İsveç’te hükümet kurulduktan bir buçuk sene sonra ilk kez bakanlar kurulunda değişikliğe gidildi. Başbakan Stefan Löfven, yeni çalışma arkadaşı bakanlarını ve görev değişikliklerini geçen hafta ortasında açıkladı. Çevre Partisi ve Sosyal Demokratların koalisyon ortaklığında götürülen azınlık hükümeti, bakanlar kurulundaki bu değişikliğe giderken “olağan” dışı sebepler karara etkide bulundu. İsveç’teki hükümet değişikliğinde Türkiye’nin de dolaylı yollardan payı var.

2014 seçimlerinden sonra kurulan Löfven hükümetinin Türkiye kökenli iki bakanından biri olan Çevre Partisi’nden Mehmet Kaplan’ın yaklaşık bir ay önce verdiği istifası, bu hafta yaşanan hükümet değişikliğinin temeli oldu. İskân ve bilişim bakanlıklarını birlikte götüren Mehmet Kaplan’ın görevinden ayrılmak zorunda kalması, parti içerisindeki taşları da yerinden oynattı. Kaplan’ın istifasının ardından Çevre Partisi’nin eş sözcü Åsa Romson, parti yönetimindeki ve kabinedeki görevini bıraktı.

Romson’un hükümetteki başbakan yardımcılığı görevi için Çevre Partisi’nin yeni kadın sözcüsü ve hükümet değişikliğinden önce kalkınma yardımı bakanlığı görevini yürüten Isabella Lövin görevlendirildi. Mehmet Kaplan’ın yürüttüğü iskân bakanlığı görevine ise Brüksel’den bir isim eve çağırıldı. Çevre Partisi’nin Avrupa Birliği parlamenteri Peter Eriksson İsveç basının “Mehmet Kaplan’dan düşen iskân bakanlığı pelerinini omuzlarında taşıyacak” ifadeleriyle görevi devraldı.

Çevre Partisi’nden Kaplan’ın ve Romson’un hükümetteki görevlerinden ayrılmak zorunda kalmaları İsveç politik hayatında unutulmayacak bir nokta olacak. Kaplan’ın istifa açıklaması sonrası Başbakan Löfven bunu bir birikim sonucu gelinen nokta olarak değerlendirmişti. Bakanlık görevi sırasında Kaplan’ın aşırı milliyetçilerle birlikte katıldığı, basında yer alan iftar yemeği fotoğrafları ve İsveç’teki milli görüşçülerle yakınlığı ve Türkiye’de Başbakanlık’a bağlı Yurtdışı Vatandaşlarına Danışma Kurulu’yla birlikte götürülen camii toplantıları Kaplan’ın istifası için zemin hazırladı.

Gündemdeki hükümetteki değişiklikler üzerine iki devlet bilimci Lund Üniversitesi’nden Hanna Bäck ve Uppsala Üniversiteleri’nden Thomas Persson İsveç’te ikinci dünya savaşı sonrası yaşanan bakan istifalarını araştırıp açıkladılar. Bäck ve Persson’un çalışmalarına göre İsveç’te bakan istifalarının yüzde 57’si “doğal” sayılan sebeplere dayanıyor. Başbakanın, bakanı başka bir hükümet görevine kaydırması yüzde 35’lik bir sebepken emeklilik, hastalık ve ölüm gibi nedenlerden dolayı bakanların koltuğunu bırakmak yüzde 22’lik bir dilime giriyor. Savaş sonrası dönemde İsveç için, yüzde 12’lik bir dilimde bakanın işini iyi götürememesi yüzünden istifası söz konusu. Araştırmaya göre sadece yüzde sekizlik bir kısım skandallarla temellendirilmiş.

Başbakan Stefan Löfven’in yeni hükümetinde, Sosyal Demokrat Parti’den Türkiye kökenli bir başka isim İbrahim Baylan, tam anlamıyla parlatıldı. Baylan’a hükümette yeni eşgüdüm bakanı olarak anahtar bir rol verildi. Baylan, enerji bakanlığı görevine de yürütecek. Baylan’ın eşgüdüm bakanı olarak görevi ise hükümetin çeşitli bölümlerini aynı hedefe doğru yürütmek olacak. Bunun için Baylan’ın bir şekilde Başbakan’a hükümet içi koordinasyonda yardımcı olacak.

Löfven’in bakanlar kurulunda yaptığı revizyonda, hükümetten, Başbakan tarafından gönderilen tek bakan, Gelecek Bakanlığı görevini yürüten Kristina Persson oldu. Düzenlemede, bu bakanlık da ortadan kaldırıldı. Löfven’in seçimlerden 1,5 yıl sonra ki bakanlar kurulunda, değişmeyen tek şey feminist bakanlar kurulu resmi oldu. İsveç, Türkiye’nin dolaylı yollarla tetiklediği değişikliğin ardından yine 12 kadın, 12 erkek bakanla yönetilecek.