Erdoğan, hafta sonunda, AKP’nin belediye başkanı adaylarından 40’ını açıkladı. Seçimlerin anlam ve önemi üzerine uzun bir konuşmanın ardından… Bugün de 20 ilin adaylarını açıklayacak.

40 adayı, Adıyaman’dan başlayarak, alfabetik sırayla adlarını okuyup sahneye davet etti. Aday eğer mevcut başkan değilse, mevcudu da buyur etti. Ardından da, o ilin milletvekilini, AKP il başkanını, kadın kolları başkanını…

Sahneye çıkanlar Erdoğan’ın etrafında toplandı, Başkan onlara bir şeyler söyledi. Neler söylediğini biz duyamadık. O esnada ve ardından, muhtemelen adayın kampanyada da kullanması için, toplu fotoğraflar çekilirken sessizlik oldu.

Erdoğan’ın konuşmasını, ardından alfabetik sırayla başkan adaylarının adını okumasını baştan sona canlı yayınlayan kanallar, bu sessizliği de canlı yayınladılar! Böylece, bir süre sessizliği izleyip dinledik canlı yayında. CNNTurk’de, Habertürk’de, NTV’de…

Hepsini saysam köşe dolar, bir ikisi dışında televizyon kanallarının hepsi canlı verdi bu kah sesli kah sessiz seremoniyi.
Şimdi, Weber’in kullandığı anlamda analitik bir araç olarak kendimizce bir “anaakım medya” “ideal tip”i kurgulayıp etrafımızda gördüğümüz medyaya da o ölçüyle bakarak “anaakımdır - değildir” diyebiliriz.

Sırtımızı literatüre dayayıp, belli bir kuramsal yaklaşımın “anaakım medya” kavramını ölçü olarak kullanabilir ya da genel geçer bir tanımla “anaakım”ı insanların çoğunun okuyup izlediği, hatta güvenilir bulduğu konvansiyonel haber kaynakları olarak tanımlayıp, yukarıda saydığım kanalları bu gruba dahil edebiliriz.

Öte yandan, alternatif/muhalif/aktivist diye tanımlayarak kolayca isimlendirebileceklerimizi dışarıda bırakırsak, memlekette elde kalan da bunlar. İster “anaakım” (mainstream) deyin, ister İngilizcenin kafa bulan kavramlaştırmasıyla (lamestream) “topal/inanılmaz akım”; bizde en fazla izlenenler bunlar işte.

Aslında, dışarıdan nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, kendisine “haber medyası” diyen bir mecranın elle tutulur bir “haber değeri” kriteri olması gerekir.

Bir olayı yayınlıyorsan, üstelik saatlerce canlı yayınlıyorsan, onda bir “haber değeri” buluyor olmalısın.

CNNTürk’ü, NTV’yi; memleketin bu hem ana, hem baba, hem de penguen akım haber kanallarını; bir partinin belediye başkan adayı açıklamasında dakikalarca süren sessizlikte ve poz vermelerde buldukları “haber değeri”nden dolayı kutlamak gerek! Gerçekten de, dünyanın hiçbir ciddi haber kanalı bunu başarmazdı!

Tut ki biri başardı; utanır ve utanma belasına hiç değilse ana muhalefet partisinin de aday açıklamasını, oradaki sessizlik ve poz vermeleri, aynı şekilde canlı yayınlardı.

Bakın bakalım, bizimkiler böyle bir şey yapabilecek mi?

Haklarını yememek gerek; habercilik namusu konusunda bizim “babalar” pek titizler! Günlerdir kim paralı röportaj yapıyor onu tartışıyorlar!

Bu memleketin en ana/baba akım gazetesinin en meşhur röportajcısının parayla röportaj yaptığı iddia ediliyor. O reddediyor ama gazetesi “onlar projeydi, parayı biz alıyorduk” mealinde açıklamayla kabul ediyor. Mevzuyu gazetenin genel yayın yönetmeninin bir davet gezisinde diğer gazetecilere söylediğine tanıklık edenler çıkıyor. “Bu ne rezillik” diye konunun üzerine atlayan pek ünlü gazetecilerin tarihlerine baksanız hediye gezilerden, o geziler sonrası yazdıkları reklam yazılardan geçilmiyor…

Gazetecisine para ile röportaj yaptıran bir medya, daha büyük çıkarlar için neler yapmaz?

Bizim “anaakım”, ister böyle analım ister anmayalım, bu işte. Ve memleket bu medyayla seçime gidiyor.

Ne demeli; yetiş ey alternatif medya!