YÖK’ten eşitsizliği normalleştiren karar: İnternetin yoksa seneye okursun
YÖK, aldığı kararla interneti olmayan öğrencilere bu yıl 'eğitimi dondurma hakkı' verdi. Prof. Dr. Okçabol “YÖK'ün görevi öğrencilerine eşit imkanı sunmak” derken, Eğitim Sen'li Bozdoğan ise bu uygulamayla sınıfsal eşitsizliklerin meşrulaştırıldığını ifade etti
MUSTAFA KÖMÜŞ
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) uzaktan eğitim çabası ilk günlerden çöktü. Bilgisayarı ve interneti olmadığı için uzaktan eğitime erişim sağlayamayan öğrencilerin kurula başvurması üzerine YÖK ilginç bir karar aldı. Öğrencilerin şikâyetiyle harekete kurul öğrencilere ‘okulu dondurabilirsiniz’ dedi. YÖK’ün üniversite öğrencileri arasındaki eşitsizlikleri görmezden geldiği karar şöyle:
“Kurulumuza yapılan muhtelif başvurularda söz konusu küresel salgın nedeniyle ikametgahlarına dönen öğrencilerin, bulundukları yerlerde internet erişimi, bilgisayar temini vb. olanakları sağlamakta zorlandıkları ifade edilerek uzaktan devam edemedikleri dersler nedeniyle mağduriyetlerinin giderilmesine imkan tanınması istenmiştir. 31.03.2020 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında Kurulumuz tarafından Covid-19 küresel salgını dolayısıyla:
1. Yükseköğretim kurumlarında önlisans, lisans ve lisansüstü düzeyde kayıtlı olup öğrenim gören öğrencilerin, kayıtlı oldukları yükseköğretim kurumlarından talep etmeleri halinde 2019-2020 eğitim öğretim yılı bahar döneminde kayıtlarının dondurulmasına ve kayıt dondurulan sürenin azami süreden sayılmamasına,
2. Bununla birlikte lisansüstü eğitimde tez aşamasında olan öğrencilerin; tezlerinin konu, nitelik ve mahiyetlerinin müsait olması, ayrıca tezlerine uzaktan öğretimle devam etme imkanı bulunması durumunda tez döneminde öğretimlerine devam edebilmeleri ile kayıt dondurma işleminden yararlanıp yararlanamayacağı hususlarında ilgili tez danışmanın görüşü alınması kaydıyla üniversite yönetim kurulunca değerlendirilerek karar verilmesine,
b) Bu süreçte tez döneminde olup azami süresi biten öğrenciler için eğitime ara verilen süre kadar ilave süre verilmesine karar verilmiştir.”
BUNUN ADI AYRIMCILIK
Boğaziçi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıfat Okçabol “Nasıl böyle bir karar alabilirler?” diye sordu. Okçabol şunları söyledi: “Bunun adı resmen ayrımcılık. Böyle bir şey olmaz. Tabii aslında düşününce şaşırmamak lazım. Devletin asli görevi yurttaşlarına; YÖK'ün asli görevi ise öğrencilerine eşit eğitim imkanı sunmaktır. Sunamıyorsan eğitimi 3 ay ertelesen kimseye zararı olmaz. Ama işte devletin aldığı tedbir neyse YÖK'ün aldığı tedbir de o. Böyle devlete böyle YÖK, böyle YÖK'e böyle başkan yakışır. Böyle bir karar almak benim aklıma dahi gelmez ama onların nasıl aklına geliyor?”
YÖK EŞİTSİZLİĞİ MEŞRULAŞTIRIYOR
Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan ise YÖK'ün eşitsizliği meşrulaştırdığını ifade etti.Bozdoğan şu ifadeleri kullandı: “YÖK tarafından gönderilen yazının sorunlu olan yanı yoksulluğun eğitim alanında eşitsizlikler yaratabileceği ve bu durumunda meşru, kabul edilmesi gereken, normal bir durum olduğu bakış açısı ile yazılmış olmasıdır. Sınıfsal eşitsizliklerin eğitim alanını etkilememesi ve öğrencilerin eğitim yaşantısını belirlememesi için önlem alınması sosyal devletin görevidir. Bilgisayarı veya internet bağlantısı olmamasından dolayı kayıt dondurmak durumunda kalan tek bir öğrencinin dahi olmasını kabul etmemiz veya normal görmemiz mümkün değildir. YÖK’ün üzerine düşen görev, yoksulluğun sonuçlarını meşrulaştırmak değil, öğrencilerin bundan etkilenmemesi için önlem almak ve tüm öğrencilerin uzaktan eğitime erişimini sağlayacak koşulları oluşturmak, olanakları sağlamaktır.”