Depremin ardından yıkılan binaların yüksek katlı ve yeni olması dikkat çekti. İMO İkinci Başkanı Suna, “İmar planları kentlerin anayasasıdır ama eline dosyayı alan Ankara’da imar planını delip bina yapıyor” dedi.

Yüksek binalar hasarı artırdı
Fotoğraf: AA

Berkay SAĞOL

Depremlerde yıkılan binaların birçoğunun yüksek katlı yapılar olması dikkat çekti. Yeni inşa edilmiş çok katlı sitelerde bulunan binalar depremler sonrasında tamamen yıkıldı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana’da yıkılan binaların tamamının 17-10 arası katlı yüksek apartmanlar olduğuna vurgu yaptı. Malatya’da geçen yıl inşa edilen yüksek katlı binaların olduğu sitedeki bir apartmanın yıkıldığı görüldü. Son yıllarda tüm Türkiye’ye inşa edilen binaların çoğunun yüksek katlı olması da dikkat çekici.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) 2. Başkanı Nusret Suna, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Biz mühendislikte her türlü zemine her türlü yapıyı yaparız ama mühim olan böyle yüksek yapılara gerçekten ihtiyacın olup olmadığı. Bölgede bu tip yüksek yapılara ihtiyaç varsa binaların yapımında özel itina gösterilmesi gerekiyor. Doğru projelendirme ve uygulama, doğru mühendislik ve doğru denetimle yapılar hasarlar alabilir ancak en azından tamamen göçmez” dedi.

İstanbul’da yüksek yapıların oldukça fazla sayıda olduğuna ve İstanbul’un Avrupa’da bu konuda birinci sırada bulunduğuna dikkat çeken Suna, “Sadece İstanbul da değil artık Türkiye’nin her kentine yüksek yapılar inşa ediliyor. İzmir, Malatya, Adana her kentte görmeye başladık. Bu kadar yüksek yapıya ihtiyaç var mı bunun tartışılması gerekiyor. Yanlışlık her türlü yapıyı vurur. Yapılarda kâr hırsını arkada bırakmak lazım. Her ilin kendine ait bir şehir planı ve imar planı vardır. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor. İmar planları kentlerin anayasasıdır. Bizde ise anayasayı yani planı delme hastalığı var. İsteyen herkes dosyasını kolunun altına alıyor bulunduğu kentteki yerel yönetim izin vermesi dahi Ankara’ya giderek merkezi yönetime projesini onaylatıyor. Bunun en çok örneğini özellikle İstanbul’da görüyoruz” diye konuştu.

Suna şunları dile getirdi: “Kentlerde bu kadar yüksek yapıya ihtiyaç yok. Yüksek katlı binalar deprem güvenliği dışında kentteki hava akımını bozarak rüzgar ve ısı değişikliğine yol açar. Son yıllar gösteriş hastalığı arttı ve her şeyin en büyüğünü yapmak istiyoruz. Tüm bu yaşananlara rağmen yüksek yapılar yapılmaya devam ediyor. Kentlerin imar planlarının bozulmaması, delinmemesi gerekir.”