Google Play Store
App Store

Doğurganlık hızı 1.51 çocuğa indi. Prof. Eryurt uyardı: Mesele kendi haline bırakılamayacak kadar ciddi. Bizde sahip olunmak istenenle sahip olunan çocuk sayısı örtüşmüyor. Kamu politikaları gözden geçirilmeli.

Yoksulluk arttı, çocuk sayısı düştü

Semra KARDEŞOĞLU 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun dün yayımladığı “İstatistiklerle Aile 2023” ve “Doğum İstatistikleri 2023” verileri ülkedeki ekonomiden işsizliğe, sosyal destek yoksunluğundan eğitime sayısız alanda bilgiler içeriyor.

Doğum istatistiklerine göre son 23 yılda yaşanan düşüş rekora gitti. 2001 yılında 1 milyon 323 binden fazla canlı doğum gerçekleşirken bu sayı sürekli düşerek 2023 yılında 958 bin 408’e geriledi. Doğurganlık hızındaki düşüş ise dramatik boyutlara ulaştı. 15-49 yaş arası kadın başına ortalama 1.51 çocuk düştü. Bu oran 2001 yılında 2.38 çocuktu. Türkiye bu oranla Avrupa ülkeleri arasında 6’dan 19’ncu sıraya geriledi. Ortalama hane halkı büyüklüğü ise 3,14 kişiye düştü. Bu sayı sadece 6 yıl önce 4’tü.

Bu veriler bize ne anlatıyor? Ülkeyi ne bekliyor? Bu soruları Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt’a sorduk. O da yanıtladı.

TÜİK’in açıkladığı doğum ve aile verileri bize ne anlatıyor? 

Doğurganlıkta düşüş çok hızlı. Bunun devamı olarak gördüğümüz aile büyüklüğünün giderek küçülmesi. Doğurganlık hızının 2.1’in altına düşmesi demek zaten nüfus yenilenmiyor demek. Bu eğilimin devam edeceğini ve doğurganlık politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini bize gösteriyor.

Avrupa’da doğurganlık hızı yıllardır düşüyor. Türkiye’de bir fark var mı? 

Bizde istenen çocuk sayısı ile sahip olunan çocuk sayısının örtüşmemesi mesele. Bizim yaptığımız araştırmalarda örneğin bir kadın 3 çocuk yapmak istiyor ancak 1 çocuk yapabilmiş. Bu da kamunun araştırması gereken bir mesele. Yani istediği çocuğu yapma imkânlarına sahip değil. Örneğin kreş imkânı, maddi imkân gibi. Biz İspanya, İtalya ve Yunanistan’a benzer bir trend takip ediyoruz. Bu ülkelerde 1.3’e düşmüştü. Politikalarla bir miktar düzeltti. Ancak nüfus yenileme hızına halen ulaşabilmiş değiller. Çünkü bunun norm haline gelmesi durumunda değişmesi çok zor.

İskandinav ülkeleri ve Fransa’da doğurganlık hızı artıyor. Onlar bunu nasıl sağladı? 

Kadının istihdamda kalmasını devam ettiren bir politika izlendi bu ülkelerde. Kreş, sosyal haklar, bakım desteği gibi. Bir sosyal süreç var, kente göç, eğitim gibi. Ama mesele dediğim gibi kaç çocuk istersiniz dediğimizde çalışan kadınlarda sahip olunan çocuk sayısında makas var. Birtakım bariyerler var, bu bariyerler kaldırılmalı. İşyerlerinde kreşlerin olması, desteklenmesi gibi.

Görsel: Pixabay

EĞİTİM DEĞİŞTİRMİYOR 

Bütün illerde düşüş var, sadece Batı’da değil. Bu çarpıcı değil mi? Bir de geçmişte eğitim düzeyi yüksek çiftlerin daha az çocuk yapması gibi bir eğilim vardı. Bu şimdi eşitlenmiş gibi. Neden? 

Eğitimli ve eğitimsiz arasındaki makas daraldı. Eğitim düzeyi arttı ama bu elde edilen imkânlar açısından geçmiştekine göre çok az oldu. Üniversite mezunlarının çok azı kendi alanında çalışabiliyor. En az dörtte biri istihdama katılamıyor. Aileler, çocuğun maliyetindeki bu artış, mezun olduktan sonra rekabetçi iş piyasasına girmeleri, yoksullaşmanın artması vs. Güney Kore’de 1’in altına düştü. Destek politikaları etkili olmadı. Türkiye biraz böyle gidiyor. Doğurganlık hızı ne kadar fazla düşerse geriye dönüş o kadar hızlı oluyor. Bartın’da 1.13’e kadar düşmüş durumda. Bu çok çarpıcı. Her kesimin ihtiyaçları ayrı ayrı gözden geçirilmeli. Kamu, çiftlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmalarını sağlamalı. Bu kendi haline bırakılabilecek bir mesele değil. Gençlerin istihdamı başta olmak üzere gerekli politikaların gecikmeden uygulanması gerekiyor.

∗∗∗

ORTALAMA HANE HALKI BÜYÜKLÜĞÜ EN YÜKSEK İL 

• Şırnak: 4,86

• Urfa: 4,67

• Batman: 4,61

ORTALAMA HANE HALKI BÜYÜKLÜĞÜNÜN EN DÜŞÜK OLDUĞU İLLER 

• Çanakkale: 2,54

• Giresun: 2,6

• Balıkesir: 2,61

Tek kişilik hane halklarının oranı: Yüzde 19,7

Tek çekirdek aileden oluşan hane halklarının oranı: Yüzde 63,8

Tek ebeveynli hane oranı: Yüzde 10,6

Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hane halklarının oranı: Yüzde 3,3

TEK KİŞİLİK HANE REKORU GÜMÜŞHANE’DE 

• Gümüşhane: Yüzde 30,4

• Tunceli: Yüzde 29,2

• Giresun: Yüzde 29

TEK EBEVEYNLİ HANE ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU İLLER 

• Elazığ: Yüzde 13,2

• Bingöl: Yüzde 12,9

• Adana: Yüzde 12,7

BABA VE ÇOCUKLARDAN OLUŞAN HANE HALKLARININ ORANININ EN YÜKSEK OLDUĞU İLLER 

• Kilis ve Malatya: Yüzde 3,6

• Hatay: Yüzde 3,2