İsrail hükümeti, ülkedeki yolsuzluk karşıtı protestoları ve artan işsizliği gölgede bırakmak için Lübnan’la sınır gerilimini artırmakla suçlanıyor. İsrail’in sol, sosyalist kesimleri halkın ihtiyaç duyduğu bütçenin büyük kısmınının savaş politikalarına harcanmasına tepki gösteriyor.

‘Yolsuzluk ve ekonomik kriz çatışmalarla örtülemez’

Özde ÇELİKBİLEK

İsrail'de rüşvet ve yolsuzlukla yargılanan Başbakan Binyamin Netanyahu'nun hükümeti, Lübnan sınırında gerilimi artırıyor. Suriye'de geçen hafta Şam Havalimanı'nı hedef alan saldırıda bir Lübnan Hizbullah militanının hayatını kaybetmesinin ardından misilleme saldırısı gerçekleştiren örgütü gerekçe göstererek sınırda askeri hareketliliği artıran İsrail yönetimi, Lübnan hava sahasını önceki gün defalarca ihlal etti.

Aynı zamanda, İsrail ordusu sınır şeridi yakınlarında şüpheli bir hareketlilik olduğunu iddia ederek Lübnan topraklarına ateş açtı. Lübnan ise İsrail'İn saldırganlığını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) şikayet edeceğini duyurdu.


İç siyasette ağırlaşan pandemi koşulları nedeniyle ekonomik buhrana sürüklenen Netanyahu hükümetinin, Lübnan'la askeri gerilimi tırmandırarak iç kamuoyuna yön verme girişimlerinde bulunduğu görüşleri sol ve sosyalist kesimlerce paylaşılıyor. Bunun, rüşvetten yargılanan Netanyahu'nun suçlarını ve ülkede artan yoksulluğu gölgeleyemeyeceği düşünülüyor. İsrail'in 'Koach Laovdim' isimli işçi sendikasının üyesi Boaz Garfinkel ile sol koalisyon "Birlikte Güçlüyüz" (Standing Together) grubunun üyesi Uri Weltmann, İsrail'de yaşananları ve Lübnan sınırında yaşanan çatışmayla askeri gerilimi gazetemize değerlendirdi.

İŞSİZLİK HAD SAFHADA

Ülkedeki Netanyahu karşıtı gösterilere katılan işçi sendikası üyesi Garfinkel, “Pandeminin ilerlemesi ve hükümetin uyguladığı neoliberal politikaların katlanarak sertleşmesi, halkı sokaklara döktü. Hükümetin uyguladığı kemer sıkma politikaları, sınırlarını zorlayarak haklarımızın ihlaline kadar uzandı. Bu dönemde halk daha fazla yoksullaştı, sosyal haklarda kesintiler yaşandı. Bugün, İsrail’de işsizlik oranı yüzde 20 oranına ulaştı ve bu oran çok yüksek. Meselemiz sadece Netanyahu değil tüm bu sistemdir. Nihai hedeflerinin Netanyahu’dan kurtulmak olduğunu söyleyenler var ama biz bu sistemden kurtulmalıyız" dedi.

yolsuzluk-ve-ekonomik-kriz-catismalarla-ortulemez-762484-1.
Boaz Garfinkel

Lübnan'la askeri gerilimin ise gündemi değiştirme amacı taşıdığını düşünen Garfinkel, "Bugün sınırda yaşanan gerilim, çok açık bir şekilde halkın odağını ekonomik krizin sancılarından, savaş gündemine odaklamak üzerine kurulu olduğu görülüyor. Hükümet yarattığı bu gerilimle birlikte halkın dikkatini, işsizliğin ve sağlık krizinin uzağına çekme niyeti taşıyor” diye konuştu.

SAVAŞ POLİTİKALARI İÇİN BÜTÇE

“Birlikte Güçlüyüz” grubunun üyesi Uri Weltmann da hükümetin ödenekleri büyük ölçüde askeri bütçeye ayırıp halkın temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını düşünüyor. Weltmann, "Eğitim, sağlık, sosyal güvence, ulaşım ve diğer sosyal hizmetler için ayrılan bütçelerden savaş politikaları için kesinti yapılıyor. Netanyahu’nun savaş planlarına, askeri gücüne ve teçhizatına ayrılan ödeneğin büyük kısmı Filistinlilere ait bölgelerin işgaline harcanıyor. Bu yalnızca sosyal bir kriz değil aynı zamanda politik bir kriz” görüşünü paylaştı.

yolsuzluk-ve-ekonomik-kriz-catismalarla-ortulemez-762485-1.
Uri Weltmann

İsrail hükümetinin ülkede artan muhalif seslere karşı gündem değiştirme çabası içerisinde olduğunu ifade eden Weltmann, "2011 yazında ülkede hükümet karşı büyük grevler ve eylemler organize edilmişti. İsrail yönetimi ise o yıl Gazze Şeridi'ne hava saldırısında bulunarak halkın gündemini değiştirmeye çalışmıştı. Lübnan'da bu dönem yaşanan gerilim de o dönemle benzerlik gösteriyor" diye konuştu.

***

‘Türkiye eylemleri destekliyor’ iddiasına tepki

Lübnan yönetimine yakın isimlerin, ülkedeki hükümet karşıtı protesto gösterilerine katılan sünni kesimlere Türkiye’nin destek verdiği yönündeki iddialarına yanıt geldi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hami Aksoy, “Lübnanlı bazı siyasetçiler tarafından gündeme getirilen, ülkemizin ‘Lübnan’ın kuzeyinde gerçekleştirilen protesto gösterilerine destek verdiği ve Lübnan’ın bu bölgesinde nüfuz alanını geliştirme amacı güttüğü’ şeklindeki iddialar, izandan yoksundur” açıklaması yaptı. Türkiye’nin Lübnan’ın birlik ve bütünlüğüne büyük önem verdiğini söyleyen Aksoy, “Bu iddialarda bulunanlar, esasen kimlerin Lübnan’ı arka bahçesi olarak gördüğünü ve bu ülkenin içişlerine müdahale ettiğini gayet iyi bilecek konumdadırlar” yorumunda bulundu.