YerDeniz Kooperatifi: İşleyişte herkes eşit
Geçmişten Günümüze Kooperatifçilik ve Sol adlı yazı dizimizin ikinci gününde YerDeniz Kooperatifi gönüllüleri ile konuştuk.
Kooperatifi hangi ihtiyaçtan kurdunuz, kuruluş nedeniniz?
Neoliberal politikalar ile daha çok sömürülmeye, güvencesizleşmeye ve yoksullaşmaya mahkûm edildik. Doğanın ve emeğimizin sömürülmesine, yoksullaşmaya karşı bir çıkış olarak, dayanışma temelinde, gündelik hayatı birlikte örgütleyebileceğimiz, aynı zamanda hayatlarımızı da idame edebileceğimiz bir çalışmayı var etmek için kolları sıvadık. Hayallerimizi, yapmak istediklerimizi bir araya getirerek YerDeniz Sosyal İşletme ve Hizmet Kooperatifi’ni kurduk. Gıda, teknik eleman, geri dönüşüm, tamir-tadilat, kültür-sanat, yaşlı ve çocuk bakımı gibi alanlarda faaliyet yapmayı amaçlıyoruz. Gıda çalışma alanlarımızdan sadece biridir.
Kooperatifi nasıl, ne zaman kurdunuz?
Gezi Direnişi sonrası kurulan mahalle forumlarında örgütlenme modelleri üzerine yapılan tartışmalardan biri de kooperatifçilikti. Kooperatif örgütlenmesi de olmak üzere çeşitli örgütlenme deneyimleri olan insanlar olarak 2018 yılı Aralık ayında bir araya geldik. Ardından “nasıl bir kooperatif istiyoruz”u yazmaya başladık. İstihdam temelli uluslararası litaratürde işçi kooperatifi olarak tanımlanan modeli, kendi koşullarımıza uygun olarak kurmayı amaçladık. Kadıköy Yel Değirmeni Mahallesinde 13 Nisan 2019 tarihinde YerDeniz Sosyal İşletme ve Hizmet Kooperatifi olarak kooperatif dükkanının resmi açılışını yaptık. Öncelikle farklı bir türde kooperatif kurduğumuz için kendi ana sözleşmemizi kendimiz yazdık. Etik değerlerimizle birlikte temel kooperatif modelimizi oluşturduk. Her bir faaliyet alanımızla ilgili farklı çalışma modellerimiz bulunmaktadır.
Kaç kişi ile kurdunuz, mevcut üye sayınız kaç, kaçı kadın?
Kooperatifi 7 kişi olarak kurduk, ortaklarımızın çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır. Kooperatifte ortak ile gönüllü ayrımı yapmamaktayız, toplamda 13 kişiyiz.
Üyelik kriteriniz ne?
Kooperatife gönüllü olarak katılmak isteyenler için belli bir süreliğine katılım süreci işletiyoruz. Buradaki amaç, kolektif çalışmaya uyumlu, kooperatifin politik duruşunu içselleştiren, kolektif işleyişi aksatmayacak yeni insanların, kooperatif çalışmasını büyütmesi ve ileriye taşımasını sağlamaktır. Katılım süreci, hem kooperatifin hem de gönüllünün kolektif çalışmayı birlikte deneyimlediği ve karşılıklı fikir değiştirmeye şans verdiği çift taraflı bir mekanizma üzerinden işliyor. Bu süreçte yeni gönüllünün kooperatif süreçlerine daha iyi adapte olması ve sorularını çekinmeden sorabilmesi için eski bir gönüllü ile eşleştiriyoruz. Karşılıklı tanışma süreciyle yeni gönüllünün belli konulara/değerlere hâkim olmasını bekliyoruz. Güven esasına dayalı bir çalışmayı önemsiyoruz.
Kararları nasıl alıyorsunuz, üyeler kararlara katılabiliyor mu? Nasıl bir demokrasi, işleyişe sahipsiniz, örgütlenme anlayışınız ne?
