Bunca pisliğin içinden bir de cinsel istismar suçu ya da yaygın hukuki adıyla “fuhuş/şantaj çetesi” çıkmaması mümkün değildi zaten.

Her ülkede, siyasileri veya her türlü iktidar sahibini “kontrol etmenin” en bilinen mafyatik icraatı, kadın ve çocukların istismara, cinsel saldırıya maruz kaldığı, seks işçiliğine zorlandığı, insan ticareti de yapan çeteler eliyle yürütülür. Sedat Peker de geçen hafta böyle bir çeteye dair bazı açıklamalar yaptı. Çete diyorum çünkü, siyasilere “aracılık” eden, bu sırada da zamanı geldiğinde yayınlanacak kaset gibi şantaj malzemesi biriktiren ismin, tek başına çalışmadığı açık.

Olup biten, ABD’de çocuk istismarı, zorla alıkoyma, tecavüz, tehdit, şantaj gibi çete faaliyeti dendiğinde ilk akla gelen, meşhur milyarder Jeffrey Epstein’ı hatırlatıyor. Donald Trump ve Bill Clinton gibi eski ABD başkanlarının ve üst düzey hakimlerin yakın arkadaşı Epstein’a açılan davada ifade veren birçok kadın, henüz çocuk yaştayken bulundukları Epstein’ın villasında hem Epstein hem de eve gelen diğer erkeklerce istismara maruz kaldıklarını anlattı.

Bu villada istismara maruz kalan onlarca kız çocuğundan biri olan Courtney Wild de 14 yaşındayken Epstein’ın Palm Beach’teki malikanesine götürüldüğünü anlatmıştı.

Uzun süre “dokunulmaz” kalmayı başaran, “saygın” hukukçular ve siyasetçiler tarafından korunan Epstein’a 12 yıllık hukuk mücadelesinin ardından dava açılabildi ve milyarder tutuklandı. Artık bir yetişkin olan Courtney Wild, dava açılmasının ardından “Bir gün bugünün geleceğine inancım tamdı. 12 yıl boyunca savaştık ve önümüze ne kadar engel yığılırsa yığılsın haklı olduğumuz bu mesele için savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” demişti.

Sonra ne oldu? Epstein New York’ta tutulduğu hapishanede şüpheli şekilde hayatını kaybetti, olayın üzeri “intihar” denilerek örtüldü ve sanık hayatını kaybettiği için dava düştü. Epstein'ı gözetlemekle görevli cezaevi memurları, kamera kayıtlarını tahrif ettiklerini itiraf etti.

Yani, basında “saygın, üst düzey” sıfatlarıyla anılan siyasiler, bürokratlar ve hakimler bir kez daha kurtarıldı.

Epstein, istismar ettiği kadın ve çocukları, yoksul mahallelerden seçiyordu. Buradaki yoksul mahallelerde ne oluyor?

Geçen yıl bir öğretmenin Twitter’dan şu yazdıklarını hiç unutmadım: “6-7 sene önce babasından deliler gibi dayak yiyen iki kız öğrencim için rehber öğretmenle çocuk polisine gittik. Kızlar şikayetçi olmak istemiyor korkuyor, biz bir şey yapabiliyor muyuz, onu öğreneceğiz… ‘Kızlar güzel mi’ dedi polis. Ben ‘ne demek o?’ dedim. Polis sinirlendiğimi anladı, ‘şundan soruyorum bayan’ dedi, ‘güzelse satarlar.’ Bu kadar. ‘Güzelse satarlar, en kötü aile en iyi yurttan iyidir.’ Polis dedi bunu...”

Bu, sadece bir öğretmenin iddiası. Ama Aleyna Çakır’ın ölümü gerçek.

Çakır’ı öldürdüğü ileri sürülen Ümitcan Uygun ve hayatını kaybeden annesi Gülay Uygun ile ilgili ATV habere konuşan bir genç kadın, “Ankara'daki düğününde otururken Ümitcan ile birlikte 6 kız geldi. 19-20 yaşları arasında. Ümitcan'ın annesine seslendiler. Yurtta çalışıyorum bunları ben büyütüyorum. Beni seviyorlar, dedi. Kızlarla sohbet ederken, biz 18 yaşını doldurduk, bize ev açtı. Şu an Ümitcan ile birlikteyiz bizi çalıştırıyor, dedi...” demişti.

Aleyna Çakır’la ilgili soruşturma halen sürüyor ancak daha önce kaçırılan, zorla alıkonulan, dövülen mülteci kadınlarla ilgili soruşturmalar?

Örneğin 3 yıl öce kaçırılıp işkence gören, günler sonra kurtarıldığında büyük bir travmaya maruz kaldığı görülen Özbekistanlı Gülbahar Havmattove annesiyle birlikte sınırdışı edilmişti.

Hatay, Reyhanlı’dan Yusuf I., Türkiye’nin farklı bölgelerinden onlarca kişiyi, yarım milyondan fazla dolandırdı. “Evlendirme vaadiyle dolandırıcılık” suçunda, Suriyeli kadınları kullanıyordu.

Dünyanın her yerinde mülteci kadınlar sınırdışı korkusu, yani açlığa/savaşa geri gönderilme korkusu veya şikayetlerini kimsenin umursamayacağı tehditleri ile hapis tutuluyor.

Acaba bu seferki çetenin uzandığı ‘yükseklerde’ kadınların başına ne geldiğini öğrenebilecek miyiz?