AYNUR KULAK “Hayatın insanı nasıl sonuna kadar zorlayabileceğine dair acımasız bir hikâyeyi, incelikli ve şiirsel bir üslupla bu denli zahmetsizce buluşturan başka bir roman hatırlamıyorum” Michael Cummingham Ufacık bir kıvılcımın nelere yol açtığının hikâyelerini okuruz bazen. Ve hikâye öylesine gerçekçi yazılmıştır ki; kurmaca mı yoksa gerçek bir hayat hikâyesi mi acaba noktasında kalakalırız. Bu çok […]

Yitirmek yüzleşmek ve uzlaşmak
AYNUR KULAK

“Hayatın insanı nasıl sonuna kadar zorlayabileceğine dair acımasız bir hikâyeyi, incelikli ve şiirsel bir üslupla bu denli zahmetsizce buluşturan başka bir roman hatırlamıyorum”

Michael Cummingham

Ufacık bir kıvılcımın nelere yol açtığının hikâyelerini okuruz bazen. Ve hikâye öylesine gerçekçi yazılmıştır ki; kurmaca mı yoksa gerçek bir hayat hikâyesi mi acaba noktasında kalakalırız. Bu çok trajik bir olaysa özellikle hikâyeyi okurken ortaya çıkan duygularımız ister istemez böyle düşünmemize yol açar. Ne olmuştur ya da neden? Neden her şey yolundayken bir anda, hiç tahmin edilmeyecek sebeplerden insanların dünyaları tersine dönmüştür.

Kafka Yayınları tarafından yayımlanan bir Bill Clegg kitabı olan Senin Hiç Ailen Oldu Mu romanında, bir insanın hayatını mahvetmeye bir kıvılcımın nasıl sebep olacağının hayretini yaşıyoruz. Hayatın travmatize eden darbeleri hiç beklenmedik anlarda geldiğinde ne yapacağımızı bilemeyiz. Yeni bir süreç başlar ama trajedi öyle büyüktür ki yaşamı alttan alta oymaya başlar ve esas gerilim ortaya çıkan boşluğun nasıl doldurulacağına dair endişeli bekleyişten kaynaklanır.

Senin Hiç Ailen Oldu Mu; JuneReid’in trajik hayatını gözler önüne seriyor. June, kızının düğününden hemen önce kendi evinde çıkan yangında kızını, damadını, eski kocasını ve sevgilisini, yani ailesi bildiği herkesi kaybeder. June’un geçmişini, bugününü ve yarınını yok eden bu yangın onu bilinmeze doğru sürükleyen sürecin de başlamasına sebep olur. Yapayalnız bir vaziyette arabasına binerek kasabayı terk eder. Geride uzak veya yakın bu trajediden etkilenen insanlar bırakır. Kurtulmanın imkânsız olduğu bu trajedi zamanla June için de, trajediye tanık olan insanlar için de kendi geçmişleriyle hesaplaşırken birbirlerine tutunmayı öğrendikleri sağaltıcı bir sürecin başlamasına sebebiyet verir.

“Bu ödünç kulübeye geldiğinden beri kullandığı kenarı çatlak kahve kupasını, seramik kaseyi ve eski gümüş kaşığı yıkayıp kuruluyor; dikkatle dolaba ya da çekmeceye kaldırdığı her bir objenin ağırlığını hissediyor. Yanına alması, düzenlemesi ya da hazırlaması gereken hiçbir şey yok. Sahip olduğu tek şey üzerindeki giysiler ve on sekiz gece önce aceleyle evden çıkarken giydiği keten ceket. (…) June hatırlayamıyor; o gece ve ertesi sabah olanları gözlerinin önüne getirip attığı her adımı adli bir dikkatle incelerken kendini durdurmaya zorluyor.”

Başta June olmak üzere karakterlerin hepsi roman boyunca isim isim karşımıza çıkıyor ve bu isimlerin hayatları, kaderleri birbirine bağlanıyor. Trajedi dağıtmış gibi gözükse de bir okuyucu olarak bu isimlerin zamanla tekrar bir araya geleceğini bilme hissiyatıyla romanı okumanız bir nebze de olsa okuyanı rahatlatıyor çünkü Senin Hiç Ailen Oldu Mu gerçekten son derece zorlayıcı bir roman.

Biraz da kendi hayatınızı sorguladığınız, ihtiyaçlarınızı gözden geçirdiğiniz, gerçekten neye ihtiyacım var ve bunun karşılığında nelere sahibim sorularını art arda sormanıza sebebiyet veren bir roman Senin Hiç Ailen Oldu Mu? June için eşyanın bir kıymeti kalmıyor mesela ama bu aşamaya gelmesi için ailesini kaybetmek zorunda kalıyor. Bazı farkındalıklar için yaşanan bedellerin ağır olması gerekir duygusu göğsünüzün orta yerine oturuyor roman boyunca. Yitirmeyi, yüzleşmeyi ve uzlaşmayı anlatan, söze dökülmemiş insani duyguları şefkatle sarıp sarmalayıcı bir dil kullanan Bill Clegg insanlığımızı iyi ve kötü yönleriyle yeniden keşfetmemiz için bir kapı aralıyor.

Yayınlandığı yıl Man Booker ve Amerikan Ulusal Kitap Ödülleri dahil birçok ödüle aday gösterilen Senin Hiç Ailen Oldu Mu, Bill Clegg’in ilk romanı. İlk roman olmasına rağmen son derece etkili bir anlatımı olan bu güzel romanı alıp okumanız dileğiyle.