Kooperatife yasal ortak olan ve yasal sorumluluk almamış gönüllüler arasında herhangi bir fark yok, herkes işleyişte eşittir. Konsensüsle karar alan bir örgütlenmeyiz. Karar alma mekanizmalarımız çalışma birimlerinde başlar, gündemler ve pratik işler hazırlanıp, toplantıların gündemleri toparlanarak grupla paylaşılır. Herkes haberdar edilir. Haftalık yapılan toplantıda kolaylaştırıcı ve yazman arkadaşlar gündemlerin aciliyet sırasına göre konuşulup karara bağlanmasını takip eder. Toplantı kararları tekrar grupla paylaşılır. Sorunların çözümü, ilkesel konularda netleşmek ve gelecek stratejisi oluşturmak için belirli aralıklarla çalıştaylar ve birlikte öğrenme mekanizmasını geliştirecek iç eğitimler düzenliyoruz.
Yerel yönetimlerle ilişkileriniz nasıl?
Yerel yönetimle doğrudan ve maddi bir ilişkimiz yok. Kendi öz gücümüzle kurulduk ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kadıköy Belediyesi Kent Konseyi Gıda Çalışma Grubu'nda çalışmalara (gıda paneli, gıda şenliği, beslenme hakkı çalıştayı, yerel kooperatif pazarları açılması vb.) katılıyor, mahalle muhtarlığıyla birlikte mahalle ölçeğinde yapılan çeşitli çalışmalar (depreme hazırlık, salgın günlerinde dayanışma gibi) yürütüyoruz. Bu tür çalışmalarda bağımsızlığımızı korumaya önem veriyoruz. Yerel yönetimlerden gelen her bir konuyu haftalık toplantılarda konuşarak karara bağlıyoruz.
Diğer toplumsal örgütlenmelerle ilişkiniz nasıl?
Dayanışmayı temel alan, hiyerarşik ilişki kurmayan ve kooperatifin amaçlarına uygun olan çalışmaların içinde bulunmaya özen gösteriyoruz. Kır- Kent Ağı çalışmasına yakın bir zamanda dâhil olduk. Bu çalışmada kırda bulunan çeşitli üretici kooperatifleri ve şehirdeki kooperatiflerle birlikte üretimi ve tüketimi bir arada örgütlemeyi amaçlayan bir çalışmaya başladık. Ziraat Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubeleri ile bilgi alışverişi bağlamında bir ilişkimiz var. Demokratik Kitle Örgütleriyle birlikte gıda hakkı ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz.
Mevcut kooperatif yasasını nasıl buluyorsunuz, ne tür sınırlar yaratıyor, bu sınırları nasıl aşıyorsunuz?
Mevcut kooperatif yasası sermayenin ve iktidarın çıkarlarını gözetmektedir. Anonim şirket kurmak ile kooperatif kurmak arasında neredeyse fark kalmadı. 1163 Sayılı kooperatifler yasası 1969 yılında çıkarılmış ve halen yürürlükte olan bir yasadır. Kendi ana sözleşmemizi yazarak faaliyet alanlarımızı geniş tutmaya çalıştık ancak bu yasanın kısıtlarından kurtulmaya yetmiyor. Kooperatiflerin vergi yüklerinin azaltılması en önemli talebimiz. Kuruluş mevzuatının kolaylaştırılması düzenlemelerinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Her sene genel kurul ve her iki yılda bir seçimli genel kurul yapılması da bizim gibi kâr amacı gütmeyen kooperatifler için ayrıca mali yük getirmektedir. Ortakların sigortalı çalışması da önemsediğimiz başlıklardan birisidir.
Demokratik bir kooperatif yasası için ne düşünüyorsunuz, bunun için nasıl bir mücadele?
Kooperatiflerin tabandan örgütlenmeleri ve eşitlikçi yapılarının sağlamlaşması için tüm alanlarda olduğu gibi bu alanda da birlikte mücadele edilmesi gerekiyor. Bakanlığın geçen sene düzenlediği sosyal kooperatifçilik çalıştayına katılarak önerilerimizi ilettik. Fakat diğer kooperatiflerle çeşitli buluşmalar yaparak taleplerimizi birleştirmeli, bu tür etkinliklere daha örgütlü katılmalıyız.
Sözleşmeli üretim için düşünceniz ne?
