Yeşil Mutabakat kim için, ne için?

HAZIRLAYAN: Gökay BAŞCAN

Etkisini her geçen gün daha çok hissettiren iklim krizinden çıkışı arayışları tüm dünya tarafından tartışılıyor. Kimi çevreler bu krizi yaratan, dünyanın sonunu getiren kapitalizmin sınırları içerisinde sorunun çözümünün imkansız olduğunu söylerken; kimi çevreler ise atılan her ‘yeşil’ adımın yanında olunması gerektiği kanaatinde.


Yağma, talan ve tüketimden beslenen kapitalizmin çizdiği çerçeve içerisinde dünyanın kurtulacağı tartışması sürerken devlet aktörleri de ‘yeşil’ bir dönüşümü gündemine almış durumda. Avrupa’da süren ‘yeşil dönüşüm’, ‘Yeşil Mütabakat’ tartışmaları Türkiye’de de yer edinmeye başladı. Daha önce devletler düzeyinde yapılan anlaşmalar, verilen tahahhütlerle ne kadar yol alındığı ortadayken Yeşil Mütabakat, bir çok tartışma zeminini oluşturuyor. Hazırladığımız iki günlük yazısı dizisinde Prof. Dr. Aykut Çoban, TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ile Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği Direktörü Bengisu Özenç’in röportaj ve yazıları yer alacak.

Yeşil Mutabakat Nedir?

11 Aralık 2019 tarihli Avrupa Yeşil Mutabakatı orijinal ismiyle EU Green Deal, iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda Avrupa Birliği’nin (AB) önceki taahhütlerini daha geniş ve daha etkili bir şekilde yeniden düzenlemeyi amaçlayan bir yol haritası olarak tanımlanıyor. Avrupa, Yeşil Mutabakat Çağrısı ile AB, 2030 yılına kadar karbon salımını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılında ise sıfır karbon salım hedefine ulaşmayı planlıyor.

Mutabakatın bir diğer önemli boyutu ise, çevresel problemleri AB’nin tek başına çözemeyeceğinden hareketle AB’nin işbirliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olmasıdır.


Yeşil Mutabakat’a umut bağlanamaz: Sermaye ve devlet aktörlerinin dünyaya dayattıkları yeşil mutabakatın ideolojik esaretinden kurtulup, sömürülen ve ezilen toplum kesimleriyle doğanın yararını bütünleştiren gerçekten yeni bir düzen kurmak için mücadeleyi yükseltmekten başka bir çözüm yolu yok.


İklim gündemi ve yalnızlaşan Türkiye: 2019 yılı Aralık ayında açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı yalnızca Avrupa Birliği dahilindeki ülkeler için değil, Türkiye gibi birlikle yüksek ticari ilişkiler içerisinde olan ülkeler için de önemli bir dönüştürücü çerçeve haline geldi.2050 yılı itibarıyla karbon nötr ilk kıta olma hedefini benimseyen birliğin bu çerçeveyi aynı zamanda bir rekabetçilik politikası olarak da ortaya koyduğunu görüyoruz. Türkiye özelinde baktığımızda, Yeşil Mutabakat gündeminin iklim değişikliği tartışmalarını da daha kapsayıcı hale getirdiğini söylemekte fayda var...


Gerçekleri gizleyerek krizi çözemezsiniz: Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı değerlendiren MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı Türkyılmaz, kapitalist çevrelerin sorumlu oldukları karbon salımlarını ‘düşürmek’ iddiasıyla gerçeklerin üstünü örttüğünü belirtti. Türkyılmaz “Bazı çevreci hareketlerin dile getirdiği, sermaye sözcülerinin de katıldığı Türkiye’nin Paris Sözleşmesi’ni onaylaması talebi önemlidir ancak sorunları çözecek sihirli bir anahtar değildir” dedi.