Sendikalaştığı için kovulan Cargill işçilerinin direnişinin 1280’inci gününde Tekgıda-İş Sendikası fabrikada yetkiyi aldı. Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya sözleşmede ilk maddenin işçilerin işe iadesi olması gerektiğini söyledi.

Yetki yetmez işe iade isteriz

Rıfat KIRCI

Bursa Orhangazi’de faaliyet gösteren Amerikan gıda tekeli Cargill’de, Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan emekçilerin direnişinin 1280’inci gününde, fabrikada çoğunluk sağlayan sendika yetki belgesini aldı. Fabrika önünde basın açıklaması yapan işçiler, tüm işçi sınıfı için iş güvencesi talep etti. Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya “Sözleşmede birinci talebimiz kapıdaki arkadaşlarımızın işe geri alınması yönünde. 1280 günlük mücadele Cargill işçilerinin yetki alma mücadelesi değildi. Atılan arkadaşların işe alınma mücadelesiydi” diye konuştu. Yapılan basın açıklamasında Cargill yönetimine seslenen işçiler, “Süreci daha fazla zora sokamayın” diyerek toplu sözleşme talep etti. İşçiler iyi niyet göstergesi olarak direniş çadırını kaldırdı.

Mahkeme kararı var ama işe dönemediler

Cargill direnişi işçi sınıfının mücadelesinde iş güvencesi talep etmesiyle bir ilk. Türkiye’de yasalar işçilere sendikal örgütlenme hakkı tanıyor. Ancak sendikalaştığı için kovulan işçinin işe geri alınması yönünde işvereni zorlamıyor. Amerikan firması olan Cargill’de 14 işçinin yaşadığı da buydu.

Cargill işçileri Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için 2018 yılının Nisan ayında işten atıldı. Firma yönetimi işten çıkarma gerekçesi olarak fabrikanın daralmasını gösterdi. Ancak işçiler sendikalı oldukları için çıkarıldıklarını biliyorlardı. ‘Tazminatını verir kovarım mantığı kabul edilemez’ diyerek yola çıkan işçiler işverene karşı işe iade davası açtı. Mahkeme süresince ise ‘Herkese iş güvencesi’ diyerek gerek Bursa’da fabrika önünde gerekse Cargill’in İstanbul Ataşehir’deki genel merkezi önünde direniş çadırları kurdu. Yargı sürecinden nihai karar işçi lehine çıktı. 2019 Temmuz ayında mahkeme, işçilerin sendikalı oldukları için işten atıldığını belirtti ve işe iade kararı verdi.

Gözaltılara rağmen direnişe devam

Mahkemeden çıkan karar işçi lehine olsa da İş Kanunu, işveren işe iade konusunda bir dayatmada bulunmuyor. Yargıdan çıkan karar sonrasında işveren isterse işçiyi işe geri alır ya da işçilere mahkemenin hükmettiği noktada sendikal tazminatlarını ödeyerek işe geri almayabilir. Cargill yönetimi de işe geri almak yerine tazminat ödemeyi talep etti. Ancak işçiler bu durumun iş güvencesini ortadan kaldırdığını belirterek işe iade talebiyle direnişe devam etti. Direniş iş güvencesi talebiyle aylarca devam etti. Bursa Orhangazi’de fabrika önünde direniş çadırı bazen İstanbul Ataşehir’e şirketin genel merkezinin bulunduğu plaza önüne taşındı. İşçiler karda, kışta, yağmurda eylemlerine devam etti. İşçiler 11 Şubat 2021’de direnişlerinin 1000’inci gününde Ankara’ya giderek Tarım ve Orman Bakanlığı’nın önünde basın açıklaması yapmak istedi. İşçiler sendikanın Ankara binasında bir araya geldi. Amaçları Tarım Orman Bakanlığı’na yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirmekti. İşçilere sendikalar ve emek dostları da destek verecekti. Sendikanın Ankara binası yürüyüşün yapılacağı gün ablukaya alındı. Yürüyüşte ısrarcı olunması üzerine ise polisin sert müdahalesiyle işçiler 12 işçi gözaltına alındı. Müdahalenin öncesinde ise bir polis amirinin “Biz devletin gücüyüz, neler yapabileceğini orada gösteririz size. Siz merak etmeyin” diyerek tehdit etmesi kamuoyunda geniş yankı buldu. Gözaltına alınanlar 12 Şubat 2021’de gece geç saatlerde serbest bırakıldı.