Sözleşmeli üretim çiftçiyi ucuz iş gücü haline getirdiği gibi hayatını, özgürlüğünü, üretimini ipotek altına almaktır. Kır emekçileri doğayla birlikte hareket ederek üretim yapar. Gıda Egemenliği çerçevesinde; kim için, neyi, ne kadar ve nasıl üretileceğine birlikte karar verebilir, planlama yapabiliriz. Bunu bir sözleşmeyle, akit anlaşmalarla yapmayı doğru bulmuyoruz. Kooperatifte Katılımcı Onay Sistemine (KOS) dayalı bir çalışma yürütüyoruz.
Kooperatif vasıtasıyla ucuz girdi sağlamak şirketlere bağımlılığı azaltıyor mu?
Üreticiler için ucuz girdi hayati önemde. Hasat sonrası tohumdu, mazottu, gübreydi, tarım ilacıydı derken üretici geçimlik ücretini bile kazanamaz hale geliyor. Kooperatifler sayesinde köylüden köylüye öğrenme yöntemiyle, bilge köylü tarım yöntemleriyle, ortak araç gereç parklarıyla, ortak ihtiyaçların ortak karşılanmasıyla tarımsal girdi bakımından çiftçinin şirketlere bağımlılığı azalıyor. Karşılıklı iş birliği güç birliği gelişiyor. Bizler de kır-kent ağı üzerinden birim maliyetleri azaltacak yöntemler üzerine kafa yoruyoruz.
Sağlıklı gıda üretimi ve erişimi için neler yapıyorsunuz?
Mevcut gıda sistemi gıda tekellerinin egemen olduğu endüstriyel bir gıda sistemidir. Bu şirketler kârlarına kâr katma, doğayı ve insanlığı sömürme düşüncesi içindedir. Temiz, sağlıklı ve adil gıdanın herkesin hakkı olduğunu düşünüyoruz. Üreticilerin ve tüketicilerin birlikte karar vereceği, tekellerin egemen olduğu endüstriyel gıda sisteminin karşıtı, kent ve kır emekçilerinin birlikte örgütlendiği, halkın gıda sistemi olarak Gıda Egemenliği için mücadele ediyoruz… YerDeniz Kooperatifi olarak sağlıklı gıdaya ulaşmak için üretim süreçleri ve geri planına dair bilgiler edinerek ürünleri raflarımıza taşıyoruz. Üreticilerin üretim alanlarında ya da son kullanıcıya ulaştırma kanallarında yaşadıkları sorunlara da elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz.
Üreticilerin ve tüketicilerin birlikte örgütlenebildiği kooperatifler mümkün mü?
Evet mümkün. Bu biçimde kurulmuş kooperatifler var. Biz kentte ve kırda örgütlenen kooperatiflerin Katılımcı Onay Sistemi ve Gıda Egemenliği temelinde yeni örgütlenme biçimleri oluşturmasını daha işlevli buluyoruz.
Toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından ne tür sorumluluk içindesiniz?
Kararlarımızı alırken toplumsal cinsiyet rollerinden bağımsız olarak kadın kooperatiflerini ve eşitsiz çalışma koşullarındaki kadın ve LGBTI+ örgütlenmeleriyle birlikte çalışmayı önümüze koyuyoruz. Bu bazen ürün almak bazen birlikte öğrenme süreci, bazen de destek şeklinde olabiliyor. Yakın zamanda LGBTI+ bireylerin kendini güvende hissettiği Sugar Mekanlar listesine seçildik. Kooperatifimiz de hali hazırda kadın gönüllü ve aktif çalışanlar çoğunluktadır. Katıldığımız etkinliklerde kadın katılımcı sayısından, dilimize yerleşen cinsiyetçi kelimeleri kullanmamaya dek pek çok konuda uğraş veriyoruz.
İklim adaleti ve ekolojik bilinç konusunda ne tür çalışmalarınız var?
