Rıza Sarraf, ABD’de görülen davanın üçüncü duruşmasında da itiraflarını sürdürdü. Gıda ticaretine ilişkin yaptıklarını anlatan Sarraf, İran eski Cumhurbaşkanı’na yazdığı bir mektupta, “Ekonomiden sorumlu yöneticiler işlemleri yapmamızda yardımcı oluyor” diye yazmış

‘Yöneticiler yardımcı oluyor’

İran’a uygulanan ambargoyu delme suçlamasıyla ABD’de süren ve Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı, Rıza Sarraf’ın ise itirafçı olarak ‘tanık’ konumunda dahil edildiği davanın üçüncü duruşması dün görüldü. Sarraf, yaptırımları delmek için uygulanan yöntemleri ve bunun hayata geçirilmesi için hükümet yetkilileri ve kamu görevlilerine dağıttığı rüşveti anlatmaya devam etti.

Davanın dünkü oturumu öncesi ise kamuoyuyla paylaşılan delillerde, Sarraf’ın mahkemedeki sözleri yazılı olarak yer aldı. Davayı takip eden Daily Beast muhabiri Katie Zavadski’nin paylaşımına göre, delillerde Sarraf’ın ‘Ziraat Bankası ile Vakıfbank’ın ‘İran işi’ne dahlinin Erdoğan’ın emriyle olduğunu söylediği’ yer aldı. Bir diğer belgede, Sarraf’ın şu sözü yer aldı: “Sayın Başbakan’la Babacan onay verdiler, bitti zaten.” Zafer Çağlayan ile Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in fotoğrafları da dosyaya giren deliller arasında yer aldı.

Deliller paylaşılacak
Duruşma başlamadan önce savcı, davada sunulan belge, delil ve şemaların duruşmadan sonra basınla paylaşılacağını açıkladı. Davanın hakimi Richard Berman, sunulan telefon kayıtlarından birinde geçen konuşmaların çok geniş bir etki alanı olduğunu, bu nedenle “yargılamanın bütünlüğünün sağlanması” açısından savcılar bu kaydı kabul etmeden önce kaydın doğruluğunun ispatlanması gerektiğini söyledi. Berman, söz konusu kaydı “dikkatsiz” bir şekilde, doğrulama işlemleri tamamlanmadan duruşmada dinletmek istemediğini söyledi.

Gıda ticaretini anlattı
Sarraf dünkü ifadesinde 2013 Nisan’ındaki gelişmelerden başladı ve gıda ticaretine ilişkin bilgiler vermeye devam etti. Sarraf Süleyman Aslan’la gıda ticaretini belgeleri uydurarak nasıl rayına koyacaklarına ilişkin yaptığı bir görüşmenin detaylarını itiraflarına ekledi. Sarraf gıda ve altın ticaretiyle ilgili olarak ‘İki sistem yan yana çalışıyordu. Altın durdurulunca, gıdaya döndük. Sonrasında Atilla bir yasa boşluğu buldu. Bu sayede altın ticaretine de devam ettik’ dedi. Duruşmada Sarraf’ın Dubai’deki şirketine ilişkin konu görüşüldü.

Sarraf gıda ticaretini şema üzerinden anlattı. Dubai’deki söz konusu şirketle ilgili olarak Sarraf, “Bu şirketi gıda tedarikçisi olarak gösterecektik” dedi. İran’ın petrol gelirlerini aklama amacıyla tasarlandığı ileri sürülen gıda ticareti sistemini ayrıntılarıyla anlatan Sarraf, sahte nakliye evraklarının nasıl gerçek gibi gösterileceği konusunda kilit bilgileri Hakan Atilla’dan öğrendiğini ileri sürdü. Sarraf “Ne zaman Süleyman Aslan’ı arasam borçlu çıkıyordum. Bu yüzden Aslan’a daha fazla rüşvet vermemek için Happani’den bir belgeye Photoshop’la imza yerleştirmesini istedim.” Dedi. Sarraf’ın 29 Mayıs 2013 tarihinde Hakan Atilla’ya gönderdiği bir e-posta duruşmada gündeme getirildi. Sarraf “Hakan Atilla’dan uluslararası işlemleri de kapsayan 50 milyon euroluk bir işlemi takip etmesini rica ettim” dedi.

Ahmedinecad’a mektup
Sarraf’ın mahkeme dosyasında delil olan bir mektubu da dikkat çekti. Buna göre dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’a bir mektup gönderen Sarraf, şu ifadeleri kullanmış: “Her İranlının dini görevi olduğu gibi özellikle ekonomik cihat yılı olarak adlandırılan bu yılda ülkeme hizmet ediyorum. Her gün bu baskı daha da artıyor. Döviz alanında 50 yıldır çalışan Zarrab ailesi olarak Rusya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’deki döviz bürolarımız aracılığıyla 3 milyar euroyu İran’a dolaylı olarak gönderdik.

Bu ülkelerin ekonomiden sorumlu yöneticileri işlemleri yapmamızda yardımcı oluyor, kredi koşullarını da kolaylaştırıyorlar.”

***

Vakıfbank suçlamayı reddetti

Rıza Sarraf’ın tanık olduğu ABD’de görülen davada İran’a ambargoyu delme işlemlerini anlatırken ismini andığı Vakıfbank’tan dün açıklama geldi.

Vakıfbank tarafından yapılan açıklamada, “Ulusal ve uluslararası bankacılık çevrelerinde yıllardır net bir şekilde bilindiği üzere Bankamızın ABD’de görülen söz konusu davada bahsi geçen süreçlerin hiçbir yerinde, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde ilgisi ve dahli olmamıştır.

Vakıfbank, her zaman gerek yasalara ve ilgili mevzuata, gerekse uluslararası düzenlemelere ve kurallara uygun hareket etmiştir.”

Sarraf, ifadesinde Halkbank üzerinden yapılan altın ticaretine Vakıfbank ve Ziraat Bankası’nın dahil edilmesi için dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan talimat aldığını iddia etmişti. Ziraat Bankası da iddiaları reddetmişti.

***

Sarraf ve yakınlarının mal varlıklarına el koyma kararı

Başbakan Binali Yıldırım ve AKP Sözcüsü Mahir Ünal, ABD’de yargılanırken tanık konumuna geçerek itiraflarda bulunan Rıza Sarraf’la ilgili ‘Sarraf’ın sözlerine itibar edilmemesi’ mesajı veren açıklamalar yaptı. Bu açıklamalardan kısa süre sonra ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı önemli bir karara imza attı. Rıza Sarraf ve ailesinin mal varlığına el koyma kararı geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz’ın talimatıyla Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiği’’ gerekçesiyle Rıza Sarraf’ın mal varlıklarına el koyma kararı verildiği belirtildi. AKP’lilerin yalan dediği açıklamalar Başsavcılık kararında devletin gizli kalması gereken bilgiler olarak tanımlandı.

El koyma kararındaki listede Sarraf’ın kızı Alara Sarraf’ın da ismi yer alırken, Sarraf’ın yakın çevresi ve akrabaları da bulunuyor.

ABD’deki davada itirafçı olup sanıklıktan tanıklığa geçen Rıza Sarraf, davanın dünkü oturumunda, Ziraat Bankası ile Vakıfbank’ın İran ile yapılan altın ticaretine, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın talimatıyla dahlini Zafer Çağlayan’dan duyduğunu söylemişti