Kanlı bir pazar daha yaşadık... Yaşamaz olaydık...
Yine etraf kan gölüne dönüştü... Yangınlar... Feryatlar... Parçalanmış insan bedenleri... Sağa sola koşuşan görevliler... Polisler, barikatlar, sirenler, cankurtaranlar...
Tam bir vahşet!.. Katliamın boyutu daha da büyük... Kalleşçe öldürenler!.. Ve ne için öldüklerini bilmeyen masum siviller!..
• • •
Bu kez Kızılay Meydanı. Otobüs durağı... Bir pazar akşamı... Evine dönen, arkadaşının elini tutan, hafta sonunun keyfini çıkaran insanlar... Yaşamlarına doyamadan can verdiler...
Her birinin mutlaka bir hayali vardı... Aileleri geleceğe dair birlikte kim bilir ne planlar yapmıştı!..
Birden yok oldular!.. Öldüler!.. Niye?! bile diyemeden!.. Kim bunların hesabını verecek?
• • •
Üçüncü bomba!.. Üçüncü defa Ankara’nın yani, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde bomba patlıyor...
Üçüncü kez sokaklarda göz göre göre yurttaşlarımız katlediliyor!.. 168 canımızı bu üç patlamada kaybettik!..
Kim yapıyor?! Niye engellenemiyor?!
• • •
Hükümet, “En güçlü istihbarata sahip olan Paris’te bile böyle olaylar oluyor” diyerek kendini kurtarmaya çalışıyor... Ama Fransa da 3 defa, aynı bölgede üst üste bomba patlatılamıyor!..
“Ülkede yüksek yoğunluklu güvenlik önlemleri aldık” denildiği günün ertesinde dalga geçer gibi Kızılay’da bomba patlatılıyor!.. Bu durumu nasıl açıklayacaklar?..
2006 yılında Abdulkadir Aksu’nun gündeme getirdiği ama hiçbir zaman gerçekleştirilmediği bir proje vardı!..
Bugünkü hükümetin büyük bir çalışma olarak sunduğu, “her sokakta bir polisin bulunması, her mahallenin bir güvenlik birimine zimmetlenme” projesine ne oldu?
• • •
17 Şubat’ta Merasim Sokak’ta gerçekleşen ve 29 yurttaşımızın ölümüne neden olay sonrası, Ankara valiliğinde yeni bir “güvenlik konsepti” oluşturulduğu açıklanmıştı. Her felaketin arkasından yapıldığı gibi...
Pazar günü “o konseptin geçerli” olmadığı görüldü. En azından “işlemedi” diyebiliriz... Ya da böyle bir konsept üzerinde henüz çalışılmamıştı!..
Çalışılmamış olması mümkündür. Çünkü Ankara Emniyet Müdürü hala vekaleten görev yapmaktadır!.. Bu konumda ciddi önlemler alınabileceği ihtimali zaten ortadan kalkıyor!..
• • •
Ankara Garı bombacısı bulundu... İsmi ve kimliği belli oldu. Ne zaman Ankara’ya geldiğinden bindiği taksiye kadar, ne yaptığı açıklandı.
• • •
Merasim Sokak bombacısı bulundu. Kimliği ve ismi açıklandı. Mülteci olarak ülkeye girişinden kaldığı inşaata hatta kullandığı arabanın çalındığı yere varıncaya kadar birçok bilgi kamuya aktarıldı.
• • •
Şimdi de Kızılay bombacısının Seher Çağla Demir isimli Balıkesir ağır cezada yargılan PKK’lı olduğu belirtiliyor. Arabaya bomba düzeneğinin nasıl döşendiğine kadar birçok bilgi kamuya sunuluyor...
• • •
Bu bilgiler çok önemli ve bir o kadar da değerli. Ama bazı sorular hemen akla geliyor.
Bombacıları takip ediyor, dolayısıyla biliyordunuz da, neden yakalamadınız?!..
• • •
Yurttaşlarımız öldükten sonra bu bilginin paylaşılması hükümetin acz içinde olduğunu mu gösteriyor?! diye bir soru aklınıza gelebilir. Hayır şayet bu bilgiler elde iken önlenmiyorsa bir art niyet olduğu ortaya çıkar.
Aslında bu niyeti Başbakan Davutoğlu, 1 Kasım seçimi öncesinde halka söylemekten kaçınmadı. “Ankara bombası” sonrası oylarının 3 puan arttığını müjdeledi.
Van mitinginde de daha açıklayıcı bir ifade kullandı. “Bize oy vermezseniz bombalar patlamaya devam eder”, hatta “beyaz Toroslar da etrafta dolaşmaya başlar!”


Yani açıkça söylenen şu; “oy verirseniz bombalar susar. Vermezseniz devam eder!..”
Oy verildi. Ama hala bombalar patlamaya devam ediyor... Ancak bombacılar da biliniyor!.. Bu nasıl iştir?!
• • •
İş belli; insanların ölümü AKP’ye oy kazandırıyor... Bunun farkına vardılar!.. O nedenle ülke şiddetle karşı karşıya bırakıldı...
Akla “Başkanlık seçimi” için bu kargaşanın sürmesine müsaade edildiği geliyor!.. Her patlama oy getiriyor ya!!!
• • •
Her felaket sonrası aynı insanlar, aynı sözleri söylemeye devam ediyor. Biz dinlemekten bıktık. Onlar söylemekten bıkmadılar...
Bu vahşet sözle değil, eylemle çözülür!.. Gerçekleri bilen insanların alanlara çıkması, sokaklara dökülmesiyle, yani halkın bilinçli ve de kararlı tepkisi ile durdurulur!..
Hatırlatalım, ETA’nın öldürme eylemine karşı Madrid’de bir milyon kişi bu ölümleri kınamak için yürüdü. ETA, silah bırakacağı açıklamasını yapmak zorunda kaldı...
• • •
AKP ve MHP bu konuda hamasetten başka bir şey yapmıyor. Dolayısıyla onlardan bir şey beklenemez.
CHP’ye görev düşüyor. Önce CHP Parti Meclisi toplanmalı, terörün bitirilmesi için yapacaklarını belirlemeli, daha sonra da ivedilikle, bu hafta içinde, hemen TBMM’yi toplamak için başvuruda bulunmalı!..
Meclisin acilen toplanması, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a bırakılmayacak kadar önem taşıyor!..
• • •
Terör, akıl, samimiyet ve ciddiyetle çözülür. Sözle değil, eylemle durdurulur!..