Küçük köylü üretimini destekleyen bir çalışmayı büyütmeye çalışıyoruz. İklim krizi veya yaşanılan ekolojik yıkıma karşı Gıda Egemenliği ve Katılımcı Onay Sistemi ile birlikte doğayı sömürmeyen örgütlü bilge köylü üretimini destekliyoruz. Üreticilerimizi davet ederek çeşitli etkinlikler yapıyoruz. YerDeniz Kooperatifi’nde kentle kırı birbirine yakınlaştırıyor, yaşadığımız sorunların birbirinden bağımsız olmadığını göstermeye çalışıyoruz. Örgütlü köylü ile çalışarak bütün bölgenin toprağının, havasının ve suyunun temizlenmesini hedefliyoruz.
Kooperatifçiliğin sizlere kazandırdığı nelerdir?
Kooperatif, kolektif çalıştığımız, toplumun tüm kesimleriyle bir şekilde bir araya geldiğimiz ve dayanışmayı büyütebildiğimiz bir araç oldu. Kooperatifçiliği farklı alanlara da taşımak, kooperatifçilik tarihinde harekete emek verenlerle tanışmak, mahalle ölçeğinde çalışmalara katılmak, doğal gıdalara birlikte çalışılarak adil fiyatlarla ulaşabileceğimizi görmek, yeni kooperatif çalışmasında bulunmak isteyenlerle çalışmak ve onların da pratik adımlar attığını görmek bizlere de çok şey kattı. Kooperatif kanalıyla tanıştığımız birçok kooperatif ve insanla benzer şeyleri düşündüğümüzü görmek yalnız olmadığımızın göstergesi oldu. Son dönemde yaşanılan salgınla birlikte dayanışmanın ve kendi kendine yetebilen tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı.
Katılımcı sertifikasyonu duydunuz mu? Bu sizin için ne anlam ifade ediyor?
Zaten hali hazırda ürün ve üretici seçerken KOS perspektifi ile çalışıyoruz. Ürünlerimizi ihtiyaç bazlı seçiyoruz, ürünü üreten kooperatiflere ulaşıp üretim süreçlerini anlayabileceğimiz çeşitli formlar gönderiyoruz. Bu formlarda ürünün nasıl üretildiğinden, gelirin nasıl bölüşüldüğüne, kadın, çocuk veya göçmen emeğinin ne şekilde işletildiğiyle ilgili sorularımız da var. Katılımcı Onay Sertifikasyon sisteminde karşılıklı güven esastır. KOS'u başka kooperatiflerle birlikte daha örgütlü hayata geçirecek adımlar atmaya başladık. KOS'un gerekliliklerini yerine getirmek için eksiklerimizi görüp tamamlamayı daha doğru buluyoruz. Üreticilerle aramıza ürün analizlerini içeren başka bir mekanizma koymayı doğru bulmuyoruz.
Üye olmayanlar da sizden ürün talep ediyor mu?
YerDeniz Kooperatifi bir sosyal işletme ve hizmet kooperatifi dolayısıyla kooperatife ortak olmayanlar da ürün ve hizmet talep edebiliyor. Gıda da faaliyet alanlarımızdan biri olduğu için herkes kooperatif dükkanımızdan gıdaya erişme olanağına sahiptir.
Tüketiciler sizi niye tercih ediyor?
Mahalle ölçeğinde bir kooperatifiz. Mahalledeki komşularımızın, arkadaşlarımızın çok çeşitli tercih sebepleri var elbette. Üreticiden direk ve adil fiyatlarla ulaşabildiği doğal ürünleri almak için bizi tercih ediyorlar. Kadın kooperatiflerini desteklemek istemeleri, market yerine yerel ve küçük işletmelerle dayanışmak istemeleri de sebepler arasında yer alıyor. Kooperatif aynı zamanda mevcut tüketim alışkanlıklarını sorgulayan, ürün ve üretim süreçlerini paylaşan bir yapı olarak insanları tüketicilikten çıkarıp yarı üretici haline getirdiği için de tercih ediliyor.
Sizleri bu çalışmada motive eden nedir?
İçinde yaşadığımız krizlere karşı tek tek mücadele ederek başarılı olamayacağımızı biliyoruz. Hayatta kalmak için birlikte mücadele etmenin yol ve yöntemlerini kooperatif üzerinden ortaya koymuş olmak bizi motive ediyor. Bir yıldan beri yaptığımız çalışmaların ete kemiğe bürünmesi, geniş bir ilgi görmesi ne kadar önemli bir çalışmanın içinde olduğumuzu göstergesi. Gelip alışveriş yapan arkadaşlarımızın, komşularımızın destekleyici sözleri bize doğru işi yaptığımızı hissettiriyor. Kooperatif hayallerimizle yürüyen bir çalışma ve bizler her bir faaliyet alanımızla bu çalışmayı geliştirmeyi ve büyütmeyi önemsiyoruz.
