Bugün, Türkiye’nin sağcılar elinde değişmeyen kaderini anlatan Mersin Manşet yazarlarından Av. Alper Şahinoğlu’nun veciz yazısını sizlerle paylaşıyorum. Başkaca yoruma gerek yok!

Kör Fikri ve Dr. Taylan Yıldız

Eğitimli insanı aşağılama, yeni bir fikri olan kişiyi bu fikrinden vazgeçirmeye çalışma, kelime oyunları yapmak, muhafazakarlık, yeniliklere kapalı olmak adeta ata sporumuz gibi. Hangi siyasi görüşten olduğunun önemi yok kişinin. Bu durum siyaset üstü bir şekilde genlerimize kodlanmış maalesef… Şimdi size gerçek bir süper kahramandan bahsedeceğim. Aynı topraklarda yaşadığım için gurur duyduğum bir kahraman. Süleyman Fikri Mutlu, 1893’te Mersin’in yaylalarından Ardıçpınarı’nda yörük bir ailenin oğlu olarak doğuyor. Hırslı ve zeki bir çocuk. Okuyor. Adana Öğretmen Okulu’ndan mezun oluyor.

Mezuniyet sonrası subay olarak atanıyor ve cephelerde geçen bir ömür yaşıyor; Trablusgarb, Kafkas, Filistin, Doğu cephelerinde savaşıyor. Bir yandan savaşırken diğer yandan gittiği yerler hakkında araştırma yapacak kadar entelektüel. Örneğin doğuda Dürzi ayaklanmasını bastırırken bir yandan da Dürziler hakkında araştırmalar yapıyor. Trablusgarb’da esir düşüyor, firar edip bir şekilde tekrar Çukurova’ya geliyor ve Kemalist direnişe katılıyor. Çukurova bölgesinde Kuvayı milliye hareketini örgütleyip yönetiyor... Mersin ve Tarsus cephelerde düşmanla savaşıyor. Vücudu defalarca ölümcül yaralar alıyor... 16 Ağustos 1920 tarihinde Tarsus’u kuşatmadan kurtarmak ve düşmanın Mersin’e girişini engellemek amacıyla Fransızların elinde bulunan Mersin’e 13 km mesafedeki Küçük Ziyaret tepesine saldırı başlatılması kararı alınır.

Fikri Mutlu, Alsancak Müfrezesi Komutanıdır. Saldırı sonucu 12 şehit verilirken, 18 de yaralı vardır. Yaralılardan biri de kahramanımız; Alsancak Müfrezesi Komutanı Fikri Mutlu’dur. Başından aldığı bir kurşun yarasıyla ağır yaralanmıştır. Öldü sanılır ama halen nefes aldığı fark edilince Kazanlılı Kurtuluş Ailesi’nin kadınları tarafından el yapımı bir sedye ile yürüyerek Gözne’ye götürülür… Gözne’de ilk tedavisinin ardından Karaman’a, sonra da Konya’ya askeri hastaneye yetiştirilir. Hayattadır ama bir gözünü kaybetmiştir. İyileşir iyileşmez mücadeleye tekrar katılır. İstiklal madalyası ile ödüllendirilir.

Sonraki yıllarda oğlu Kaya MUTLU, Mersin Belediye Başkanlığı, torunu Fikri SAĞLAR Devlet ve Kültür Bakanlığı yapmıştır.

Cephelerdeki savaş bittikten sonra Atatürk’ün emriyle; CHP bünyesinde kuruluşunda önderlik ettiği pek çok sivil toplum örgütüyle cehaletle savaşta en önde yer alır. Atatürk’ün vefatına kadar milletvekilliği yapar. Başarılı hizmetleri nedeniyle Mersinliler O’nu bağrına basar… O yıllarda siyasal İslamcılarının, gericilerin buluşma noktası; günümüz iktidarının örnek aldığı Menderes hükümetidir. Fikri MUTLU’yu durdurmak için aleyhinde yapılan propaganda çalışmaları sonuçsuz kalmaktadır, gericiler bir kez daha yenilmektedir. Bunu hazmedemeyen Demokrat Partililer Fikri Mutlu’yu itibarsızlaştırılmak isterler. Bunu yapmak için de onursuzca bir yol seçerler. Mersin Küçük Ziyaret Tepesi Savaşı’nda kaybettiği gözü işaret edilerek “Kör Fikri” diye dalga geçilir kendisiyle, küçümsenir Atatürk’ün askeri.
….”

O günden günümüze bu coğrafyada ne değişti acaba diye bir düşünün. Sonuç çok acı. Bir adım bile ileri gidememişiz. Kendi kendimizi yemeye devam etmişiz. Fikri Mutlu’yu günlük siyasi çıkarlar uğruna karalamaya, itibarsızlaştırmaya çalışan, alaya alan zihniyet siyasal İslam adı altında iktidarda. Hepsi güç zehirlenmesine uğramış. Ahlaksızlıkta sınır tanımıyorlar. Yeri gelince “keşke Yunan galip gelseydi” diyorlar ya da Atatürk ve İnönü’ye “iki ayyaş” diyorlar. Yine alaya alıyor, katıla katıla gülüyor ve utanmıyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis görüşmeleri Youtube üzerinden canlı yayınlanıyor. Bunun, isabetli bir fikir olduğunu bir kez daha gördük. İstanbul’da telefon hatları metrolarda çekmiyor ve internet kesintisi meydana gelmekte. Tüm dünyada olduğu gibi insanların internet bağlantısının metroda da devam etmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi İYİ Partili Dr. Taylan Yıldız bir öneri dile getirdi. Bu öneri siyasal İslam’ın vücut bulmuş hali olan Tevfik Göksu isimli şahıs tarafından “internetçi arkadaş” denilerek küçümsendi, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Oysa Taylan Yıldız, Boğaziçi Mezunu, MİT’de yüksek lisans derecesi var. Ardından Stanford Üniversitesi’nde doktora yapmış. Google ‘un üst düzey yöneticilere danışmanlık yapıyor. Yıldız’ın Başarılarla dolu bir öyküsü var… Ne acıdır ki ülkesine bilgisini ve tecrübesini aktarmak yerine şark kurnazlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor.

Örneğin, “İnternetçi arkadaş” diye küçümseyen, bir zamanlar FETÖ’cü olan, ihaleler alan ve kardeşi Katar Büyükelçisi yapılan Tevfik Göksu’nun sığ bakışıyla uğraşıyor. Göksu’nun Yıldız’la yarışmaya yetecek birikimi yok. Ama gülüyor. Son gülen iyi güler diyelim.