Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), 28 Eylül’de, Köln Lanxees Arena’da ‘Yol bir sürek binbir barış senfonisi’ şiarıyla,devasa bir kültür ve sanat etkinliği gerçekleştirdi.

AABF ve Almanyalı Aleviler 30 yıllık Alevi örgütlenmesinin, tarihsel gelişimini ve kazanımlarını 15 bin insanla birlikte kutladılar.

Sanatın ve kültürlerin diliyle geçmişten günümüze, kültürlerden kültürlere, dillerden dillere, düşüncelerden düşüncelere, insandan insana köprüler kurdular. Sosyal akrabalığın ve kardeşliğin kültürüne hizmet ettiler.

Karanlıktaki Ses, Aydınlığa Yol Açan İlk Işıktır.

Öyleyse karanlıktan aydınlığa barışın çerağı uyandırılmaydı. Karanlıktaki ilk ses anaların ışık olan sesiydi. Emel Korkmaz, Sayfi Sarısülük, Meryem Göktepe,Naime Nayman, Anush Nazaryan, Janet Şahin gibi bir çok ana, aydınlığa yol açılsın diye, Gezi, Dersim, Çorum, Sivas, Maraş, Suruç, Ankara Garı, Roboski, 1 Mayıs işçi, 6-7 Eylül, Almanya’ya NSU kurbanları, mülteci, cinsel şiddettin kurbanı kadınlar ve çocukların anaları ellerindeki çerağları ağıttan umuda duygusuyla uyandırdılar.

Farklı ama bir arada yaşamanın manifestosu olan, “Yol bir sürek binbir”, süreklerin farklılık, farklılıklarından yolun zenginliği olduğunu anlattı.

AABF ve AABK Genel Başkanı Hüseyin Mat konuşmasında “Almanya’da 30 yıllık Alevi örgütlenmesi olarak, eşit haklara kavuştuk, Üniversitelerde Alevilik kürsüleri kurduk, Almanya Eyaletlerinde hak eşitliği anlaşmaları yaptık. Alevilik kendine özgü inanç olarak tanındı. Ama Aleviliğin doğduğu Anadolu topraklarında inkar, asimilasyon, kıyım ve ayrımcılık halen sürüyor. Biz eşit haklar, eşit yurttaşlık ve tam demokratik ve laik bir Türkiye istiyoruz” diye seslendi.

AABF’nin bu görkemli 30. Kuruluş yıldönümü gecesinde, Köln Belediye Başkanı Elfi Scho-Antfwerpes, Devlet Bakanı Michelle Müntefering ve NRW Eyaleti Uyum Bakanı Dr. Joachim Stamp birer konuşma yaparak, “farklılıklarımız eşit koşullarda, bir arada çok kültürlü yaşama politikalarımızı, 13. yüzyılda felsefesini yazan Alevilerle ortak hayatı paylaşmanın memnuniyetini yaşıyoruz” diyerek dayanışmanın içinde oldular.

Genel Sanat yönetmenliğini Necati Şahin'in yaptığı AABF etkinliği halkların, dillerin, inançların, kültürlerin ‘Sanatsal Barış Şöleni’ bir çok kültürden temsiliyeti sağladı. “Barış Ödülü” isebağlamanın ustası Arif Sağ’a verildi.

15 binden fazla insanın 30 yıllık aynı çoşku ve heyacan ile AABF’nun yanında kenetlenmesi, Almanya Alevi hareketinin gücünün önemli bir toplumsal dinamik üzerine oturduğu gösteriyor.

Avrupa Alevi hareketinini gücünü ve kazanımlarını artırıyor olması, AABF’ya bağlı 160 Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’nin yöneticileri ve üyeleri ile birlikte yollarına ve davalarına bağlılığı ve hizmetini aşk ile yürütmesinden geliyor.

Göçün bir sonucu olarak, Almanya’da dört kuşak nesli Almanya Alevi hareketi içinde görüyoruz. ‘Yol bir sürek binbir barış senfonisi’nde sahnedeki sanatsal sunumdan, salondaki izleyici kitleyicisine kadar bu dört kuşak Aleviler, Almanya’daki farklı kültürleri biraraya getirmesi, tam da “yol bir sürek binbir” düsturunun ana mesajına uygunluk içindeydi.

Mesaj netti; insanca bir yaşam ve düzen için, herkese eşit adalet, hak ve hukuktu. Hakları gasp edilmişlerin, ayrımcılığa, inkara, kıyımlara, yoksulluğa, işsizliğe, cinayetlere, ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalmışların hep birlikte “önce insan”, “barış içinde farklı ama birarada yaşam çağrısı”, sanatın, felsefenin ve edebiyatın güçlü sözleriyle dile geldi.

Aydınlık bir yarın için, acıları ve umutları ortak olanlar, insanın dününe, bugününe ait acılarından, yarınının umutlarını bestelediler.

Sanatın diliyle acılar, göz yaşından bestelenmiş türküler, umudun, huzurun, barışın ve kardeşliğin en doğru seçenek olarak, çocuklara miras verilmesinde ortaklaştı.

Herkes için eşit yurttaşlık ve eşit haklar aynı zamanda; insan haklarına dayalı meşru bir hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz koşuludur.

Sanat konuştu, gözler şimdi siyasete…