Yok olan ya da hiç olmayan sosyal devlet

Alex Ercan Legrand / Mulhause-Faransa

Aslında her şey Macron'un pitié Salpêtrière hastanesi ziyaretinde bir nörologla olan diyaloğundan belliydi: ''Notre dame kurtarmayı biliyorsunuz. Aynı hızla kurtarmanız gereken devlet hastaneleri yok oluyor. Bize güvenebilirsiniz ama bizim siz güvenmemiz için kanıta ihtiyacımız var''. Bu diyalog çok ses getirdi ama Macron’dan ses gelmedi. Salgın ilk dalgasında ancak hastanelerin yatak sayısına bakmak akla geldi. Ama hayatı kurtaran solunum cihazları idi. Virüsün bulaşmaması için maske gerekliydi. Ve En önemlisi epidemiye karşı sağlık personelinin eğitimi olması gerekiyordu.

Neydi durum? Daha ucuz maaşı kabul ettikleri için Güney Amerika’dan, İran’dan, Romanya’dan gelen doktorlar ve haftada 60 saat çalıştırılıp fazla mesaisi hep bir başka bahara ertelenen sağlık emekçileri karşıladı koronayı. Gerekli solunum cihazları yoktu ve maske son anda yetişti. Asker devreye sokuldu sahra hastanesi kuruldu.

DAYANIŞMA UMUT VERİYOR

Virüsün en çok can aldığı yer Mulhouse şehri oldu . Tepemizde hasta taşıyan onlarca helikopterle, mahallemize gelen ambulanslarla ve cesetleri bir yerlere götüren askeri araçlarla hayalet bir şehre döndü kentimiz. İlk vakanın İtalya’dan gelen bir aileden sebep olduğu söylense de salgın haline dönüşmesi evanjelik tarikatının yapmış olduğu 2500 kişilik bir toplantı ile gerçekleşti. İsa Mesih çarmıhından “sosyal mesafeyi koruyun” diyemedi.

Koronalı günlere böyle başladık. her ambulans gördüğümüzde nefes darlığı çeken hastalar geliyor aklımıza yada her askeri araçta bir cenaze olduğunu var sayıyoruz. Şehirleri ıssızlığa gömsek de, balkonlarımızda kalabalık olmayı başarıyoruz. Dayanışma bir kez daha umut veriyor. Çalışma hayatı içinde unuttuğumuz yakınlarımızla saatlerce zaman geçiriyoruz.

Doğa bize özeleştiri zamanını hatırlatıyor... Salgın günlerinde tuhaflıklar da oluyor. Balkonuma şahin konuyor, belediye parkını yaban tavşanları sardı, şehre girişte yaban domuzları karşılıyor sizi. Gökyüzü daha mavi sanki. Ve en diptekiler. Görünen yüzler sağlık emekçileri. Görünmez olanlarla öğretmenler, işçiler, gıda çalışanları bir kez daha bizi ve hayatı kurtarıyor. Halk akşamları alkış tutarak vefa borcunu ödemeye çalıştı sağlık emekçilerine. Hiç bir şey ödemek istemeyen sözde sosyal devlet ise artık kimliğini kaybetmiş boş şehirlere benziyor.