İktidarın iddiasına göre faizler düşürülerek küresel finans çevrelerine meydan okunuyor. ‘Faizi yükseltin’ diyen iktisatçılar ise iktidara göre ihanet içinde. İktidar bu söylemiyle hem muhafazakar tabanını tahkim ediyor hem de muhalefeti manipüle ediyor.

Yerli ekonomi söylemi masal tadında, muhalefette de program yok: Faiz açmazı

Ozan GÜNDOĞDU

Son günlerde özellikle döviz piyasalarında yaşananlar faiz tartışmalarını da beraberinde getirdi. Ülke ekonomisinin kısır döngüsüne siyasiler de katıldı. İktidar cephesi “faizi düşürdük, küresel sermayeye boyun eğmeyeceğiz” masalını anlatıyor, muhalefetten ise kapsamlı bir program önerisi gelmiyor. Ekonomi uzmanı olmayan geniş halk kesimleri ise tartışmalarda tribün görevini üstleniyor.

Peki faiz artarsa ne olur, azalırsa ne olur? Dahası faizi düşürmek AKP kurmaylarının iddia ettiği gibi küresel sermayeye meydan okumak mıdır?

Faiz döngüsüne mercek tuttuk…

***

FAİZ ARTARSA

İktidarın iddiasına göre faizin artmasını dış güçler istiyor, direnen iktidar ise faizi yükseltmiyor. Peki faizin yükselmesi halinde piyasada neler değişiyor?

Kredi talebi azalır, piyasa daralır

Merkez Bankası’nın politika faizini artırması halinde bankalar da kredi faizini artırmak zorunda kalır. Böylece ticari ve bireysel kredi talebi azalır. Bu durumda bireysel kredilerle yaratılan talep azalır. Konut fiyatları eski hızında artmaz, beyaz eşya, taşıt, mobilya talebi daralır.

Borçlu şirketlerin finansman maliyetleri artar

Piyasa özellikle son 2 yıldır borca batmış durumda. Faiz artarsa borçlu şirketler kredilerini yapılandırırken daha fazla faiz ödemek zorunda kalır. Finansman maliyetleri artar. Artan maliyetler yüzünden bilançosu bozulan bazı firmalar diğer maliyetlerini kısmak zorunda kalır. Personel üzerindeki yük artar.

Dolar kurundaki artış yavaşlar veya dolar kuru düşer

Faizin yükselmesiyle piyasaya pompalanan lira azalır, böylece lira satıp döviz alanların barutu eskisi kadar çok olmaz. Ayrıca lira cinsi mevduat daha cazip hale gelir, yurttaşların ve ticari işletmelerin bir kısmı döviz satarak lira cinsi mevduata geçer. Döviz kurundaki artış yavaşlar veya döviz kurları aşağı düşer, liranın alım gücü artar.

İç talep daralır, işsizlik daha da artar

Türkiye ekonomisi kredilerle suni olarak yaratılan iç talep sayesinde ayakta duruyor. Faizin yükselmesi halinde kredi talebi azalır, salgınla beraber iyice küçülen iç talep daha da daralır. Paranın dolaşım hızı ve büyüme yavaşlar. Talebin daralmasıyla beraber işsizlik artar. Bu bir silsileye dönüşür, işsizliğin artması talebi daha fazla daraltır.

Ülkeye sıcak para girer veya çıkışı yavaşlar

Faizin ne oranda artacağına bağlı olarak ülkeye sıcak para girişi olur veya sıcak para çıkışı azalır. Bu durum döviz rezervlerine olumlu katkı sunar, döviz kurunu baskılayan bir neden de budur. Bu sayede gelecek vadede faizi düşürmek kolaylaşır.

***

FAİZ DÜŞERSE

İktidara göre faizi düşürmek yerli ve milli ekonominin olmazsa olmazı. Onlara göre düşük faizle Türkiye “devrim” yapıyor. Ancak düşük faiz de bir kısım kapitalistin işine geliyor…

Kredi talebi artar, piyasa genişler

Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesiyle beraber kredi talebi artar, piyasaya daha fazla lira pompalanır. Bireysel kredilerle yaratılan iç talep artar, özellikle konut, taşıt fiyatları yükselmeye devam eder. Bu nedenle faizlerin düşmesi özellikle gayrimenkul sahiplerinin işine gelir.

Borçların yapılandırılması kolaylaşır

Geçmişte yüksek faizle borçlanmış şirketler, borçlarını düşük faizle yapılandırabilir ve daha fazla borçlanabilir. Geleceğe ilişkin beklentiler olumluysa bu borçlar yatırıma dönüşebilir. Ancak gelecek beklentileri olumsuzsa borçla pompalanan paralar döviz, altın, gayrimenkul gibi varlık alımlarına akar.

Dolar kurundaki artış hızlanır

Piyasaya pompalanan lira miktarı daralacağı için lira değer kazanır. Lira satıp döviz alanların sayısı ve yaptıkları işlemlerin hacimleri düşer. Tasarruf sahipleri için lira cinsi mevduat daha avantajlı hale gelir. Elinde dövizi olanların bir kısmı bunları satarak lira cinsi faiz geliri olan varlıklara geçer. Böylece döviz kuru yukarı yönlü hareket eder.

İflaslarla beraber işsizlik daha da artar

Döviz borcu olan veya üretimleri için ithalat yapmak zorunda olan firmaların üretim maliyetleri artar. Bu durum bilançoların bozulmasına ve bir kısım firmanın iflasına neden olur. 2018 yazında yaşanan kur şokunun ardından yaşandığı gibi bir konkordato dalgasıyla işsizlik daha da artar.

Şirketlerin yabancılara satılması kolaylaşır

Faizin artması durumunda yabancı sermaye sıcak para şeklinde ülkeye girerken, düşmesi halinde yabancı sermayenin Türkiye’den şirket alımları hız kazanır. Geliri lira cinsinden olan yerli şirketlerin bilançoları döviz kurunun yükselmesiyle döviz cinsinden küçülür. Şirketler ucuzlar. Yeterince ucuzladığı düşünüldüğünde ülkeye giren yabancı sermaye şirketleri satın almaya başlar. 1994 ve 2001 krizlerinin ardından benzer satın almalar yaşanmıştı.