Yavuz “Türkiye’deki müzik endüstrisi dünyadaki müzik endüstrisi gibi. Satıyorsan varsın. Yani nitelik değil nicelik üzerine kurulu bir sistem” diyor.

Yetenekli bir caz müzisyeni: Başak Yavuz
Fotoğraf: Muhsin Akgün

Ozan Eren

Caz müzik, farklı müzik tarzlarının ve akımlarının ortaya çıktığı 20. yüzyılın başlarında, Amerika’nın güney eyaletlerinde gelişmeye başlamış bir müzik türüdür. Caz müziğin 1910’lu yıllardaki gelişimini dönemsel unsurlar üzerinden değerlendiren Schuller bir dizi tarihsel olaya ve müzikal denemeye işaret etmektedir: Bu dönemde bir taraftan 1. Dünya Savaşı deneyimi yaşanmakta; bir taraftan da Arnold Schoenberg’in ve Igor Stravinsky’nin ortaya koyduğu yenilikler ve müzikal fütüristlerin ve Dadaistlerin ayrıksı denemeleri dikkat çekmektedir (Schuller, 1968: 3). Caz müziğin “çok renkli çeşitli müzik gelenekleri”nden etkilendiğini belirten Schuller özellikle Afrika ve Avrupa etkisinden bahsetmektedir (Schuller, 1968: 3). 1923-1941 arasındaki dönem, yani Cumhuriyet’in ilanı ve ilk gerçek caz müzik grubunun performansı arasındaki yıllar, caz müziğin Türkiye’deki ilk gelişim yılları olarak kabul edilmektedir (Uyar ve Karahasanoğlu, 2016: 129). 2000’li yıllara bakıldığında, Türkiye’de önemli caz müzisyenlerinin yetiştiği; ancak caz müziğin sınırlı bir çevrede etkinlik gösterdiği söylenebilir. Bu durum, caz müziğin Türkiye’nin içkin kültürel kodları ve müzik yaklaşımlarıyla farklı özellikler gösteren yapısıyla ilişkilendirilebilir. Öte yandan, genç kuşağın caz müziğe yönelik artan ilgisi umut vericidir. Bu haftaki yazımda ele alacağım sanatçı Başak Yavuz özellikle caz müzik alanında kendini geliştirmiş, yetenekli ve çok yönlü düşünebilen bir vokal ve bestecidir.


Sanatçının fikirlerini kendi ifadeleri üzerinden de değerlendirebilmek için Başak Yavuz’a bazı sorular yöneltip, caz müzik alanındaki konumuna, müzik endüstrisine ve besteciliğe bakışına dair görüşlerini sordum. Aynı zamanda “Bi’ Şarkım Var!” adlı müzik oluşumunda * kurucu ekipte yer alanlardan biri olan Yavuz müziğe ilkokulda, ailesinin yönlendirmesiyle piyano dersleri alarak başlamış (Yavuz, 2022). Ortaokulda blues müziği ve kent ozanı geleneğini takip etmeye başladığını belirten sanatçının caz müziğe ilgisi mimarlıkta, restorasyon alanında yüksek lisans eğitimi alırken, tesadüfi bir şekilde gelişmiş (Yavuz, 2022). Sonrasında, Manhattan School of Music’te caz vokal ve kompozisyon alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamış. Yavuz, bu eğitimin ardından Bahçeşehir Konservatuvarı Caz Bölümü’nde ve Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nde dersler vermiş. Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Doktora Programı’nda kayıtlı olan sanatçı “20. Yüzyıl Müzik Teorisinin John Coltrane’in Yorumculuğuna ve Besteciliğine Etkisi” başlıklı tezini sunarak bu sene doktora eğitimini tamamlamayı planlıyor (Yavuz, 2022).

“Günümün büyük bir çoğunluğu ya müzik araştırarak ya da bir şekilde şarkı yazarak, öğreterek, analiz yaparak geçiyor” diyen müzisyen, salgın döneminde konser verememenin kendisinde kondisyon kaybına yol açtığını da ifade etti (Yavuz, 2022). Yavuz, diğer yandan, İstanbul, X Jazz, Özbekistan, Hannover, Vilnius caz festivalleri gibi etkinliklerde sahne alarak müziğini farklı dinleyicilerle buluşturabildiği için mutlu olduğunu belirtti (Yavuz, 2022).

Başak Yavuz’la benim tanışıklığımsa 2016 senesine uzanmakta. Yavuz’la, müzisyen arkadaşım Gülce Duru aracılığıyla tanışmıştım. Yavuz, hem “Bi Şarkım Var!” organizasyonunda, hem de bireysel müzik kariyerinde kendi ilkeleriyle hareket eden; duruşundan taviz vermeyen bir sanatçı. Öte yandan, müzik endüstrisinin beklentilerine uyum göstermiş, alışılagelmiş kalıplara göre şekillenmiş müzisyenlerden olmadığı için çeşitli zorluklar da yaşamış. Yavuz, yaşadığı zorlukları şöyle özetlerken denge kurma zorluğunu özellikle vurguladı: “Ekmek paramı performans yaparak kazanamadığım ve bir rhythm section üyesi gibi sideman olarak çalışmadığım için; bir de tabii kendi müziğimi çalmak için ısrar ettiğim için arada sürdürülebilir bir denge kurmakta biraz zorlandığımı ifade etmeliyim” (Yavuz, 2022).

Farklı dönemlerde farklı müzik türleri meşru kültürün uzantısı haline gelmekte; belli müzik türleri daha öne çıkabilmektedir. Türkiye’de aranjman, arabesk, pop başta olmak üzere, değişen dönemsel koşulların etkisiyle müzik endüstrisinde egemen müzik türleri değişim göstermiştir. Anaakımın parçası olmak şan, şöhret, para gibi imkânlar sunsa da Yavuz gibi, özgür ifade imkânlarını seçen sanatçılar günümüz Türkiye’sinde artmaktadır. Bu bağlamda, sanatçı, “…anaakımın bir parçası olayım diye bir görüşüm hiç yok. Canım ne isterse o müziği yapıyorum… kendimi kendi ellerimle bir kafesin içine tıkmaktan hep uzak durdum” (Yavuz, 2022) demiştir. Yavuz, müzik endüstrisinin işleyişine dair farkındalık düzeyi yüksek bir sanatçı olmakla birlikte dünya sistemindeki sorunlara ve ekosisteme verilen zararlara dair yüksek bir bilinç düzeyine ve duyarlılığa da sahiptir. Sanatçıya göre, “Türkiye’deki müzik endüstrisi dünyadaki müzik endüstrisi gibi. Satıyorsan varsın. Yani nitelik değil nicelik üzerine kurulu bir sistem… Yakında yaşanılır bir gezegenimiz olmayacağı için -karamsarlık değil, realite- müzik endüstrisinin de diğer endüstriler gibi bir önemi kalmayacak” (Yavuz, 2022).

“Şarkı yazmak, stili ne olursa olsun, beni en mutlu eden şey” diyen müzisyen, son dönemlerde özellikle 1970’lerin progressive rock müziğinin çok etkisi altında kaldığını ifade etti (Yavuz, 2022). “Things” adlı ilk albümünü New York’ta kaydeden sanatçı, “A Little Red Bug” adlı ikinci albümünü İstanbul’da kaydetmiş; üçüncü albümünüyse Berlin’de tamamlamayı düşünüyor (Yavuz, 2022). Yavuz, ayrıca, Ahmet Muhip Dıranas’ın “Ağrı” ve “Esmer” şiirlerine yaptığı beste ve düzenlemeyle şiir-müzik etkileşimine dair ilgili alana değerli katkılar sunmakta.

Hem bir caz müzisyen hem de kadın müzisyen olarak müzik endüstrisindeki deneyimlerini ve izlenimlerini sorduğumda, Yavuz’un verdiği cevap caz müzik dünyasında erkek egemenliğine işaret etmekte**:

“Çok emek getiren bir müzik yapacaksın ama dinlenmeyeceksin. Ana enstrümanın olan vokal çoğunlukla kadınların olduğu bir alan olduğu için sürekli bir erkek sana neyi nasıl yapman, yapmaman gerektiğini söyleyecek… Sonra gittikçe sindiğini ve ‘onların’ seni layık gördüğü yere senin de kendini layık görmeye başladığını fark edeceksin -ki en acıklısı da bu… Bazen küsüp uzaklaşacaksın, sonra yeni müzikler gelip yine kaşıyacak duramayacaksın; böyle bir git gel anlayacağın” (Yavuz, 2022).

John Coltrane, Darcy James, Gentle Giant, King Crimson, Zappa, Michael Schiefel, Efrat Alony, Omniversal Earkestra, Nick Drake, Paul Simon Yavuz’un son senelerde en çok dinlediği müzisyenler ve müzik grupları arasında yer almakta (Yavuz, 2022).

Müzik çalışmaları için bir süredir Berlin’de olan Başak Yavuz’un yeni bestelerini ve “Bi Şarkım Var!” organizasyonu kapsamında yürüteceği etkinlikleri takip etmeye devam edeceğim.

* “Bi’ Şarkım Var!” üzerine daha önce yazdığım yazı için, bkz. Eren, 2022.
** Kadın caz enstrümancılarla yapılan derinlemesine görüşmelere dayanan, Türkiye’deki caz müzik dünyasının erkek egemen bir sektör olduğuna dair veriler sunan güncel bir araştırma için, bkz. İlbi ve Karaol, 2020.

Kaynaklar

Eren, O. (2022, 9 Ocak). Şarkı yazarlığını ve müziği yeniden düşünmek: ‘Bi’ şarkım var!’ BirGün. Erişim adresi: https://www.birgun.net/haber/sarki-yazarligini-ve-muzigi-yeniden-dusunmek-bi-sarkim-var-372408
Schuller, G. (1968). Early jazz: Its roots and musical development. New York: Oxford University Press.
İlbi, D. & Karaol, E. (2020). Women jazz instrumentalists in Turkey within the context of gender. Musicologist, 4 (1): 34-55. https://doi.org/10.33906/musicologist.703748
Uyar, Y. M. & Karahasanoğlu, S. (2016). The early performance of jazz music in Turkey. Porte Akademik: Müzik ve Dans Araştırmaları Dergisi, 13: 129-139.
Yavuz, B. (2022). Kişisel görüşme. 16 Mayıs, İstanbul.