Bugün herkes muhtemelen İmamoğlu-Yıldırım tartışmasını tartışıyor olacak. Tartışmadan önce kaleme alınan bu köşe yazısında ise “acaba şu sorular sorulsaydı, cevapları ne olabilirdi” deyip İmamoğlu’nun vermesini istediğimiz cevaplar ve Yıldırım’ın muhtemelen verebileceği cevaplar hayal edilebilir. Soru: Yerinden yönetim hakkındaki yaklaşımınız nedir? Yıldırım: Yerinden yönetim diye bir şey olmaz, Reis’e şirk koşmak günahtır. Ama devleti bir şirk’et […]

Bugün herkes muhtemelen İmamoğlu-Yıldırım tartışmasını tartışıyor olacak. Tartışmadan önce kaleme alınan bu köşe yazısında ise “acaba şu sorular sorulsaydı, cevapları ne olabilirdi” deyip İmamoğlu’nun vermesini istediğimiz cevaplar ve Yıldırım’ın muhtemelen verebileceği cevaplar hayal edilebilir.

Soru: Yerinden yönetim hakkındaki yaklaşımınız nedir?

Yıldırım: Yerinden yönetim diye bir şey olmaz, Reis’e şirk koşmak günahtır. Ama devleti bir şirk’et olarak düşünürsek, belediyeler de işte o şirketin yerel acenteleri olarak görülebilir.

İmamoğlu: Yerinden yönetim yerinden muhalefetle yetinerek korunamaz, ama yerinden muhalefeti güçlendirmeden de korunamaz. Bu anlamda belediyeleri hack’lemek ‘halk için halkla birlikte’ yönetme anlayışını yerel yönetimlere eklemektir. İlk adım, yerel yönetimi sadece belediyecilik olarak görmemek, çözüm alanını yerel olanla yetinmeden genişletmektir. Bu ise halkın doğrudan katılımıyla, siyasi alanda meclisleşme, ekonomik alanda dayanışma ve istihdam, kültürel alanda laiklik esas alınarak farklı yaşam tarzlarının savunulması gibi hayatın her alanında bir seferberlik halidir. Kuşkusuz ekonomik krizin devam edeceği bir konjonktürde bu çabalar esas olarak yoksulları gözetmeye yönelik olmalıdır. Ama basit bir yoksul edebiyatı ötesinde gençler ve kadınlar cephesinde yaratılan bir seferberlik, bu doğrultuda atılan her adıma ivme kazandıracaktır. Ayrıca İstanbul’un gaspı gerçekleşirse, sıra öteki belediyelere de gelecektir. Tek bir yerel yönetim kendi başına kısa sürede etkisizleştirilebilir, ama toplumsal dönüşümde diğer belediyelerle birlikte stratejik birer mevzi yaratılabildiği ölçüde direnme gücü artacaktır.

Soru: Özellikle çoğu belediye meclislerinde iktidar partilerinin çoğunlukta olduğu koşullarda nasıl bir icraat yapabilirsiniz?

Yıldırım: He he he, Reis de aynı şeyi şey etmişti zaten. Yapsınlar da görelim!

İmamoğlu: Şeffaflık, meclis toplantılarını naklen yayınlamak ve paralel yurttaş meclisleriyle baskı grubu oluşturmak, kent kaynaklarından adilce yararlanmak vb. çözümler çoğaltılabilir ve bu çözüm imkânları doğrudan merkezi iktidardan gelen engellemeleri aşmak için de kullanılabilir.

Soru: Yerellik deyince neyi anlıyorsunuz?

Yıldırım: Bakın size bir fıkra anlatayım, hani utangaç geline oyna deyince yerim dar demiş, yer açınca da…

İmamoğlu: Unutulmamalıdır ki yerel ölçek nispidir. Uluslararası ölçek, ulusal ölçek, bölgesel ölçek, kentsel ölçek sıralamasında bir sonraki hep yerel kalmaktadır. Bu anlamda yerellerden oluşan bir hiyerarşi kurmak yerine her yerel olanın kendine özgü çözümü olabileceğini akılda tutmak lazım. Ayrıca muhtarlıklar da belediyelere göre daha yerel ölçektedir ve hayati önem taşımaktadırlar.

Soru: İstanbul seçmenini nasıl tarif edebilirsiniz?

Yıldırım: Ben tarif edemem, Reis’im tarif edebilir.

İmamoğlu: Şehirlerde yabancılaşma öğeleri daha fazladır. Bir apartmanda birbirini tanımayan, hiç selamlaşmayan, yabancılaşmış insanlar da oturabilir. İnsan ayrıca kapitalist toplumsal sistemde kendine, emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşır, kapitalist pazarın çarklarından biri haline gelir. Çözümü tarikatlarda ve hemşeri derneklerinde aranan bir yabancılaşmayı asıl bu anlamıyla kaldırabilmek, sınıfsal düzlemde yoksulları ve emekçileri bilinçli öznelere dönüştürebilmek önemlidir. Bunun gündelik yolu da somut konularda buluşabilmektir, örneğin “biz çocuk parkı için uğraşıyoruz, biz çöp için uğraşıyoruz” denilebilen ortaklaşa faaliyetler bile insanları yaklaştıran faaliyetlerdir.

Soru: Son olarak ne diyeceksiniz?

Yıldırım: Allah belanı versin!

İmamoğlu: Keşke yukarıda benim adıma yazdığın cevapları da verebilecek birisi olabilseydim. Ama size bir Yasin okuyabilirim!