Hayır hayır, meseleyi daha yeni tanımlayabildim! Bunu yeni anladım! Zaten ne zamandır ucuz yollu kıllanıp, teşhisi tespit edemiyordum. Aslında

hayır hayır, meseleyi daha yeni tanımlayabildim! Bunu yeni anladım! Zaten ne zamandır ucuz yollu kıllanıp, teşhisi tespit edemiyordum. Aslında biliyordum, ama televizyonla aramdaki durumu, ancak yeni anlayabildim.
 Ali Taran sebep oldu, sağ olsun, ‘hamdolsun’, vatan sağ olsun! Bi defa bu meret hiç bana göre değil, hatta insan olan hiç kimseye göre değil. Bir delilik hali televizyon, bir çıldırmışlık hali, bir histeri ayini, topluca daha “aptal” nasıl görünebilirim mitingi, topluca nasıl deliririz deneyi... Sen gerizekalısın, ben de öyleyim hazzı, katharsisi, meramı.
REKLAMCILARIN BORAT’I
Mesela bakın Ali Taran’a...“Bu mu senin karizman, bu mu senin dehan?” diyesi geliyor insanın. Arkadaş ağzıyla, kendine “deha” dedirtmenin bedelini ödemeye başlamış bile. Zaten verdiği bir röportajda kitap okumadığını övünerek söylediği günden beri gıcığım bu bey’fendiye! Kitap okumamanın ayıp, kötü hatta berbat bir söz olduğunu hala da anlayamamış. Sözüm ona cahil reklamverenlere şirin görünüyor. 
En sonunda o yarışmaya jüri oldu, içi rahat etmiştir fakat şimdi söz söyleme sırası bizde. Zaten yaşı da ilerledi, dönemi geçiyor ve bunu anladı, artık başka dala tutunup ilerlemeli, jüri üyeliği ‘yeni hayatın’ da başlangıcı zaten. Başka türlü söylersek; Osmanlı’nın gerileme dönemi bu, orduyu modernize etmesi lazım yoksa tarihe karışacak.
Dilimdeki sözün sırasıysa şimdi; Kitap okumazsan geleceğin nokta burası olur. Olduğun yere iyi bakmalısın, zira yeni gideceği sıradan yönün de başlangıcı şimdi olduğun yer.
Bir zihniyetin nasıl tepetaklak olduğunu bize kanıtladığı için ona ne kadar teşekkür etsek az!
SİYASİ KAMPANYALAR, İTİNAYLA YÜRÜTÜLÜR
Cem Uzan’ın reklam kampanyasını  yürütüp, gösterişli yatlarda boyundan büyük ‘puro’  içerken halka söylediği sözleri burada yazmaya içim elvermiyor.
Masanın etrafından yayılanlar bizim de sohbetlerimizi süslemişti bir vakit ve şu ‘kitap’ meselesi kadar derin bir mide kasıntısı yaratmıştı. Genç Parti yüzde 7.5 oy aldırdı, sayesinde Danimarka Krallığı daha da kasvete büründü fakat ne kader, ‘üstüne bir bardak su’ içmek zorunda kaldı, paralarını alamadı.
Tam da AKP ile anlaşmak üzereyken, bir röportajda ‘tasavvuf felsefesine olan ilgisinden’ söz etti. Sahi bey’fendinin hayattaki en büyük fikri futboldan ‘ofsayt’ kaldırılsın değil miydi?  Eh, onu kaldıramayınca ofisini kaldırdı, bunu da büyük bir yenilik gibi sundu.  Bir de veda mektubu yayınladı...
‘UMARIM’ DÖNEMİ BİTTİ  ‘HAMDOLSUN’ DÖNEMİNDEYİZ
Buradaki bayağalığı  ve yazıdaki yeteneksizliği beraber okuyalım, ‘hamdolsun’ ve ‘ajancılığı’ kısımlarına dikkat; “35 yıldır reklamcılık, bir başka deyişle reklam ajansçılığı yapıyorum. Biraz ince hesap yapınca 38 yıl gibi görünüyor ama, arada askerlik var, şişme salon var, demek 35 yıl gerçeğe yakın bir süre. Evet doğrudur, bazen yoruldum. Bazen kırıldım. Bazen kızdım. Bazen küstüm. Ama hiç bıkmadım. Hiç sıkılmadım. Hiç şikâyet etmedim. Ayaklarım hiç geri geri gitmedi reklamcılıktan, belki, yaratıcılıktan demek daha doğru. Bu, `yaratıcı/yaratıcılık` sözcüğüne bazıları takılır, `yaratıcılık Allah`a mahsustur` diyerekten. Hayır efendim. Bilenlerden duydum `Allah’ın bütün vasıfları kulda da var, ama, kul kadar!`Hamdolsun, bu ülkede reklamcı + yaratıcı + dahi + dürüst denildiğinde, adı her zaman akla gelen 0 - 5 kişiden biri oldum. Hoş, reklamcı + zor + pahalı + paragöz + geçimsiz denildiğinde de adı her zaman akla gelen 0 - 1 kişiden biri de oldum ama ona da eyvallah.”
35 yıllık reklamcı, kitap okumadığı için 35 sözcükle anlatabiliyor meramını, Türkçesiyse 35 kuruş etmez, bu nedenle 35 yaşındaki çocuklara yenilecek, maçı kaybedip, ofsaytta kalacak... O yarışmadaki üç sözcüğü ikiye indirip, birini bileşik yaparsak ‘Yeteneksizsiniz Türkiye’ oluyor ki, asıl manzara da bu. Efendilerimizin sistemi tıkır tıkır yürüsün diye daha fazla yeteneksize ihtiyaç var. Ali Taran, hayatımıza efendilerin kontenjanından girmiş, ardadaş ağzıyla kendine ‘deha’ dedirtmiş biri... ‘Hamdolsun’ onun ve onun gibilerin dönemi geçti, bütün belediyelerin kampanyalarını taşranın bağrı yanık çocukları yapmaya başladı bile... Gerisi gelecek!.