Ürünlerinizi nasıl ve kimlerden sağlıyorsunuz?
Ürünlerimizin büyük bölümünü kolektif örgütlenmiş üreticilerden, yani kooperatifler, kadın dernekleri, vakıflar gibi üreticilerden sağlıyoruz. Herhangi bir üründe örgütlü üretici bulamazsak küçük aile işletmelerini tercih ediyoruz. Ülke çapındaki üreticilerden ürünler kargolar ile kooperatife geliyor.
Ürün kriterleriniz nedir? Hangi ürünleri alıyorsunuz, neden?
Yerel ve yadigâr tohumlarla, kimyasal kullanmadan, doğa ile dost üretim yöntemleri ile üretilmiş ürünleri tercih ediyoruz. Bunları seçerken örgütlü üretici, kadın kolektiflerini önceliyoruz. Bazen tüm kriterleri karşılamayan ancak mevsimlik tarım işçisi olmayı reddedip kendi yerelinde üretim yaparak kurduğu bir kolektif ile ilişki kurmayı da çok önemsiyoruz. O nedenle her üreticiyi kendi içinde değerlendirmeye, toplumsal dayanışmayı ve mücadele ufkumuzu genişletmeye çaba sarf ediyoruz.
Diğer kooperatiflerle dayanışma ilişkiniz var mı, ne düzeyde?
Yeni katıldığımız Kır-Kent Ağı çalışması ile dayanışma ilişkilerimizi daha kolektif bir düzeye çıkarmayı ve daha sistematik bir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Çalıştığımız kooperatiflerin gereksinim duydukları yasal mevzuat ve teknik destek konusunda karşılıklı yardımlaşıyoruz. Yeni kooperatif girişimlerinin kuruluşlarına aktif destek vererek kooperatif kurmalarını teşvik ediyoruz.
Fiyatları nasıl belirliyorsunuz?
Maliyetler üzerine masrafları ekleyerek birim fiyatları belirliyoruz. Doğal, sağlıklı gıdanın herkesin hakkı olduğunu düşünerek fiyatları daha düşük düzeyde tutabilecek politikalar izliyoruz. Önümüzdeki dönemde ortak lojistik, depo ve nakliye gibi başlıklarda diğer kooperatiflerle çalışarak, kır-kent ağı içinde yer alan üretici kooperatifleri ile üretimi planlayarak bu çabalarımızı daha örgütlü bir düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.
Gıda egemenliği hareketi yaratmak için nasıl bir anlayışa sahip olmak lazım? Anlayışınız nedir?
Gıda Egemenliği kavramını bütünlüklü olarak geniş bir çerçevede, tüm alt başlıklarının üzerinde düşünmeye ihtiyacımız var. Bunu üretici örgütleriyle birlikte biz tüketicilerin de dahil olduğu herkesin doğal, adil gıdaya erişebileceği mekanizmaları kurarak örebiliriz. Birlikte olunacak örgütlenmelerin Gıda Egemenliği ve KOS konusunda net olması gerekiyor. Kentte ve kırda bütün emekçilerin ve örgütlerinin ortak çabası ile gıda egemenliğinin hayata geçirilebileceğini düşünüyoruz.
Toplum destekli tarımdan ne anlıyorsunuz?
Topluluk Destekli Tarım (Community Supported Agriculture), gıda üretimi ve tüketimi arasında doğrudan bağlantı kuran, bir çiftlik ve destekçi topluluğu arasındaki karşılıklı bağlılığa dayalı ortaklıktır. Bu zemin bizim için oldukça eksik bir zemindir. Bizler kooperatifler aracılıyla Katılımcı Onay Sertifikasyon Sistemi işleterek, kır ve kenti mücadelenin örgütlü öznesi yapan Gıda Egemenliğini savunmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz.