İsrail, Filistin'i işgal planları, yolsuzluk davaları ve kriz yaratan birçok gelişmenin gölgesinde 2 Mart'ta seçime gidiyor. Ülkede bir yılı aşkın süredir çözülemeyen hükümet krizinin yeni bir koalisyon denemesiyle aşılmaya çalışılması bekleniyor. Öne çıkan iki lider Netanyahu ve Gantz, Ürdün Vadisi'nin ilhakını içeren ortak vaatleri paylaşıyor

Yok birbirlerinden farkı!

Dış Haberler Servisi

İsrail'de bir yılı aşkın süredir aşılamayan koalisyon krizi ülkeyi 2 Mart'ta sandığa götürüyor. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud'un kurduğu blok ile Benny Gantz liderliğindeki Mavi-Beyaz ittifakı arasında seçim yarışının geçeceği tahmin ediliyor.

Kamuoyu yoklamaları, önceki seçimlerde olduğu gibi hiçbir partinin tek başına iktidara gelmek için gerekli 61 milletvekiline ulaşamayacağını ortaya koyuyor. İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden partilerin oluşturduğu Ortak Arap Listesi Bloku'nun ise sürpriz bir sonuç almasına olası gözüyle bakılıyor.

FİLİSTİN'İ İLHAK PLANI

İsrail'de erken seçim yarışında öne çıkan önemli konulardan biri Filistin'in akıbetiyle ilgili gelişmeler oldu. Başbakan Netanyahu ile rakibi Benny Gantz, Filistin meselesinde benzer görüşleri savunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Ortadoğu Barış Planı' adı altında Filistin'i ilhak planını içeren projesini her iki lider de desteklerken, 'Kudüs'ün tamamının İsrail'in başkenti' olduğu, işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Ürdün Vadisi'nin İsrail'e ilhak edilmesi de yine ortaklaşılan konu başlıklarını oluşturuyor. Netanyahu, Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin İsrail'e ilhakı için sadece ABD ile istişare edeceğini dile getirirken, Gantz ise söz konusu adımı uluslararası toplumla müzakere ettikten sonra atacağını ifade ediyor.

YOLSUZLUK SUÇLAMASI

Ülkede seçim gündemini oluşturan bir diğer konu Başbakan Netanyahu'ya dönük yolsuzluk davaları oldu. İsrail Başsavcısı Avichai Mandelblit tarafından açılan üç ayrı yolsuzluk davasında, Netanyahu'nun kimi şirket yöneticileriyle gizli işbirliği yaptığı ve karşılığında rüşvet aldığı yönünde suçlamalar yönetiliyor. Netanyahu ise hakkında dava açılmasını önlemek için Meclis'ten dokunulmazlık talebinde bulunmuş, yaptığı başvuruyu bir ay sonra geri çekmişti. Bu davalarda ilk duruşmaların seçimden yaklaşık iki hafta sonra, yani 17 Mart'ta yapılması bekleniyor. Söz konusu dava sürecinin de seçim sonuçlarını etkilemesi bekleniyor.

HÜKÜMET KRİZİ ÇÖZÜLEMİYOR

Ülkede geçen yıl biri 9 Nisan, diğeri de 17 Eylül'de olmak üzere iki erken seçim yapıldı. Ancak her ikisinde de sağ ve sol blokta yer alan partiler koalisyon hükümeti için gerekli milletvekili sayısına ulaşamadı. Yeterli çoğunluğu sağlayamayan sağ ve sol bloktaki partilerin görüş ayrılıkları nedeniyle koalisyonun kurulamadığı ülkede hükümet krizi bir yıldan uzun süredir çözüm bekliyor. İsrailli seçmenler, bir yıl içinde üçüncü kez yapılacak erken seçim için 2 Mart'ta sandık başına gidiyor.
FİLİSTİNLİLERİN OYLARI BELİRLEYİCİ

İsrail vatandaşı Filistinlilerin ne kadarının seçimde sandığa gideceği de merak konusu. 9 Nisan'da yapılan seçimlerde Filistin asıllı seçmenlerin yalnızca yüzde 49'u oy kullanmıştı. Filistinlilerin seçime katılımının düşük olması nedeniyle Ortak Arap Listesi bloku yalnızca 10 milletvekili çıkarabilmişti. Söz konusu partiler, 17 Eylül'deki seçime ise Ortak Arap Listesi Bloku adı altında tek listeyle katılarak 13 milletvekili çıkarmış ve Mecliste üçüncü büyük grup olmayı başarmıştı.

KOALİSYON MÜMKÜN MÜ?

Ülkede seçim krizini aşabilmek için olası sonuçlar üzerinden Netanyahu ve Gantz'ın ulusal birlik hükümeti kurması da gündemdeki başlıklardan biri. Eylüldeki seçimlerden sonra Netanyahu ile Gantz, ulusal birlik hükümeti kurmak için görüşmeler yapmış ancak kimin önce başbakan olacağı konusu başta olmak üzere iki lider arasındaki müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 2 Mart'ta yapılacak seçim sonuçlarına göre koalisyon başlığının yeniden ele alınması bekleniyor.