Toplu sözleşmede en önemli talep işe iade

İşçilerin direnişi dün 1280’inci gününe girerken Tekgıda-İş Sendikası da fabrikada çoğunluğu sağlayarak yetki tespiti belgesi aldıklarını duyurdu. 500’ün üzerinde işçinin çalıştığı fabrikada işçilerin yarısı sendikada örgütlendi. 14 işçinin sendikalı oldukları için kovuldukları fabrikada şimdi toplu sözleşme için işverenin masaya oturması talep ediliyor.

Fabrika önünde yapılan basın açıklamasını okuyan Tekgıda-İş Sendikası Genel Teşkilatlanma Sekreteri İbrahim Ören şöyle konuştu: “Bugün sendikalı olmak için yıllardır mücadele veren Cargill emekçisi ve teşkilatımız adına önemli bir gün. 1280 günlük mücadelenin sonunda bugün devletimizin ilgili bakanlığından çoğunluk tespit belgemizi aldık. 1280 gündür tüm hukuksuzluklara ve baskılara boyun eğmeyen Cargill emekçisi, Tekgıda-İş Sendikası çatısı altında yine güçlü bir şekilde birleşerek mücadelesinden asla vazgeçmediğini tüm dünyaya gösterdi. Buradan Cargill işverenine güçlü bir şekilde çağrıda bulunuyoruz; artık inadınızdan vazgeçin. Bahanelerinizi artık çöpe atın. Yıllardır örgütlenme mücadeleisnden vazgeçmeyen işçilerinizin anayasal hakkını tanıyın. Çalışma Bakanlığı’nın sendikamıza verdiği çoğunluk tespitine saygı göstererek bu ülkenin hukukunu tanıdığınızı artık gösterin. İşten çıkartılan arkadaşlarımızı işlerine geri başlatın.”

Tekgıda-İş Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya şöyle konuştu: “Çadırımızı yıktık. Şimdi burayı toparlayacağız. 1280 gün direndik. Kolay bir yol değildi. 17 Nisan 2018 tarihinde başladık. Sendikalaşmanın önüne geçmek için bizi işten attılar. O 1280 gündür taleplerimizden hiçbir gün ödün vermedik. O işçi arkadaşlarımızın işe alınması ve anayasal haklara saygı duyulmasını istedik. Yetkiyi aldık. Bugün yaptığımız basın açıklamasında da işverene 6 iş günü içerisinde verilen itirazı yapmamaları ve Cargill yönetiminin sendikayla masaya oturup bu sorunu masada çözmesi gerektiğini biz anlattık. Sonuçta bu masaya oturulacak. Çalışanların kararı bu yöndeyse Cargill yönetimi de buna saygı duymak zorunda.”

Mücadelemiz her fabrika için geçerli

Karlıkaya, yaptıkları basın açıklamasını işverenin süreci daha fazla uzatmaması ve bir an önce toplu sözleşme masasına oturması için yaptıklarını aktararak şöyle konuştu: “Kapıdaki arkadaşlarımızın içeriye alınması toplu sözleşmede birinci talebimiz. 1280 günlük mücadele Cargill işçilerinin yetki alma mücadelesi değildi. Atılan arkadaşların işe alınma mücadelesiydi. Türkiye’de yargıda ve hukukta boşluk var. Anayasa, işçiye sendikada örgütlenebilirsin diyor ama işverene de işten atarsan geri almak zorunda değilsin diyor. Yargı işten yana karar alıyor ama işverene de diyor ki parasını ver işe alma. Biz bu boşluğu doldurmanın mücadelesini veriyoruz. Bu Anayasal suçu işleyen sadece Cargill değil, diğer işverenler de işliyor ve mücadelemiz her fabrika için geçerli.”

Sendika maddi desteğini eksik etmedi

1280 gün direnmenin kolay olmadığına da değinen Karlıkaya son olarak şunları söyledi: “Gerçeklerimizle konuşmak gerekiyor. Vazgeçme noktasına geldik ama birbirimize omuz verdik. Emek dostlarımızın desteğiyle direndik. Yıprandık, bazen ailelerimizle sorunlar yaşadık. Kolay bir süreç olmadı. Kimi arkadaşlarımız evlendi, kimisinin çocuğu oldu, kimisi çocuğuna sünnet yaptı. 3,5 yıl insan ömründe kısa bir zaman değil. Bu zorlukları aşarak geldik. En önemli şey dayanışmaydı. Düşeni bırakmadık. Vazgeçeni tekrar kolundan tuttuk, mücadeleye inandırdık. Başka fabrikalarda da aynı sorunları yaşayacağını anlattık. Ekonomik olarak da sendika bize arka çıktı. Tekgıda-İş Sendikası maddi desteğini hiç eksik etmedi. Mücadelenin bugüne gelmesindeki en önemli etkenlerden birisi de buydu.”