Türkiye’nin dış ticaretinde yerli paralarla ticaretin zemini zayıf. Hazine garantileri bile döviz cinsinden veriliyor ama TL ile dış ticaret hayali sürekli ısıtılıp sunulmaya devam ediyor.

Yerel parayla ticaret masalı

Ozan GÜNDOĞDU

Ülkenin gerçek gündemi denince toplumun tüm kesimlerinin aklına ilk olarak “ekonomik bunalım” geliyor. Ancak bunalımın nedeni olan siyasi iktidar doğal olarak çözüm konusunda başarısız kalıyor. Buna karşılık ideolojik bir tahkimatla güçlendirilmiş projeler üreten iktidar, böylece kitle tabanını korumaya çalışıyor. Son gündem Erdoğan’ın, D-8 zirvesindeki “yerel para birimleriyle ticaret” ve “İslami megabanka” önerisi oldu. Arada sırada ısıtılarak ülke gündemine sokulan bu projelerin geçmişinde siyasal İslamcıların hayalleri yatıyor. Ancak son dönemde Çin ve Rusya arasındaki ilişkide yaşanan gelişmeler bu projelere boyut kazandırıyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 23 Mart’ta Çin’i ziyaret etmiş ve orada Çin ile Rusya arasındaki ekonomik ortaklık bağlamında “yerel para birimleriyle ticaret” gündeme getirilmişti. Nitekim, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi de, Ortadoğu ve Afrika ziyaretlerinde “Yuan ile ticareti” gündeme getiriyor, bununla da kalmıyor, özellikle Batı Afrika ülkeleriyle yapılan borç ilişkinlerinde Yuan kullanılıyor.

Çin ve Rusya’nın ABD hegemonyasını kırmak adına atmayı planladığı “Yerel paralarla ticaret” projesinin zemini zor olsa da var. Pandemi yılı olan 2020’de de iki ülkenin ticareti azalsa da toplam ticaret hacmi 104 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu büyüklüğün 55 milyar dolarını Rusya’nın Çin’den yaptığı, 49 milyar dolarını ise Çin’in Rusya’dan yaptığı ithalat oluşturuyor. Bu haliyle Rusya, Çin’le yaptığı ticarette yaklaşık 5 milyar dolarlık açık vermiş görünse de yıldan yıla bu açık değişiyor, geçmiş yıllarda fazla verildiği de görülüyor. Son 10 yıllık verilere bakıldığında Rusya ve Çin arasındaki uluslararası ticarette her iki ülke açısından açık veya fazla verilmediği ticaretin dengede olduğu görülüyor. Böylece Rusya ve Çin, yerel paralarla ticaretin “gerek şartı”nı sağlıyor. Aksi halde yerel paralarla ticaret fikri hayalden öteye geçemezdi.

Yabancılar TL'yi ne yapacak?

Nitekim Rusya ve Türkiye arasında yerel paralarla ticaret tam anlamıyla hayal. 2020 yılı itibarıyla Türkiye’den Rusya’ya yapılan ihracatın tutarı 4,5 milyar dolarken, buna karşılık, Türkiye’nin Rusya’dan yaptığı ithalat 17,8 milyar dolar. Bu haliyle Türkiye, Rusya’yla yaptığı ticarette 2020 yılında 13,3 milyar dolar açık verdi. Bu iki ülke yerel paralarla ticaret yapsaydı, yani Türkiye ödemelerini TL ile, Rusya’nın ise ödemelerini Ruble ile gerçekleştirseydi, yılın sonunda Rusya’nın elinde 13,3 milyar dolar değerinde TL kalacaktı. Rusya 13,3 milyar dolar değerindeki TL ile ne yapacağı sorusu belirsizliğini koruduğu için ticaret dengesi olmayan iki ülke arasında yerel paralarla ticaret hayalden öteye geçemiyor. Çünkü dünyada Türkiye’den başka bir ülkede Türk Lirası ticarette kullanılan “güvenilir” bir para birimi değil.

Aynı sorun Türkiye ile Çin arasında da yaşanıyor. 2020 yılı için Türkiye’nin Çin’le yaptığı ticarette verdiği açık 20,7 milyar dolar. Yere para birimleriyle ticaret yapılsaydı 2020 sonunda Çin’in elinde fazladan 20,7 milyar dolar değerinde TL bulunacaktı. Dolayısıyla Türkiye’nin ticaret açığı verdiği ülkelerin yerel para birimleriyle ticareti kabul etmesi mümkün değil.

Buna karşılık yıllardır yerel para birimleriyle ticaret önerisi iç politikada kullanışlı bir aparat olarak kullanılmaya devam ediyor. Son olarak dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan D-8 zirvesinde yaptığı konuşmada “Ülkelerimizi kur kaynaklı risklerden korumak için yerel parayla ticarete ağırlık vermemiz şarttır” diyerek konuyu yine gündeme getirdi.

Limak: Bunlarda sıkıntı yok

Erdoğan, yerel paralarla ticareti fırsat buldukça gündemde tutarken, içeride kamunun ihale şampiyonu müteahhitlerin bile TL’yi kabul etmemesi ise meseleye trajikomik bir boyut kazandırıyor. Limak’ın patronu Nihat Özdemir önceki gün Dünya Gazetesi’nde yayımlanan röportajında “Havayolu, otoyollar, yapacağımız Çanakkale Köprüsü… Evet finansmanımız yabancı para ama gelirimiz de yabancı para. Bunlarda sıkıntı yok” diyerek devletten aldıkları döviz garantilerinin faydalarını anlattı. Henüz hükümetle yakın ilişkileri olan patronlar dahi ihalelerini döviz cinsinden yapmaları Erdoğan’ın “Yerel paralarla ticaret” önerisinin altını tümüyle boşaltıyor.