne yapacağının belirleyeceği bir dönemdeyiz. Çürümüş ve çözülmüş bir iktidar karşısında bir seçenek olmadığı koşullarda elindeki sopayla daha çok yıllar yönetebilir. Kaldı ki iktidarı terk etmemek için her yolu deneyen devletleşmiş bir Parti söz konusuyla buna hiç şüphe yok! HAYIR sonrasında muhalefetse bu iradeyi dağıtma görevini üstlenmiş gibi hareket ediyor! AKP’nin meşrulaştıramadığı hileli seçimler muhalefet aracılığıyla –Binali Yıldırım’dan da teşekkür alarak- meşrulaştırılıyor. 2019 hedefli ittifak-koalisyon tartışmaları, iç hesaplaşmalar ne kadar birikmiş olumsuzluk varsa ortalığa boca ediliyor! Fransa seçimlerinin ardından buna bir de Macron arayışı eklendi! Hayri Kozanoğlu, henüz Macron seçilmeden, olabilecekleri görmüş ve şöyle bir uyarıda bulunmuştu, “Ama eminim ki aklı evvel bazı kanaat önderleri çıkacaklar, “Neden bizde de Macron gibi, ideolojilerden azade, parti prangası bulunmayan, genç figürler yok?” diye yakınacaklar. Mevcut partileri, örgütlü yapıları küçümseyen; ideolojileri aşağılayan; havada bir takım “marka” isimlerin uçuştuğu, apolitik ortama zemin hazırlanacak. Solun da, sosyalistlerin de bu rüzgara kapılmadan, “kurtarıcı“ figürlere bel bağlamadan kendi programlarını ve örgütsel planlarını geniş kitlelere mal edebilmelerinin önemi artacak.” Ama durum Hayri hocanın da öngörülerinin ötesine geçti! H.Cemal, Macron’un seçilmesini yeni bir Fransız İhtalili ilan ettikten sonra, Türkiye’nin Macron’u bularak Türkiye’de de Fransız İhtilali yapmayı şevkle önerdi! Önümüzdeki günlerde de muhtemelen ‘demokrat İslamcılardan liberal demokratlara’ geniş ittifak önerilerini yeniden duymaya başlarız!

•••

BirGün yazarı Güven Gürkan Öztan, bu bulanıklığa dikkat çekerek, 2019 illüzyonundan halkı kurtaracak bir politika ihtiyacının altını çizmişti. Temel mesele tam da bu! Dönme dolap misali pişirip pişirip gündeme getirilen bu önerilerin yarattığı dağınıklığı aşacak ve toplumun direnme potansiyelinin doğru bir zemine akmasını sağlayacak bir alternatifin inşasına ihtiyaç var. Buna yönelik başlangıç noktalarından birisi, HAYIR’ın siyasetsizleştirilmesine karşı çıkmak olmalı. Siyasetsizleştirme eğilimlerini onun ilerici dinamiklerini, siyasal İslama karşı değişim talebini sağ bir siyaset içine hapsetme anlamındaki arayışlarda görmek mümkün. Öte yandan da –evet oyu veren emekçilerle, yoksullarla bağ kurmaya yönelik bir arayış olmanın ötesinde- evet ve hayırı siyasal düzlemde eşitleyen/kaynaştırmaya yönelen bir anlayıştan söz etmek mümkün. Tam da ‘ne sağ-ne sol’, ‘sınıfsız ve ideolojisiz’ olarak övülen Macron siyaseti! Sonrasında da iş bunun bir star bulmaya kalıyor! HAYIR’ın ilerici muhtevasını eritecek olan bu düzlemin dışında, bugün tam da HAYIR’ın büyüdüğü noktadan siyasal İslamcı düzene köklü bir itirazı ifade edecek bir bu siyasetsizleştirmeye karşı durmak gerekiyor. Zira en önemli mesele, toplumun ilerici-devrimci değişim arayışına, alternatif arayışına yanıt vermektir.

