Yerel seçimler öncesi partilerin söylemlerinde öne çıkan nokta geçmişteki başarıları sağlayan ruhun açığa çıkartılması olurken, bunun uygulanabilirliği ise ciddi soru işaretlerini içerisinde barındırıyor

Yerel seçimler için ruh çağırma seansı

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net @yasaraydinnn

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan il başkanları toplantısında Mart 1994 yerel seçimlerinden uzun uzun bahsederek, örgüte bir kez daha 94 ruhunu yaşatmalıyız” talimatı vermişti. Bilindiği gibi Mart 1994 seçimleri başta Tayyip Erdoğan olmak üzere Refah Partisi adaylarının siyaset sahnesine güçlü bir şekilde çıktıkları seçim olmuştu.

CHP’de yerel seçimler öncesi bir ‘ruh’ arayışında. CHP, yerel seçimlerinde SHP’nin birinci parti geldiği 1989 yılına atıf yapıyor. Bu söylerken de partilerinin durumundan çok toplumun tepkileri arasında benzerlik kuruyorlar.

Türkiye seçim yorgunu
İki partinin de ‘ruh’ çağırma seanslarının başarısızlıkla sonuçlanacağı çok açık. Farklı tarihsel koşullarda, farklı dinamiklerle oluşan enerjiyi imal etmek mümkün değil. Her şeyden önce topum seçimle değişebilecek bir sistemin varlığına inanmaz oldu. Sandığa yüklediği anlam da çok farklı. İkinci olarak oy verdikleri partilerle kurdukları ilişki de çok değişti. Militan bir üye profilinden giderek profesyoneller dışında kalanların oy verme ile sınırlı olduğu bir aidiyet ilişkisi kaldı.

Erdoğan durumun farkında
Seçmen ya da üye davranışlarında yaşanan değişimi ilk görenlerden biri AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan, hem 16 Nisan referandumunda hem de 24 Haziran seçimlerinde örgütünde yaşanan isteksizliği ve yorgunluğu net bir şekilde gördü. O nedenle de türban gibi artık sorun olarak tarif edilemeyecek başlıkları da gündemde tutarak örgütünün ayakta ve uyanık tutmaya çalıştı. Tabanın tüm duyarlılıklarını harekete geçirdi.

Şimdi örgüte tekrar “94 ruhu” vurgusu yapmasının da temel gerekçesi seçmenin kendisinden uzaklaşma ihtimali.

Koltuk sahipleri ihtiyatlıdır
Muhtemeldir ki Erdoğan dahil olmak üzere AKP kurmayları parti tabanının bir daha 90’lı yıllardaki gibi olmayacağını biliyor. Kazanmaya motive bir topluluk, muhafaza etmeye hazır bir kitlenin motivasyonlarını harekete geçiren başlıklar çok farklı. AKP örgütünün genel merkezden ilçe yönetişine kadar olan bölümü hem zenginleşti hem de devlet olanaklarına daha rahat ulaşma imkânına sahip oldu. Asla hakları olmayan ama konumlara geldiler. AKP’nin tabanı ile hem yaşam tarzları hem de düşünce biçimleri farklılaştı. Erdoğan dışında ortaklaştıkları nokta bile kalmadı. Dolayısıyla aynı hedefe yönlendirmek zorlaştı. Erdoğan bir kez daha kendini ortaya koyacaktır, ama her yerel seçimde olduğu gibi bu durum genel seçimler kadar etkili olmayacaktır.

CHP 89’un çok uzağında
12 Eylül’ün ve onun ürünü olan ANAP’ın baskı ve zorbalığından bıkan milyonların ortak talebinin ortak tepkilerinden bir de 1989 yerel seçimler oldu. Ama onun öncesi yükselen öğrenci hareketi, işçilerin bahar eylemleri ve filizlenen kamu emekçileri vardı. SHP’de tüm bu süreçlerin içinde olmaya çalışan bir parti görünümündeydi. Dinamiğin parçalarından biri durumundaydı. Bu nedenle bugün kazanılması neredeyse hayal olan Niğde, Kocaeli, Samsun gibi illerde yerel iktidarı aldı. CHP’nin bugün içinde bulunduğu ruh halinin bundan çok uzak olduğunu söylemeye gerek bile yok.