AKP iktidarıyla büyük sıkıntılar çeken Türkiye’nin son 15 yılında yaşama dair çok önemli bir örnek var!.

Eskişehir Mucizesi!.

Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye Başkanı olması sonrası Anadolu’nun bozkırında, adeta bir vaha gibi yepyeni bir kent kuruldu.

Eskişehir, üniversite şehri iken şimdi imrenilecek bir şekilde ‘kültür kenti’ haline dönüştü.

Bir zamanlar trenlere hizmet eden insanların yaşadığı, Türkiye’nin ilk otomobili olan DEVRİM’in yaratıldığı, Anadolu Üniversitesi ile bilim dünyasına adım atıldığı ya da TSK’nin en büyük Hava Üssü nedeniyle tanındığı bir kent olmaktan öte Eskişehir, ülkemizin en çok görülmek istenen bir şehri haline dönüştü.

Yurdun dört bir yanından otobüsler dolusu insanlar, Eskişehir’i görmek, oradaki yaşamı gözlemlemek adına turistik turlar düzenlediler!.

Dönüşlerinde bu kente duydukları hayranlıkları samimiyetle dile getirdiler…

• • •

Eskişehir yeni,gizemli, romantik ve insanları ilk bakışta kucaklayan bir kent haline geldi.

Belki de Türkiye’nin en mutlu ve rahat yaşanacak yeri oldu!..

Bu gelişmelerin tek mimarı vardı!.. O da Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen!.

Büyükerşen bugüne kadar geçen süre içinde imar planları, binaları, parkları ve her sokak başında yerleşik sanat merkezleriyle yaşanacak çağdaş bir kent yarattı.

Kültür Merkezleri, salonları ve atölyeleriyle sahne sanatlarına, edebiyat ve plastik sanatlara büyük şehirler dışında ev sahipliği yaptı. Sanat festivalleriyle dünyanın ilgisini çekti!.

Porsuk Çayı ıslah edildi, üzerinde gondollar dolaştı. Hatta üzerine plajlar yapılarak, kumsallarında güneşlenen insanlara yeni bir yaşam biçimi sunuldu.

Yollar, caddeler, sokaklar, mahalleler çiçeklerle donatıldı, çevreye önem verildi.

Doğaya sahip çıkıldı. Çocuklar, gençler ve ailelere hobi bahçeleri yapıldı.

Medeni insanlara rahat ve huzurlu bir hayatın varlığı hatırlatıldı.

Emekçiler, işverenlerle birlikte yaşamanın güzelliğini tattı.

Kent kültür, sanat, estetik kenti haline dönüştü...

Üreten, yaşayan ve barışa sahip çıkan il oldu Eskişehir!..

Devletin bütün kayıtları gösteriyor ki; Eskişehir Türkiye’nin en huzurlu kenti!..

• • •

İktidar uzun zamandır Eskişehir’in yaratıcısı Büyükerşen’in önünü kesmeye çalışıyor.

Büyüyen, cazip hale gelen, dolayısıyla değer kazanan Eskişehir, rantiye iktidarın ağzını sulandırıyor!.. Bu nedenle Büyükerşen başta olmak üzere CHP’li belediyelere rant dağıtmadıkları için diş biliyorlar.

AKP’nin yönettiği birçok kamu kurumu, Eskişehir’in gelişiminden çıkar elde etmek için türlü yollar deniyor. Kılıfına uydurup kendilerine bağlı olan değerli yerleri yandaşlarına peşkeş çekmekten geri durmuyor.

Başta TCDDY olmak üzere, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı gibi kamu kurumları belediyeleri atlayarak, kendi meşreplerine uygun çıkar mekanizmalarını kurmaya çalışıyorlar!..

• • •

Geçenlerde korumasız dolaşan Yılmaz Büyükerşen’e bu rantiye düzenin mafyalaştırdığı kişilerce haince bir saldırı düzenlendi.

Yılmaz Büyükerşen darp edildi. Tüm Türkiye bu menfur saldırıyı lanetledi!..

Sadece Eskişehirliler değil bütün yurttaşlarımız ‘Büyük Başkana’ sahip çıktı!..

Her ne kadar failler yakalandıysa da rant ve ranta ulaşmak adına saldırganlık bizim ülkemizde suç olmaktan çıkarıldığı için, eminim ki, bir zaman sonra bu failler aramızda dolaşmaya devam ederler!..

Saldıran adamın kesinleşmiş hapis cezası almış biri olduğu söyleniyor.

