Diyarbakır’da kalp krizi geçiren 61 yaşındaki bir hasta, koronavirüs yoğunluğu nedeniyle 112 Acil Servis ekibi tarafından hastaneye gitmemeye ikna edildikten hemen sonra geçirdiği ikinci krizle yaşamını yitirdi.

'Yer yok' gerekçesiyle hastaneye kaldırılmadı: İkinci kez kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi

Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde 1 Eylül günü kalp krizi geçiren Mehmet Beşir Kızılay, çağrılan 112 Acil Servis ekipleri tarafından koronavirüs nedeniyle ‘yer kalmadı’ denilerek hastaneye gitmemeye ikna edildikten birkaç saat sonra geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu yaşamı yitirdi. Yaşamını yitiren Kızılay’ın oğlu olan Abdullah Kızılay, olayda ‘ihmal’ olduğunu söyledi.

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, babasının ilk kalp krizini sabah namazı kıldığı sırada geçirdiğini belirten Abdullah Kızılay, sonrasında yaşananları şöyle anlattı:

“Kalp krizi sonrası kız kardeşim 112 Acil Servis ekiplerini çağırıyor. Eve gelen ambulans ekipleri, hastanelerde koronavirüs vakalarının yoğun olduğunu ve hastanelerde yer olmadığı söyleyerek, babamı hastaneye kaldırmıyor.”

Kalp rahatsızlığı bulunan babasının salgın nedeniyle olması gereken ameliyatı ertelediğini paylaşan Kızılay, “Bu rahatsızlığından dolayı kendini koruyan biri, hatta eve misafir dahi almıyordu, dışarı çıkmıyordu. Sağlık ekipleri bunları söyleyince o da kabul ediyor hastaneye gitmemeyi. Kalp krizi geçiren bir hasta, acil müdahale edilmesi gereken bir hasta nasıl hastaneye kaldırılmıyor buna anlam vermek mümkün değil” dedi.

“Ambulans çalışanları ne hakla hastayı hastaneye götürmeyi reddediyor” diyen Kızılay, ağır bir ihmalin söz konusu olduğunu vurguladı.

SEDYEDEN DÜŞÜRDÜLER

Babasının ikinci defa öğlen namazı kılmaya çalıştığı sırada kalp krizi geçirdiğini anlatan Kızılay, kamu hastanelerinde yer olmadığını düşünerek ailesinin bu kez babasını kentteki özel bir hastaneye götürmek üzere 112 Acil Servis ekiplerine haber verdiğini kaydetti.

Kızılay, “Eve gelen ekipler, birinci katta oturan babamı ambulansa götürmek için sedye kullanmıyor. Babamı karga tulumba ambulansa götürüyorlar. Bir görevli ile oğlum babamı asansörle indirmeye çalışırken baba biraz kilolu olduğu için düşürüyorlar. Babam ambulansa götürülene kadar kalbi tamamen duruyor. Ambulans yola çıkmadan bekleyip 10 dakika ambulansta müdahale ediyorlar. Sonuç alamayınca 10 dakika sonra yola çıkıp, özel hastaneye götürüyorlar. Burada yapılan elektroşokla kalbin çalışması için çaba harcansa da sonuç alınmıyor. Babam burada rahmet ediyor” diye belirtti.

ŞİKAYETÇİ OLMAYACAKLAR

Olayda ağır bir ihmal olsa da kimseden şikayetçi olmayacaklarını dile getiren Kızılay, nedenini ise, “Çünkü sağlık çalışanları ağır bir iş yükü altında, koronavirüs nedeniyle fedakarca çalışıyorlar. Buradaki bireysel bir ihmali tüm sağlık çalışanlarına mal edip onların moralini bozmak istemiyoruz” ifadeleriyle açıkladı.

Olay günü koronavirüsten dolayı yaşamı yitiren 4 cenazenin olmasından ötürü yetkililerin kendilerinden babasını bir an önce defnetmelerini istediğini de paylaşan Kızılay, “Biz oradayken 4 cenazeyi getirdiler. Bu olaydan dolayı kentimizde koronavirüs vakalarının ne kadar yüksek olduğunu da ortaya çıktı. Bu kadar ağır iş yükü altındaki sağlık çalışanlarını moralini bozmamak, onları töhmet altında bırakmak için kimseden şikayetçi olmayacağız. Sadece Allah’a havale ediyoruz” dedi.