Kemal Bey’in ‘solcu farkını’ ortaya koyduğunu, somut 12 maddeyi takır takır saydığını kabul etmek gerekir. Kılıçdaroğlu’nun es geçtiği 12 maddeyi ise malum kişiye hitaben sıralayalım.

Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu, “Gel Yenikapı’ya” davetine, bin bir tereddütten sonra “Hadi başka kapıya!” cevabını veremedi. Fazla söze gerek yok, bu konuda hislerime Birleşik Haziran Hareketi’nin, “Kılıçdaroğlu bilmeli ki bu sevdasında yalnızdır” metni tercümandır. Ne var ki, “aldatılanlar koalisyonunun” günah çıkarma ayininde, onca hamaset arasında Kemal Bey’in “solcu farkını” ortaya koyduğunu, somut 12 maddeyi takır takır saydığını kabul etmek gerekir.

Özellikle, RTE’nin gözünün içine baka baka, “ne darbe ne dikta”, “15 Temmuz laikliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi” vurgularını küçümsemekten yana değilim.

Gelgelelim, o ortamda söyleyemediklerinin söylediklerinden kat kat daha fazla olduğunu, eminim ki “sol duyulu” CHP’li yurttaşlar da kabul edecektir. Madem 12’den kapı açıldı, Kılıçdaroğlu’nun es geçtiği 12 maddeyi, malum kişiye hitaben sıralayalım.

yenikapi-da-kilicdaroglu-nun-soyledikleri-soylemedikleri-171119-1.

1- Arkadaş, bu mitingin yapıldığı Yenikapı hukuka aykırı bir mekândır. Mimarlar Odası’nın uyarılarına kulak ver, lütfen burada bir daha miting falan düzenleme.

2- Gezi’de ölenler de demokrasi şehididir. Berkinler, Ali İsmailler, tüm kaybettiklerimizin canına kast edenler, aynı “15 Temmuz hassasiyetiyle” yargılansın. Askerleri linç edenlere ise kimse, “kahraman” muamelesi yapmasın, onların da bir an önce adalet önüne getirilmesinin takipçisiyiz.

3- Meclis’te grubu bulunan dördüncü partiyi, HDP’yi niye dışlıyorsun? Şu topluluk HDP sözcüsünün konuşmasını sükûnetle izleyecek olgunlukta bile değilse, nerede kaldı “milletimizin” demokrasi şampiyonluğu!

4- FETÖ soruşturmasında sıradan memurları bile tutukluyorsunuz, işten atıyorsunuz. Niye operasyonlar Fethullah’ın Pensilvanya’da ayağına gitmiş, menfaat birliği yapmış, birçoğu Yenikapı protokolünde yer alan siyasetçilere uzanmıyor?

5- OHAL’i sakın özgürlükleri kısıtlamak için kullanma, özgürlüğü güvenliğe kurban etme. Tüm çıkardığın KHK’lerin TBMM’nin kararına bağlanması gerektiğini unutma. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne gecikmeden geri dönelim.

6- Çağdaş, demokratik bir toplumda idam cezasının bulunamayacağını bilmiyor musun? Kaldı ki eğer hukuk geçerliyse, idam cezası geri gelse de, anayasa gereği darbecilere uygulanamayacağının farkında değil misin? Milleti bu konuda yanıltmaktan vazgeç.

7- Sana, “kan dökmeden başkanlık sistemini gerçekleştiremezsiniz” demiştim. Ne yazık ki, korktuğum gerçekleşti. Hazır kalabalığı bulmuşken, tez elden “başkanlık” sevdasından vazgeçtiğini ilan ediver.

8- “17-25 Aralık darbe girişimiydi” bahanesiyle, hırsızlıkların, yolsuzlukların, senin ve Binali Yıldırım’ın mahdumlarının gemiciklerinin peşini bıraktığımız sanılmasın.

9- “Devleti sıfırdan kuracağım” diyorsun, demek 14 yılda devleti sıfırladığını kabul ediyorsun. Her neyse, ilk adım olarak, nasıl Kuleli’yi şipşak boşalttıysan, Kaçak Saray’ı da gecikmeden tahliye et, suçunu ağırlaştırma.

