Yenidoğan Çetesi davasının üçüncü duruşması görülüyor: Duruşmanın kapalı yapılması talebi
"Yenidoğan çetesi" davasının üçüncü duruşmasına yarın devam edilecek. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın duruşmasında bazı sanıkların savunması alındı. Davasının görülmesine yarın devam edilecek.

İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 46 sanığın yargılandığı davada üçüncü duruşmanın ilk celsesi bitti.
47 sanığın yargılandığı davada, örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen İlker Gönen’in tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etmesinin ardından sanık sayısı 46 olmuştu. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün 3. kez görülen duruşma, saat 10.30'ta sanıkların yoklamaları ile başladı.
DURUŞMANIN KAPALI YAPILMASINI TALEP EDİLDİ
Duruşmada, tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar eden örgüt yöneticisi konumundaki sanık İlker Gönen’in avukatı Aydın Mantar, söz almak istedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Dosyada müdafiliğiniz kalmadı" diyerek söz hakkı vermedi. Ardından avukat Aydın Mantar, "Vekaletle işimiz yoktur, sanık Fırat Sarı’nın avukatı olarak devam etmek istiyorum. Ben İlker ağabeyime en azından yargılanma sözü verdim. Verdiğim sözü tutamadım. Bu vebal sadece benim değildir. Soruşturmanın en başından beri servis edilen haberlerle bu insanlar yargılama başlamadan yargısız infaza uğradı. İş bu sonuca vardı. Ben buradan şunu anlıyorum, mahkeme heyetinin ‘bebek öldürüyorsunuz, katilsiniz’ sözü reddi hakim için yeterli sebep olmadı. Bu salondaki herkes, bizi bebek katili gören, sanıkları itip kakan, haberlerde, ‘bebekleri öldürdüler’ diyen herkes, İlker Gönen'in koltuğunun boş olduğunu görüyor. Müvekkillerin can güvenliği açısından duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum. Üye hakimin çekilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı.
"BEBEĞİ İLK ALDIĞIMIZDA ENTÜBEYDİ"
Duruşmada, Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan Şenay Çalıkoğlu ise tanık sıfatıyla beyanda bulundu. Çalıkoğlu, "Hayatını kaybeden Opara bebek devlet hastanesinden geldi. Ertesi gün herkes bebeğin peşindeydi. Kan almak istiyorlardı ama alamıyorlardı. Geceye kadar oradaydı bebek. Hemşire Doğukan’a ulaştım, Doğukan geldi. Doktor olarak Şeyhmus hoca vardı ama bebeğin geldiğinden onun haberi yokmuş. Ben erken çıktım, tedavi sürecini görmedim. Bebeklere ne yapılacağını Şeyhmus yönlendiriyor, Doğukan yapıyordu. Hemşire olarak Yaren ilgilendi. Bebeği sabah gördüğümde durumu çok kötüydü, baygın gibiydi ve nabzını alamıyorduk. Bebeği ilk aldığımızda entübeydi. Sabaha karşı entübe olup ölen bebekler yoğun bakımda bekletilirdi çünkü geceleri morg kapalı olurdu" diye konuştu.
Tanık Oktay Torun ise "Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışıyorum. Öncesinde Güney Hastanesi’nde çalıştım. 2024 yılında ayrıldım oradan. Çocuk hekimiyim. Son 7 yılda yenidoğan yoğun bakıma bakmadım. Son dönemde Fırat Sarı baktı yenidoğana. Ben bebekleri muayene etmedim 7 yıldır. Ben yenidoğan bebeklerin gündüzleri kontrollerini yapıyordum. Biz genelde poliklinik yapardık. Hastalarımın epikrinizi kendim düzenlerdim" dedi.
"500 GRAM DOĞAN BİR BEBEĞİ YAŞATMAK ÇOK ZOR"
Sanık avukatının "Hayatını kaybeden Kaya bebeğin epikriz raporlarında sizin elektronik imzanız var. Bunu nasıl açıklayacaksınız?" demesi üzerine tanık Torun "Ben Kaya bebeği hiç görmedim. Elektronik imzayı hep yanımda taşıyordum. Biri alıp imzaladıysa hastane yönetimi alıp imzalamıştır. Yani başhekim Ali Dirik. Kaya bebek 500 gram doğmuş. 500 gram doğan bir bebeği yaşatmak çok zor" dedi.
Dava, yarın saat 10.30’a ertelendi. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edecek.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklarca hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi yerine maddi açıdan en fazla kazancın elde edilmesi olduğu iddianamede yer alıyor.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.
TUTUKSUZ 4 SANIK TUTUKLANDI
Mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda, tutuksuz yargılanan sanıklardan TRG Hospitalist Hastanesi doktorlarından Mehmet Gürül, TRG Hospitalist Hastanesi İdari Müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik ve Esenler Güney Hastanesinin mesul müdürü doktor Ali Dirik tutuklanmıştı.
Tutuklanması talep edilen ancak firari konumda bulunan Birinci International Hastanesinin sahibi Ali Aksu, hemşireler Serenay Şenkalaycı ile Ceren Hatice Kırım'ı yakalamaya yönelik çalışmalar ise sürüyor.