Tam iki buçuk ay oldu.

Sigarasız geçen iki buçuk ay.

İnsanlık için kısa, benim için uzun!..

Halimi merak edecek olursanız, şöyle tarif ediyorum, soranlara…

Eskiden kaya balığı gibiydim; ızgaraya, tavaya gelmezdim ama çorbam leziz olurdu.

Şimdi çiftlik çuprası gibiyim; her yola geliyom ama zerre miskal tadım yok!..

Şaka, şaka.

Tamam; öyle dedikleri gibi henüz nefesim açılmadı, saçlarım gürleşmedi, cildim bebek cildi gibi olmadı ama…

Giderek daha iyi anlıyorum…

Sigarasız hayat güzelmiş, hakkaten.

•••

Siz var nasıl içmek o mereti!...

Başlığı sigara içenleri ağır tahkir ve tezyife yönelik bu satırları geçen kasım ayında yazmıştım.

Dün on bir ay doldu.

Dile kolay; sigarayla yatılıp sigarayla kalkılan, güne sigarayla başlanıp sigarayla bitirilen, hayatın günlük akışının sigaraya göre planlandığı kırk yıldan sonra…

Sigarasız geçirilen on bir ay.

Niyetim bir ay daha bekleyip sene-i devriyesinde yazmaktı ama şu İslamcı “Kara-man”, Türkçesi “Kara-adam”, hafta içinde öyle bir herze yumurtladı ki dayanamayıp öne aldım.

•••

Aslında birkaç yıldır düşünüyordum ama, itiraf ediyorum, sigarayı bıraktığımda bile sigarayı bırakabileceğime inanmıyordum.

Kendimi şöyle ikna etmiştim…

Ucunda ölüm yok ya, bir altı ay bırakayım, dayanamazsam tekrar başlarım, yok, başarabilirsem, oh ne âlâ!..

Hani yaygın muhabbet var ya…

Bırakmak kolay da, sigarayı önce kafanda bitireceksin, arkadaş, yoksa bir işe yaramaz, gene başlarsın!..

Hah, işte en çok da onun tam bir geyik muhabbeti olduğunu anladım bu on bir ayda.

Tamam, sigaradan eskisi kadar ve de eskisi gibi keyif almaz olmuştum da, kafamda filan bitirmiş değildim, hâlâ bile değilim.

Ve fakat şöyle oldu; sigaraya karşı acayip bir alerji oluştu bende.

Bırakın kapalı ortamı, yolda yürürken karşı kaldırımdan eli sigaralı biri geçse öksürmeye, aksırmaya, göğsüm sıkışmaya başladı, yanımda içenlere ise hiç dayanamaz oldum…

Sağlık Bakanlığı’nın kamu spotlarına çıkacak hale geldim.

Kırk yıl sigara içtim, öhö öhö öhö; çok pişmanım, öhö öhö; sigara pişmanlıktır, öhööö!..

Geçenlerde ben böyle anlatınca bizim Muharrem de ekledi; o sırada fonda da eli sigaralı eski görüntülerin geçmesi gerekiyor!..

Te Allah’ım; başardım, diyerekten övünsem mi, bu yaştan sonra ne hallere düştüm, diyerekten yerinsem mi, bilemedim.

•••

Bu arada olayın bir de politik bir yanı var, onu da yazmasam olmaz.

Şimdi efendim, şu benim sigara içtiğim şuursuz yıllarımda sigara karşıtı bir yığın argüman gelişmişti de ben de kendimi savunmak için karşı argüman geliştirmiştim.

Ben öyle bağımlılıktan değil, ustalarımın ustaları Marx, Engels içtiği için içiyorum; felsefi ve politik bir içiciyim, adi içici muamelesi istemem!..

Bu bizim Ümit Biçer, kendisi öğrencilik yıllarından beri arkadaşım olup acayip içicidir, bütün adli tıpçılar gibi savunması da hazırdır; meslek hayatımda bu kadar ölen insan gördüm, sigaradan öleni hiç görmedim!..

Her karşılaşmamızda benim o sözlerimi hatırlatıp ya bıyık altından gülüyor ya da o meşhur kahkahalarından atıyor.

Tamam ortada benim açımdan sıkıntılı bir durum var, üstelik adam zaten KHK mağduru, alttan alayım, sabredeyim, diyorum ama bir türlü durmuyor, artık bir cevap yazmak elzem oldu.

Bak Ümit Kardeşim, ben o sözlerimin halen arkasındayım.

Ve fakat; Marksizm, Marksizm, nereye kadar; bir aşamadan sonra Leninizme geçmek lâzım, buraya kadar!..

Daha fazla üzerime gelme; önceki hafta yanlışlıkla kestiğim keçi sakalım uzadı, üstüne bir de kucağı kedili fotoğraf çektirip her ortamda tekzip ederim seni, bilmiş ol!..

•••

Velhasıl, aslında pek de özgüvenle başlamadığım sigarayı bırakma maceram ilmi kara, zihni kara, vicdanı kara şu Kara-adam kalkıp da şu satırları yazıncaya kadar gayet de iyi gidiyordu:

Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum: Sanki farklı olanlara şunu diyor: “Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var”.

Yaşından, başından, sıfatından utanmayan bu adamı okuyunca, öyle canım çektiğinden filan değil de, bir an, şimdi ben sigarayı bırakmakla bu Kara-adam’la aynı safa mı düştüm, diye fena halde bir sigara yakmak arzusu geçti içimden.

Sonra aklıma o söz geldi, vazgeçtim.

Papaza kızıp oruç bozulmaz!..