Aday gösterilecek ama meslek birliği üyesi olmayan kişilerin salona girebilmesi için bir formül bulunmalı.

Yönetmelik neler getiriyor?

Müzik yasağının -nedenini kimsenin bilmediği- bu günlerde meslek birliklerini ilgilendiren ve biz meslek birliği yöneticilerinin merakla beklediği “Telif Hakları Meslek Birlikleri Yönetmeliği” dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Önce meslek birlikleri ve görevlerinden kısaca söz edeyim sonrasında bu yönetmelikle neler değişti onlara bakalım. Türkiye’de meslek birlikleri eser sahipleri, bağlantılı hak sahipleri ve süreli olmayan yayınları çoğaltan ve yayanların, üyelerinin ortak çıkarlarını korumak ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun bu kişilere tanıdığı hakların idaresini ve takibini, alınacak hak edişlerin takibini ve hak sahiplerine dağıtımını yapmak amacıyla kurulmuş birliklerdir. İdari ve mali olarak Kültür Bakanlığı’nın denetimine tabidirler.

Bu meslek birlikleri İlim Edebiyat, Müzik, Sinema, Tiyatro, Güzel Sanatlar ve Radyo Televizyon alanlarında üyelerinin toplu hak takibini yapan birliklerdir.

İki yılda bir gerçekleşen seçimli Genel Kurul neticesinde yönetim kurulu, denetleme kurulu, teknik bilim kurulu ve haysiyet kurulu üyeleri seçilir ve iki genel kurul arasında meslek birliklerini bu isimler yönetir. Gelelim bu yönetmeliğe ve bu yönetmeliğin hem meslek birlikleri hem de hak sahipleri açısından önemine.

MESLEK BİRLİKLERİNİN ANAYASASI

Bu yönetmelik, ‘eser sahibi, bağlantılı hak sahibi ve kitap yayımcısı meslek birliklerinin ve federasyonlarının kurulması, denetlenmesi, genel kurul toplantıları, zorunlu ve isteğe bağlı organların oluşması, üye sayısı ve üyeliğe girme, çıkma ve çıkarılma şartları, şubelerini kurabilecekleri bölgelerin tespiti, yurt içi ve yurt dışındaki kişi ve kuruluşlarla olan ilişkileri, bu ilişkilerdeki hak ve yetkileri, üyeleriyle ve kullanıcılarıyla olan ilişkileri, elde edilen telif ücretleri ve tazminatların dağıtımı ile diğer usul ve esaslara ilişkin hususları’ belirler. Yani bir yerde meslek birliklerinin tüzükle beraber Anayasa’sıdır. Bu yüzden çok önemlidir. Gelelim bu yönetmelikle meslek birliklerinin hayatındaki değişikliklere.

*Madde 6’da aynı alanda yeni bir meslek birliği kurulabilmesi için gereken şartlara

‘5. maddede belirtilen bilgi ve belgelere ek olarak meslek birliğinin faaliyete geçtikten sonraki 3 mali yıl için beklenen gelir ve gider tablosu sunulur’ deniliyor.

Bununla aynı alanda yeni meslek birliklerinin kurulması zorlaştırılmıyor ama işin ciddiyeti bakımından bu ileriye dönük mali tablo yerinde bir yaptırım gibi görünüyor.

*Madde 9 (d) Aynı alanda faaliyet gösteren meslek birlikleri tarafından ortak veri tabanı oluşturmak.

Madde 9 (g) Kişisel verilerin korunmasına ilişkin yükümlülüklere uymak.

Bu iki değişiklik de önemli. Zira özellikle anonim eserler başta olmak üzere eser sahipliği konusundaki tartışmalara, davalara –kısa sürede olmasa da- son verebilecek bir ekleme.

Kişisel verilerin korunması da çok önemli. Yıllardır şirketlerin gelirini yaptığı ciroları ticari sır yüzünden bilemezken sanatçıların aldıkları telif hak edişleri birçok gazetede manşet oldu. Hem de gerçekliği, doğruluğu sorgulanmadan. Bu belki meslek birliği yöneticilerini biraz zan altında bırakacak bir madde -zira bir 42/B maddesi var ki Demokles’in kılıcı gibi kafamızda sallanıp duruyor- çünkü en ufak bir bilgi sızıntısında müfettişlerin karşısında ilk hesap verecek olanlar ne yazık ki bizleriz.

Madde 37(1) de çok önemli bir gelişme var.

Zorunlu organlara üye olmayanların seçimi. Tüzüklerinde gösterilmek kaydıyla Birliklerin Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Teknik Bilim Kurulu ve Haysiyet Kurullarına birliğe üye olmayan kişiler seçilebilir.

Bu çok hayati ve olumlu bulduğum bir madde. Seçime katılan üyelerin onda birinin teklifi ve aday gösterilip seçilmeleri halinde meslek birliğine üye olmayan ama katkısı tartışılmayacak ekonomistler ve hukukçular da meslek birliğinin yönetiminde söz sahibi olabilecekler. Yalnız burada da usulen bir çelişki var sanki. Zira genel kurullara meslek birliği asıl üyeleri -sadece izlemek koşuluyla da yararlanan üyeler- katılabiliyor.

Aday gösterilecek ama meslek birliği üyesi olmayan kişilerin salona girebilmesi için de bir formül bulunmalı. Gerçi maddenin devamında oy kullanma hakkı bulunmayan ama birlikçe uygun görülen kişiler ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler deniliyor ama ‘Birlikçe’ lafı ancak mevcut yönetimin uygun göreceği isimler anlamına geliyor bu da çok doğru gelmedi bana.

Yine en çok tartışmaya açık konulardan birisi de 11. Madde(3) de. Şöyle ki;

Genel kurula katılma, oy hakkı, oy farklılaştırması ve zorunlu organ üyeliklerine seçilme konularında üyelik türleri arasında adil ve dengeli olmak şartıyla farklılaştırma yapılabilir. Bu tüm meslek birlikleri için hayati bir konu. Bakanlık da bunun farkında olduğu için bu tartışmaya çok açık maddeyi zorunlu hale getirmemiş. İyi güzel de müzik yasağı ne zaman kalkacak Sayın Bakan’ım sayın bakanlarım?