Yüksek fiyatla polisiye çözüm
Pazara, markete gidenler fiyatlardan şikâyetçi, hükümet artan fiyatla polisiye yöntemle mücadeleye başladı. Denetimin nasıl yapıldığını sorgulayan Demirel: “İşletme, maliyetlerini yansıtıyorsa fahiş fiyat mı oluyor?”
Havva Gümüşkaya
İktidar, gıda fiyatlarındaki artışa yine polisiye yöntemle müdahale etmeye başladı. Ülkede üretici ve tüketici fiyat endekslerindeki makas uzun süredir açılıyor. Çarşı-pazarda da ürünlerdeki fiyatlar artıyor. Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı, aşırı fiyat artışlarını soruşturmak üzere dün İstanbul, Ankara ve İzmir’in de bulunduğu 9 ildeki 10 toptancı halinde denetim yaptı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Üreticiden tüketiciye tedarik kanallarının takip edilmesi, kayıt dışı işlemlerin tespiti, tarımsal ürün piyasalarında gerçekleşen aşırı fiyat artış iddialarını soruşturmak üzere denetimler başlamıştır” denildi. 9 büyükşehirdeki 10 toptancı halinde gerçekleştirilen denetimler eşzamanlı olarak yapılırken Bakanlık, denetimlerin bu tarihlerle sınırlı olmadığını kaydetti.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,12, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,25 artış kaydetti. Böylece yıllık enflasyon son 28 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Buna karşın gıda enflasyonu TÜFE’nin yaklaşık 10 puan üzerine çıkarak yüzde 29 seviyesine ulaştı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada "Enflasyonu en kısa sürede kontrol altına alarak raflardaki, tezgâhlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz" dedi. Erdoğan’ın açıklamasının ardından başlayan bu denetimler “Ürünlerdeki yüksek fiyatlandırmanın önüne geçebilecek mi?” sorusunu gündeme getirdi.
GEÇEN YIL 495 FİRMAYA CEZA
Ekonomi yönetimi gıda fiyatları ne zaman gündeme gelse çözüm olarak polisiye denetimler başlatıyor. 2020 yılında Ticaret Bakanlığı’na bağlı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından 495 firmaya 15,5 milyon lira tutarında ceza kesildi. 2018 yılında da soğan fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle Erdoğan ve dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yükselen fiyatlardan stokçuları sorumlu tutmuş ve stokçularla mücadele edileceğini söylemişti. Açıklamalardan sonra soğan depoları basılmış senede bir kez hasat edilip depolarda tutulan soğanlar baskınlarla "ele geçirilmişti".
Öte yandan TÜİK’e göre ağustosta, endekste kapsanan 415 maddeden 307 maddenin ortalama fiyatında artış gerçekleşti. Ağustos ayında en çok fiyat artışı yaşanan ilk 10 üründen 9’unu temel gıda ürünleri oluşturdu.
Doç. Dr. Baki Demirel - Yalova Üniversitesi
ENFLASYONLA MÜCADELE BÖYLE OLMAZ
Denetimlerin anlamsız olduğunu söyleyen Doç. Dr. Baki Demirel’e göre enflasyonla mücadele etmenin çok sayıda yolu var. BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Demirel, geçmişte de bu tip uygulamaların yapıldığını hatırlattı. Gıda enflasyonun kontrol altına alınamadığını belirten Demirel, “Bunun küresel nedenleri var, iklim krizi var bir de maalesef tarım politikalarında çok zayıf kaldık. Dolasıyla bunları polisiye tedbirleriyle düşürümeye çalışıyoruz. Fiyat baskısı yaparak gıda enflasyonunu düşürmek zor” ifadelerini kullanıyor.
Fahiş fiyatın neye göre belirlendiğine dikkat çeken Demirel, “Gölge fiyat uygulaması mı var?” sorusunu sorarak şunları ekliyor: “Fahiş fiyat varsa neye göre belirleniyor. Yani neye göre fahiş fiyat. Ciddi bir tarım ve fiyatlama politikasına ihtiyaç var. Üreticileri teşvik edecek aynı zamanda tüketici refahını artıracak şekilde.”
Salgın döneminde maliye politikalarının etkin bir şekilde kullanılmadığını söyleyen Demirel, “Türkiye maalesef hem hane halkına hem de esnafa gelir desteği konusunda eksik kaldı. Gıda enflasyonun yapısal boyutu var. Maliyet enflasyonu ile manşet enflasyon arasındaki fark açılmış durumda. Maliyetleri fiyata yansıtamayınca işletmelerin esnafın bilançosu bozuluyor. Enflasyonla mücadelenin başka yolları var. Kurun artmasını engellemeniz lazım önce. Bunun için politika faizini artırmanız gerekiyor. Diğer taraftan doğru vergi politikası uygulanması lazım. İşletmeler maliyetlerini fiyatlara yansıtıyorsa bu fahiş fiyat mıdır?” şeklinde konuştu.
Devletin eskiden fiyat artışlarıyla mücadele edebildiğini hatırlatan Demirel, “Sümer Bank vardı, Et ve Balık Kurumu etkindi, Süt Kurumu etkindi ama bunların hepsini sattık biz. Bunlarla fahiş fiyatlarla mücadele ediliyordu. Devlet tekel olduğunu düşünüldüğü piyasaya kurumsal yapı kurabilir. Kooperatifleri güçlendirebilir.”
***
Hepimiz perişan durumdayız
BirGün’ün mikrofon uzattığı yurttaşlar da çarşı pazardaki fiyatlardan şikâyetçi. Pazar alışverişi sırasında konuştuğumuz Hacer Tayfun, fiyatların her yerde farklı olduğunu söylüyor: “Hiç güvencemiz yok. İnanmıyoruz. Ama alıyoruz. Hep daha uygun daha taze ürün nerede diye araştırıyoruz. Fiyatlar sürekli yükseliyor. Nasıl geçinecek bu millet ben bilmiyorum. Hepimiz perişan durumdayız. Bakma çiftçi de perişan.” Ayçin Çolak ise fiyatların sürekli yukarı çıkmasına tepkili: “Denetim nedir, nasıl yapılıyor bilmiyorum ama fiyatlar sürekli artıyor bildiğim bu. Ne çiftçi kazanıyor, ne de tüketici.”