Yüksek Mahkeme acele etmiyor
Fotoğraf: AA

Hüseyin Şimşek

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte anti demokratik düzenlemelere hız kazandıran iktidar, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) itiraz başvurularında “acele etmemesi” nedeniyle tartışmalı uygulamalarını uzun süre devam ettiriyor. Son olarak Fiyat İstikrarı Komisyonu’nu yürürlüğe koyan kararname için yapılan itiraz başvurusu, komisyon altı kez toplandıktan sonra iptal edildi. AKP ve MHP ittifakının düzenlemelerine itiraz, bununla sınırlı kalmadı.


CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu’nun başı çektiği AYM itirazları kapsamında, bugüne kadar kanunlara yönelik 85 iptal başvurusu yapıldı. AYM, 2018 yılından itibaren hız kazanan bu başvuruların sadece 31’i hakkında karar verebildi. Edinilen bilgiye göre, AYM’nin 31 kararının 15’inde iptal, 16 kararında ise iptal talebinin reddi yönünde sonucuna varıldı. AYM’nin kanunları görüşme süresi ise 18,5 ay olarak hesaplandı. Bazı kanunlarda AYM’nin karar süresi 29 aya kadar yükseldi.

Muhalefetin bir diğer iptal talebinde bulunduğu düzenlemeler ise Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri hakkında oldu. TBMM’nin 27’nci Yasama Dönemi’nde, çıkartılan 108 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 79’u iptal talebiyle AYM’nin önüne geldi. AYM, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri hakkında sadece 18 karar verebildi. Bu kararların 10’unda kararnamelerin çeşitli maddeleri iptal edildi. AYM, sekiz başvuruyu ise reddetti. Yüksek Mahkeme, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri hakkında ortalama 17 ayda karar verebildi. Onlarca başvuru ise AYM’nin önünde sonuçlanmayı bekliyor.

ANAYASA’YA RAĞMEN YASA

Kaboğlu BirGün’e yaptığı açıklamada “Anayasa Mahkemesi’nin 27’nci Yasama Dönemi’nde çıkan kanun ve yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine yönelik, uzun sürelerde çok az karar verdiği görülmektedir” dedi. Kaboğlu şöyle devam etti: “Anayasa Mahkemesi’nin denetleme görevinden bu denli kaçındığı ve son dönemde üyeliklere yapılan siyasi atamalar dikkate alındığında, kanunlara ilişkin verilen iptal kararlarının daha fazla olması, bu yasama dönemindeki 'Anayasa’ya rağmen yasa yapma' eğiliminin ispatı niteliğindedir. AYM'nin yapması gereken şey, başvuruları bir an önce hukuk kuralları çerçevesinde sonuçlanmasıdır. Kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir.”