Soma davası 2. blok duruşması, 15 Haziran’da Akhisar’da başladı. Aileler, uzun yola gidecek otobüs yolcusu hazırlığıyla gelmişti. Takribi 10 günlük bir duruşma süreci öngörülmüştü… Duruşma boyunca mırıl mırıl bir çocuk uğultusu…

Anne babalar sanıklara bağırıyor: torunum karnesini babasına gösteremedi!

Dramaturjinin emri: haksızın da hislerini anlamaya çalışacaksın. Peki:

Necati Karadeniz: 88’li, Maden mühendisi… İşsiz. Sanık. Çarpım tablosundan sözlüye kaldırılmış da, önceden çalışıp cevabı o anda ezberinden silinen soruya, soruyu tekrar ederek hatırlamak için zaman kazanmaya çalışan ilkokul öğrencisi gibi.

- Emniyet birimindeydim… İş Güvenliği eğitimi olarak herkese verilen eğitimi aldım.

O sırada izleyici koltuklarından bir çocuk karnına bastıkça ses çıkaran lastik oyuncağını civk civk öttürüyor.

- Bir de amirlerimizden madende eğitim aldık, ayrı bir güvenlik eğitimi almadım.

İzleyici koltuklarında bir kadın, torununa yanında getirdiği yoğurdu yediriyor.

Necati Karadeniz, hakimin sorduğu her soruya, “kendi vardiyamda” diye başlayan yanıtlar vererek, diğer zamanlardaki muafiyetinin altını çiziyor.

- 6 Nisan’da bir sıcaklık artışı hissettiniz mi?

- Kendi vardiyamda hayır.

İzleyici koltuğunda bir kadın, torununu dizinde sallayarak uyutmaya çalışıyor.

- Önceki ifadende sıcaklık farkı hissettim demişsin?

- Orası olayın olduğu yere bir buçuk kilometre uzaktı.

O sırada yüzü sinek ısırığından beneklenmiş 2-3 yaşlarında sarı bir çocuk mahkeme koridorunda koşuşturuyor.

Necati Karadeniz: “Yeraltında, neyin ne zaman nereden geleceği belli olmaz.” (Maden Mühendisi!)

Lastik oyuncaktan gelen ses: CİVK CİVK!

- Kendi maskem adına…

Bir kadın, terliklerini çıkarıp koltuğa topladığı dizlerine yaslanıyor.

- Bilgim yok.

Sanık Harun Yılmaz kürsüye çağırılıyor. 86’lı. Bir aylık genel eğitime tabi tutulduğunu söylüyor. Makine teknisyeni. İşsiz.

- Ocağın tamamıyla ilgili yetkim yok… Kimseyi üretim artışı için zorlamadım.

CİVK CİVK!

- 2013’te 2017 üretim rakamlarına varılmasını neye bağlıyorsun?

- Yönetim bilir.

CİVK CİVK!
Aileler, salonda şehirlerarası yolculuk edenler gibi. O koltuklarda rahat edemeyecekler. Biliyorlar. Ama varmaları gereken bir yer var. Çekilir kılamasalar da katlanmanın bir yolunu arıyorlar. Yanlarında azıkları var. Koltukta çocuklarıyla sığışmanın bir yolunu buluyorlar. Başını cama dayayıp akıp giden yollara bakıp ah çekenler gibi…

CİVK CİVK diye öten oyuncağın sahibine kimse de sus evladım, burası mahkeme demiyor. Yine uzun yollardan bildiğimiz bir; canım çocuk bu, güler de ağlar da tavrı var.

Bagajında 301 cenaze taşıyan bir otobüsteler.

Müşteki vekilleri; geçen duruşmadaki taleplerini yineliyor; özetle; sanık konumundakilerden, amir ve altında çalışanların avukatları aynı, dolayısıyla aynı avukat iki müvekkilinden birini savunurken diğeri hakkında görüş belirtmiyor, müvekkilin ifadeleri de kısıtlanıyor. Menfaat çatışması var. Savunmadaki usule aykırı durumun giderilmesi talep ediliyor.

Hâkim, itirazı kabul etti. Sanık avukatlarına yalnız bir sanığı seçmelerini istedi. Kimi seçti, kimi süre istedi. Avukatların seçmediği sanıklara avukat bulunması için dava ertesi güne ertelendi.
Çıkarken aileler tepkili. Uzun yolda gece molasında ayaza yakalanmış gibi bir ürperme…

Avukatları, bu kararın ve neticesinde amirle altında çalışanların avukatının aynı olmamasının iyiye işaret olduğunu tekrarlıyor. Aileler nispeten ferahlıyor.

Madende ölenlerden birinin babası fenalaşıyor. Üzerinde oğlunun resminin olduğu bir tişört var. Torunu geliyor, bir yaşında, dedesini öpüyor. Üzerinde babasının resminin olduğu bir tişört var…

Ayşegül öğretmen de yanlarında. Katliamın ardından bir çocuğun gözaltına alınmasını engellemeye çalıştığı için gözaltına alınan ve geçtiğimiz hafta sürgün haberini aldığımız Ayşegül Ersoy. Rahatsızlanan adamın eşi: “ben toruna bakıyorum, Ayşegül hocam, ambulansla sen git diyor.”

Gün içinde sanık avukatlarından istifa haberleri geliyor.

Soma’ya gidiyoruz. Soma’da ailelerle çalışmalar yürüten, davanın çağrıcılarından Sosyal Haklar Derneği’nin kapısı önünde; adliyede dedesini öperek uyandırmaya çalışan çocuk, üst katta rahatsızlanan abi, hastaneden çıkarılıp dinlenmek için SHD’ye getirilmiş…

Ertesi gün; mahkemede ifade veren Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı: “Neden tutuklu olduğumu anlamış değilim diyor.”

Çocuk yine oyuncağıyla… CİVK CİVK

Can Gürkan’ın avukatı; “müvekkilimin tutuklu olması vicdanımı sızlatıyor. Aileler; “Biz mi öldürdük çocuklarımızı?” Hakim, sanıkların tutukluluğunun devamına; menfaat çatışması ve istifa eden avukatlardan dolayı avukatsız kalan sanıkların avukat bulmaları için davanın 18 Ağustos’a ertelenmesine karar veriyor.

Dava çıkışı açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı: “oradaki sorunları bildiği halde, hiçbir söz hakkı olmadığını bildiği halde, ekmek parası için madene inen maden mühendisleri neden bugün bu gerçekleri anlatmazlar?”

Sosyal Haklar Derneği Başkanı Av. Can Atalay; “Parasıyla, devlet desteğiyle koskoca bir şirket var. Karşısında kendi iradeleriyle örgütlenen aileler var. Bu ailelerin iradesinin parçası olmak, onlara destek olmak durumundayız.”

Babalar günü reklamları dönedururken… Üstünde ölmüş babasının resmi basılı tişört olan bir nesil yetişiyor.