31 Mart seçimleri AKP için bir kırılma oldu. Tüm ezberleri bozuldu, ‘milli irade’ söylemi terkedildi. Başkanlık sistemi ise halkın gözünde yenildi.

Yerel seçim değil sonun başlangıcı

Mehmet Emin Kurnaz

AKP, geride kalan on dokuz yıllık iktidarı boyunca Gezi Direnişi’nden Başkanlık Referandumu’na dek pek çok kırılma yaşasa da 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri, tüm hegemonyayı sarsan bir dönüm noktası oldu. Saray rejimi devletin bütün olanaklarına rağmen bir nevi sonun başlangıcını yaşadı. Cumhur İttifakı, pek çok kritik kenti muhalefete kaptırdı. İstanbul seçimini hazmedemeyen iktidar, YSK darbesiyle yenilenen 23 Haziran İBB seçiminde ise büyük bir hezimet yaşadı.


BELEDİYEDE RANT MUSLUĞU KESİLDİ

Bu süreç en başta iktidarın 17 yıllık ezberini bozdu. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Mersin, Adana, Antalya, Hatay gibi büyükşehirlerdeki siyasal ve ekonomik rant kaybedildi. Ankara’nın elden çıkmasının ardından milyarlarca lirayı bulan yolsuzluk dosyaları açıklandı. İstanbul’un kaybedilmesinin ardından besleme medya kuruluşları bir bir kapandı. Yandaş vakıf ve derneklere çekilen peşkeşin önüne geçildi. İBB bünyesinde sergilenen araçlar yaşanan israfın boyutunu gözler önüne serdi. İktidarın karşı hamlesi ise gerek hukuki düzenlemelerle gerekse belediye meclislerini felç ederek muhalefete iş yaptırmamak üzerine kuruldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel yönetim kozunu kaybederken ‘Milli irade’ söylemini de yavaş yavaş terk etti. En önemli sonuç Başkanlık sisteminin halkın gözünde yenilmesi oldu. AKP içinde çatlaklar derinleşti, içeride savaş kızışırken yeni partiler kuruldu. Tüm bunlara ülkeyi etkisi altına alan pandemi ve ekonomik buhran da eklenince iktidar kontrolünü büsbütün kaybetti.

Salgının başında beş maskeyi bile dağıtamadıkları gibi CHP’li Büyükşehir Belediyelerinin yardım kampanyalarına el koydular. Yurttaşın ‘açız’ mesajlarını abartılı bulan iktidar, kimsenin inanmadığı masallarla ülke gerçeğinden de koptu. Siyasette yepyeni bir perde açıldı.

İKTİDAR ÖMRÜNÜ UZATMA GAYRETİNDE

Kitleler üzerinde rıza üretemeyen iktidar bloku için çözülme hızlandı. Tabanda yaşanan erime kamuoyu yoklamalarına da yansıdı. AKP’nin yüzde 30 bandının altına indiği, MHP’nin ise barajın oldukça altında kaldığı görüldü. Ne şaşalı kongreler ne mega projeler ne de reform çıkışı, açlık ve pandemiyle boğuşan milyonları artık ikna edemiyor. Milliyetçi-muhafazakar dar bir tabana hapsolan iktidar çaresizce ömrünü uzatmaya çalışıyor. Bunun yolunu da baskıyı her geçen gün artırmakta arıyor.

***

YSK darbesine öfke yağdı

31 Mart’ta İBB seçimini kaybetmeyi kabullenemeyen iktidarın 36 gün süren temelsiz itirazları sonuç verdi.

Skandal bir karara imza atan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 4’e karşı 7 oyla İBB seçimini iptal etti. İmamoğlu’nun mazbatası da geri alındı. Siyasi Partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, hukukçular YSK’nin kararını ‘demokrasinin tabutuna çakılan son çivi’ olarak yorumladı. Halkın tepkisi ise çok sert oldu. Cumhur İttifakı’nın 23 Haziran’da Binali Yıldırım’ın adaylığında girdiği bu seçim de AKP için 806 binlik oy farkıyla büyük bir fiyaskoya dönüştü.