Geçen hafta festival konuğu olarak Batman'a gittim. Bu yıl 3.sü yapılan Yılmaz Güney Film Festivalinde gösterilen filmlerin büyük bir kısmını izleme olanağım oldu. Yurtiçinde, Irak'ta, İran'da ve Avrupa'da yaşayan Kürtlerin çektiği kısa filmler arasında birçok film gerçekten izlenilmeye değerdi. Filmlerin ortak özelliği Türkiye, İran, Irak ve Suriye'yi kapsayan geniş bir coğrafya içinde yaşayan Kürtlerin yıllardır süren süren savaşın ve zorlu hayatlarının izlerini taşıması, kadınlara dair geleneksel ve erksel baskıların hikayeleri, kayıplarının  ve ölülerinin peşisıra çıkılan yolculuklarını anlatan konuları içermesiydi. Bunların içinde Sîpe/Beyaz, Xakî Palewanan/Kahramanlar Ülkesi, Silhoutte/Süliyet, Kolanek Li Paş Mala Me/Evimizin Arkasındaki Sokak, Dowry/Uzaklık yarışmalı bölümün dikkati çeken kısa filmleriydi.
Festivalin uzun metrajlı konulu ve belgesel filmleri de vardı ki bunların içinde orada kaldığım süre içinde izleyebildiğim Mizgin Müjde Aslan'ın Ez Firiyam Tu Ma Li Cih/Ben Uçtum Sen Kaldın, Taha Kerimi'nin Çiyayen Qendile/Kandil Dağları, H. Fırat'ın  KCK operasyonlarını anlatan Denge Derî/Kapının Sesi filmleri keşke vizyon şansı bulabilse.
Organizasyonunu Batman Belediyesi ve Ortadoğu Sinema Akademisi'nin ortak olarak yürüttüğü festival yoğun bir izleyici ilgisiyle karşılaştı. Tek salonda gerçekleştirilen sunumlardan sonra sinemacıların sohbetleri, tanışmaları ve izledikleri filmler hakkındaki yorumları ile geçen aralar farklı yerlerden gelen insanları buluşturdu. Organizasyon kusursuzdu, bizleri güzel ağarladılar. Bu vesileyle Batman Belediye Başkan Vekili Serhat Temel'e ve Ortadoğu Sinema Akademisi'den İbrahim Yıldırım'a ve organizasyonda emeği geçen tüm arkadaşlara tekrar teşekkür ederim.
NOT: Dün gazetemizde yayınlanan röportajda Batman Belediyesi Başkanvekili sayın Serhat Temel'in adı Ferhat Temel olarak çıkmıştır, şahsından özür dilerim.