•••

Bir diğer mesele de kuşkusuz bu yaygın direnme dinamiklerinin nasıl birleşeceği hususudur. Gezi isyanından sonraki kadim meselelerimizden birisi budur. AKP’nin iktidara geliş ve güçlenme süreci bir Parti olmanın ötesinde bir toplumsal örgütlenmeler hareketi olmasıyla da ilgiliydi. Tek kişi kültü etrafında ayakta kalan bir yapı olarak Parti olma vasfını kaybettiği gibi, toplumu kuşatan ağlarını da büyük ölçüde kaybetti. Bugün muhalefet hareketinin güçlenmesi de toplumsal-siyasal bir hareket olarak örgütlenmesiyle mümkün olabilir. Parlamenter demokrasi ekseninde ve bugün tek adamlık rejiminin mekanizmalarına sıkışarak böyle bir muhalefetle toplumsal hareket örgütlenmesi imkansızdır. Bu noktada Gezi’nin Forum’larından Haziran Meclislerine uzanan hareketin birikimi toplumsal-siyasal bir örgütlenmenin en önemli mecrası olarak öne çıkıyor. Yeni bir kurucu siyaset ve irade, halkın örgütlenme-dayanışma ağları olarak gelişecek Meclisler üzerinden gerçek kılınabilir. Kurucu Meclisler olarak da dile getirilen politikanın gerçek kılınması öncelikle Meclislerin ilerici toplumsal dinamiklerin ve direniş odaklarının birleşik zemini ve koordinasyon merkezi kurma çalışmasının sonucu olarak gerçekleşebilir. HAYIR dalgası tam bu anlamda siyasetin toplumsallaşmasına ve toplumun siyasallaşmasına imkan veren yeni bir siyasetin herkesin kendi sokağında-mahallesinde yan yana gelebildiği ve birleştiği bir zeminde gerçek olduğunu ortaya koyuyor. Yeniden kuruluş iradesi bu noktalardan, halkın aşağıdan inisiyatifinin ve örgütlülüğünün içinden gelişecek.

•••

Bir giriş olarak değerlendirebilecek bu notların somutlandığı nokta ise HAZİRAN Hareketi’nin ‘HAYIR Yeniden Kuracağız’ çağrısı. HAZİRAN, ‘yeniden kuracağız’ bildirisiyle, 2019’u hedef göstererek seçimleri meşrulaştıran tüm çağrıların AKP düzenine güç veren, teslimiyetçi yaklaşımlar olduğunu ifade ederek, başka bir siyaseti örgütlemeye çağrı yaptı. 10 Maddelik deklarasyonda HAYIR’ın büyeyeceği politik hat ve programın temeli şöyle ifade ediliyor : “Toplumdaki çürüme ve yozlaşmanın başlıca sorumlusu, onlarca yıldır ülkeyi emperyalizmle işbirliği içinde yöneten sağ-muhafazakar iktidarlardır. HAYIR’la ortaya çıkan toplumsallık sağ-muhafazakar çizgiden medet umarak büyütülemez. HAYIR iradesinin arkasında Gezi isyanı ve onun Cumhuriyetçi-ilerici, devrimci talepleriyle birlikte halkların barış içinde bir arada yaşama iradesi vardır.” HAZİRAN, bu temeldeki mücadele için ‘halkın kurucu Meclislerini’ hep birlikte inşa etmeye çağırıyor :” Halkımızı, temsil edilme hakkı elinden alınmış, egemenliğinden yoksun bırakılmış milyonları; kendi demokrasilerini kurma adına, kendi temsillerini sağlayacakları ve egemenliklerini geri alacakları Meclisleri hayata geçirmeye, ‘halkın kurucu meclislerini’ hep birlikte her yerde kurmaya çağırıyoruz. Halkın kurucu siyasetini, kurucu halk sözleşmesini birlikte yazmak için, memleketin dört bir yanında,‘HAYIR Yeniden Kuracağız’ çağrısıyla birlikte yeniden yola çıkıyoruz.”

•••

Yeniden kuruluş çağrısı, Türkiye’yi siyasal İslamcı karanlıktan devrimci-demokratik temelde çıkarmak için bütünleşmeye davettir. Bugün, ülkenin tüm ilerici kesimlerinin, aydınlarının bu büyük dinamiği bütünleştirmek için mücadeleye omuz vermesi gereken bir dönem. Yoksa her şey olup bittikten sonra analizler yapmanın ve yakınmanın hiçbir anlamı olmayacak!

Bu çağrı HAZİRAN’dan önce, HAYIR diyen milyonların hepimize dönük sorumluluk çağrısıdır! AKP’nin hikayesi bitti evet, o zaman HAYIR’da biriken tüm güzellikleri, sevgiyi, dayanışmayı çoğaltarak yeni bir hikaye yazmanın zamanıdır!