Döviz kurlarını takip etmek mümkün değil… An ve an değişiyor. 10 kuruş artınca içimizi karalar kaplıyor. 5 kuruş düşünce garip bir sevinç içine giriyoruz… Her şey durdu! Ekonomi çöküyor! Aslında en umursamaz yurttaş bile tedirgin! Kimi “yolun sonu geldi. 100. yılında ülke yıkılıyor” diye tam bir karamsarlık içine girdi! Kimi “artık bu ülkede yaşanmaz, başka bir yere göçeceğim diyerek” malını mülkünü satılığa çıkardı… Gençleri yüzde 80’i “bir yolunu bulsak da bu memleketten gitsek” diyor!


***

Ülkede Can güvenliği yok! Açlık! İşsizlik var! Gelecek umudu Kaybolmuş! Sanki Türkiye işgal altında ve yurttaşına düşman bir anlayış, ülkeyi fütursuzca yakıp yıkıyor… Ülke kaynaklarını ve birikimlerini kendi için kullanan bu anlayış, hukuk ve yargıyı yok ederek hırsızlık ve usulsüzlüklerin hesabının sorulmasını da önledi!

***

AKP İktidarı, ekonominin temel kurallarıyla inatlaşan, üretmeyen, dış borçlanmayla büyümeyi hedefleyen, istihdamı düşünmeyen, 5’li çeteye tüm kaynakları aktaran, yandaşlara fahiş kazançlar bahşeden ve sonuç olarak memleketin hazinesinin boşaltılmasına neden olan bir yöntem uyguluyor… Yapay büyüme hastalığına yakalanan obez bir ekonomi, doymayanların rasyonel olmayan önerileriyle çöküyor!

İşin kötüsü, sadece ekonomi çökmüyor, yurttaşlarla birlikte ülke de bataklığa gömülüyor!

***

Artık halk ne yapıldığının farkında… Artan döviz kuru yani Türk parasının dizginlenemez değer kaybının tek sorumlusunun AKP iktidarı olduğunu biliyor…
Cahilce uygulanan kur politikası aracılıyla oynanan oyunun, zengini daha zengin fakiri de daha fakir yaptığını sağır sultan bile duydu!

***

Faiz, döviz, siyaset üçgeninin, iktidarın giderayak uyguladığı yeni hortumlama modeli olduğu ortaya çıktı. Sade vatandaşında buna paralel iddiası var! Diyorlar ki; Acaba 17/25 Aralık tapelerinde öğrendiğimiz ve bir türlü sıfırlanamayan döviz şimdi kutulardan çıkarılarak TL’ye mi çevrilerek aklanıyor?

***

Ekonomimiz ve paramız tarihimizde olmayan perişan bir duruma getirildi. Ülkemiz ve paramızın itibarı kalmadı! AKP’nin, demokrasi dışı uygulamaları, üyesi olduğu kurum ve kurulların Türkiye hakkında açıkladıkları raporlara aldırış etmemesi, evrensel hukuka uymaması, yargıyı bağımlı hala getirmesi, insan haklarını ihlal etmesi, laik, sosyal ve demokratik bir devlet yapısından vazgeçmesi Türkiye’nin uluslararası itibar ve güvenini yok etti. Türkiye, hakkında arkası arkasına çıkan raporlarla kara parayı koruyan, kanun kural dinlemeyen, Taliban’la uyumlu olmayı hedefleyen dünyadaki 3.ülkeler arasına sokuldu! Çağdaşlıktan vaz geçen Türkiye, AB ve BM’den dışlanır konuma getirildi…

***

AKP iktidarının eski meclis başkanı, eski başbakanı, İçişleri Bakanı, partilileri ve de bürokratlarıyla ilgili uyuşturucu kaçakçılığı, kara para, mala çökme gibi altından kalkamayacakları iddialar sergileniyor! Sedat Peker’in ifşaatları yenilir yutulur gibi değil! 8 aydır, KKTC’de gazetecilik yapan Kutlu Adalı’yı öldürenlerin bilinmesine, iş adamlarına çökenlerin adları ortalıkta dolaşmasına, kara parayı aklayanların İçişleri Bakanı tarafından yurt dışına çıkarıldığının görülmesine rağmen, yargıda tek bir yetkili işlem başlatmadı!

***

İçişleri Bakanı’nın “mafyadan ayda 10 bin dolar maaş alan var” itirafı çözümsüz duruyor! AKP’li olduğu açıklanan kişi hâlâ bulunmuyor! Eğer mafyadan 10 bin dolar aylık almak suçsa, suçluyu bulmak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görevi!

İfşa ettiği kişi hakkında Soylu, gerekli işlemi yapmıyorsa, suçluyu sakladığı için suç işlemekte! Düşünün, Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı suç işliyor ve kimse ne oluyor? Demiyor!

***

Kısaca bugünkü iktidar, hukuku yok sayarak, devletin kurumlarını adeta lağvederek, ülkeyi, mafya düzenine terk etmiş, “haydut ve narko devlet” konumuna düşürmüştür!.. Bu durum kabul edilemez!

***

Ülke artık hukuk devleti değil! Ekonomisi çökmüş durumda! Anlaşılıyor ki; “Ekonominin kitabını yazdım, ben ekonomistim” diyenlerin yazdıklarının intihal, gösteremediği diplomasının da ekonomi dalında olmadığı bir gerçek!

Bir kez daha yineliyorum. Çözüm belli; Erken değil! Hemen seçim!

Hemen seçim, sol partilerle beraber olan muhalefeti iktidar yapar!

***

Niye seçim tarihi uzatılıyor? Çünkü; Anayasanın “bir kimse ikiden fazla Cumhurbaşkanı olamaz! “Maddesi durdukça, 2023 de Erdoğan aday olamaz!
2023 diye Israr ediyorsa AKP, kendine yeni bir aday bulmalı!

***

Aksi takdirde 3. Kez aday olmaya kalkışacak Erdoğan için dünya; "Türkiye ‘de gizli diktatörlük oluşmuş” diyecektir…