10- Madem darbe girişiminin arkasında bir “üst akıl” olduğuna inanıyorsun, bunun kimler olduğunu “millete” ayan beyan ifade et. Sonra da gereğini, NATO üyeliğine mi ilişkin, İncirlik üssüne mi, birlikte düşünelim.

11- Ülkenin bu hallere gelmesinde, sorumsuz dış politikanın, özellikle Suriye’de Esad’ı devirme saplantısının büyük vebali bulunduğunu, hazır burada Ahmet Davudoğlu da varken kabul et. Rus uçağının düşürülmesinde “cemaat kumpası var” ,bahanesiyle işin içinden sıyrılacağını zannetme.

12- Uyguladığın neoliberal politikaların bu ülkede gelir ve servet dağılımının giderek bozulmasına neden olduğu ortada. Devlet sosyal sorumluluklarından sıyrılınca, “hayır, hasenat” üzerinden “yurt, burs, giyim- kuşam” derken meydan, tarikatlar ve cemaatlere kalıyor. Bugün Fethullah, yarın başka bir cemaatin başımıza aynı derdi açabileceği konusunda seni ve toplumu uyarmayı görev biliyorum.

Corbyn’in 10 vaadi

Türkiye’nin son günlerde çok fazla iç siyaset gündemine hapsolduğu ortada. Kemal Kılıçdaroğlu’nun köşe yazılarıyla BirGün’ün temelinde harcı bulunduğunu da göz önüne alarak, kendisine İngiliz İşçi Partisi başkanı Jeremy Corbyn’in geçen hafta açıkladığı vaatler manzumesini hatırlatmak istiyorum. Bilindiği gibi Corbyn, sağ kanattan rakibi Owen Smith ile kıyasıya bir liderlik mücadelesine tutuşmuş durumda. Olur da, yeni dönemde CHP direksiyonu sola kırarsa, tıpkı Taksim Manifestosu gibi 10 madde olan Londra Manifestosu işe yarayabilir…

1- Tam istihdam ve herkes için işleyen
bir ekonomi

Planlanmış ulusal yatırım bankası kanalıyla 500 milyar poundluk kamu yatırımı temelinde.

2- Ev garantisi sağlanması

En az yarısı kamu konutu olmak üzere 5 yılda 1 milyon ev inşa edilmesi. Kiraların kontrolü ve kiracı haklarının korunması.

3- İş yerinde güvence sağlanması

Güçlü işçi haklarını, sıfır saat çalışma sözleşmelerini sonlandırmayı ve 250 veya fazla çalışanın bulunduğu şirketler için zorunlu toplusözleşmeyi içerir.

4- Ulusal Sağlık Sistemi’nin ve toplumsal bakım sisteminin sağlanması

Sağlık hizmetlerinde özelleştirmenin sonlandırılması ve hizmetin “güvenceli, kamusal” olarak sunulan Ulusal Sağlık Sistemi’ne aktarılması.

5- Ulusal eğitim hizmeti

Herkes için kamusal çocuk bakımı, parasız eğitimin giderek yaygınlaştırılması ve nitelikli çıraklık hizmetlerini içerir.

6- Çevremizi güvence altına alma eylemi

Kısmen ulusal yatırım bankası kanalıyla Paris İklim Anlaşması’nın koşullarına uymayı ve “düşük karbonlu ekonomi” ve yeşil sanayilere geçişi içerir.

7- Kamunun ekonomimize ve hizmetlere damgasını vurması

Demiryollarının yeniden kamulaştırılmasını ve özel otobüs, eğlence ve spor tesislerinin yeniden yerel yönetimlere geçişini içerir.

8- Gelir ve servet eşitsizliğinin azaltılması

Son yüksek kazançlıların “adilvergilendirilmesi”ne yönelik artan oranlı vergi sistemini uygula, en çok ve en az kazananlar arasındaki uçurumu daralt.

9- Eşitlikçi bir toplumu sağlamak için eylem

Kadına şiddetle karşı mücadele yanında ırk, cinsel yönelim ve engellilik temelinde ayrımcılığa karşı eylemler ve İnsan Hakları Yasası’nın savunulmasını içerir.

10- Barış ve adalet dış politikanın kalbinde

Çatışmaların sona erdirilmesini ve insan haklarının “dışpolitikanınkalbine” yerleştirilmesini amaçlar.