Gazeteciler, yazarlar, çizerler, aydınlar yakalanıp içeride tutulurken, kesinleşmiş cezası olan kaçaklar ortalıkta rahatça dolaşabiliyor!.. Kimse de hesap vermiyor!..

Türkiye’deki adalet anlayışı da bu!..

Ayrıca devlet tek adama tabi olduğundan, onun rızası alınmadan, hiçbir vukuat da suç olarak değerlendirilemiyor!..

• • •

Saldırı sonrası Büyükerşen, oynanmak istenen oyunu hemşerilerine veciz bir şekilde açıkladı!..

Dedi ki; “Eskişehir içinden geçen YHT’nin, yerin altına alınmasıyla ortaya çıkan 2 kilometrelik alan, yeşil alan olarak imar planına geçti. Bu hattın bakımı TCDD’ye verildi.

TCDD, alanın temizliği ve bakımında gelir kaynağı olarak kullanılmak amacıyla belediyeden, 100 metrelik mesafelerde 5 adet 20 metrekarelik büfeler yapma talebinde bulundu…

Kamu çıkarı adına bu talep karşılandı. Tepebaşı Belediye Başkanlığı büfelere ruhsat verdi.

Ancak gördük ki, büfeler TCDD tarafından saldırgan kişiye 30 bin TL’den verilmişken o kişi, bu büfeleri başkalarına 60 bin TL’ye devir etmiş. Ve TCDD yapılan usulsüzlüğü bilmesine karşın sesini çıkarmamış açıkça göz yummuş!.. Elde edilen rantı düşünün!..”

Başkan devam ediyor!.. “Büfede ne satılır? Su, meyve suyu, bisküvi, sakız satılır değil mi?.. Ancak gördük ki; o alanda kilometrelerce masa, binlerce sandalye konularak ticaret yapılıyor. Öyle ki görme engelliler için yapılan yolların üstüne dahi masa ve sandalyeler yığılmış.

Alan adeta açık kahvehane olmuştu. Yani kanunsuz bir yer haline dönüşmüştü.

Ben buna karşı çıktım...

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da bu duruma el koyarak ruhsatlarını iptal etmişti.

15 günlük tahliye süreleri vardı. Ancak yediğimiz bir yumruk sonrası gördüm ki apar topar kaldırılıyor. Ne yapalım Türkiye burası, oluyor böyle şeyler ama ben sizlere güveniyorum. ‘Korumasız neden geziyorsun’ diyorlar, beni Eskişehirliler korur diyorum 18 senedir. Nitekim dün de öyle oldu. Eskişehirliler hepinize çok teşekkür ediyorum.

• • •

Bu olaya OdunpazarıBelediyesi’ni AKP’nin elinden alan ve çok başarılı işler yapan Başkan Kazım Kurt çok tepkili!..

Çıkarlarına dokunduğu için benzeri yöntemleri kullanmaya çalışanlara karşı kararlı ve cesur bir duruş sergileyen Kurt diyor ki; “Türkiye Büyükerşen’e sahip çıktı. Çok sevinçliyiz. Biliyoruz ki Adaletin olduğu yerde kaos olmaz. Bir yerde kaos varsa, kargaşa varsa adalet yoktur. Eskişehir’de kaos yaratamayacaklar!.. Hiç kimse kendi infazını kendi yapmaya kalkmamalı. Niyetlenenlerin sonu hüsran olmalı! Bu nedenle hepimiz hocaya sahip çıkıyoruz! Hepimiz adalete sahip çıkmalıyız...”

• • •

Vahim olay sonrasında Eskişehir’i yöneten Belediye Başkanlarının gösterdiği dayanışma, şiddete teslim olmama kararlılığı ve adaletin oluşmasındaki hassasiyetin uygarca dışa vurumu, Eskişehir’in neden barış içinde yaşanılacak bir kent haline geldiğini bize çok net açıklıyor!...

Üç Belediye Başkanı da sosyal demokrat!.. Ve üçü de bu kimliklerini hiç saklamıyorlar!..

Parti bayrağını sallamaktan çekinmiyorlar. Parti programına sımsıkı bağlılar!..

Çünkü halk için mücadele veriyorlar, halkla birlikte halka hizmet ediyorlar!..

Onları birileri değil halk seçti!.. Halk seçmeye de devam edecek!..

Solcu adam ilkeleriyle özdeşleşirse, kime hizmet edeceğini, ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilir!..

Bu nedenle ‘solcu olmak’ kolay değildir!..