Yıldızlı yumruk sahici ellere geçince” neler olabileceğini yazmıştım, bundan bir süre önce. Aynı konuyu Radikal gazetesi de “Bekçi Murtaza’ların örgüt operasyonu” başlığı ile okuyucularına...

Yıldızlı yumruk sahici ellere geçince” neler olabileceğini yazmıştım, bundan bir süre önce. Aynı konuyu Radikal gazetesi de “Bekçi Murtaza’ların örgüt operasyonu” başlığı ile okuyucularına duyurmuştu. Radikal’e göre traji-komik bir vakaydı; bana göre devletin bilinen refleksi.

Kenan Evren darbeden sonra yaptığı bir konuşmada, “biraz daha gecikseydik, benim yerime onlar konuşacaktı’ dediği işte bu yumruklu yıldızın yaratıcıları, sahipleriydi. Bir başka konuşmasında da “üstünden helikopterler uçamıyordu” dediği Fatsa’nın yoksul mahallerinde duvarları süslüyordu aynı figür. Dediği doğruydu; helikopter uçamıyordu Fatsa üstünden. 

Konya’da ÖDP’li iki delikanlının başına gelenler “Bekçi Murtaza’nın” işgüzarlığı değildi; yumruklu yıldızın çağrıştırdığıydı.

İşgüzarlık olsaydı, o saat bırakılmaları, hadi bilemediniz, ilk itirazda sonuç alınması gerekmez miydi? Tutuklandı oysa iki delikanlı. Hâlâ da içerde sahici ellerin sahipleri. Birinin ismi Burak. Diğeri Çağdaş. İkisi de ÖDP üyesi.

Burak ve Çağdaş Ankara’ya, Deniz Gezmiş’in anmasına ve ODTÜ şenliklerine katılmak için gelmişler, Konya’dan. ODTÜ’ye gitmişler önce; binlerce mumu yan yana getirip “Devrim” yazmışlar. Hani üzerinden asırlar geçse de çıkmayacak “Devrim” yazısının tam karşısına. Sonra Sevinç Eratalay konserinde üzerine yumruklu yıldız işlenmiş bir flama açmışlar. Doğru içeriye; Devrimci Yol’a üye olmaktan…

 

OĞULLARIMIZ DOĞRU OLANI YAPMIŞ

Gençler tutuklanır tutuklanmaz, dışarıdaki arkadaşları da dayanışma eylemleri başlattı. O gün Kızılay Postanesi’nden cezaevine kart gönderildi. İçerden dışarıya ulaşan notlara yanıt yerine geçsin diye, çiçekli, böcekli kartlar ve dayanışma satırları iletildi. ‘Gizli örgüt’ kanıtı olarak gösterilen Mahir’in kitabı ellerdeydi. Burak’ın eski TÖB-Der’li babası Yusuf Öz ve Çağdaş’ın annesi Asiye Güneş’in yazdıkları da dillerde: “Evet, oğullarımız doğru olanı yapmış; bunu dayanışmanızla bir kez daha hissettik.”

Gidemedim, gitseydim kartın üstüne, vakti zamanında yazdığım aşağıdaki şiiri düşer, yamacına da bir not iliştirirdim: Yumruklu yıldız alnımızın akıdır. Ona halel getirmediniz, aşk olsun size.

 

Ben taşırken büyüdüm

Sen asarken vuruldun

Gençliğimiz düştü üstüne

 

Gözbağı yaptı işkenceciler

Onları görmeyelim diye

Kan değdi üstüne

 

O pankartlar şimdi

Alnımızda duruyor

Alnımızın akı gibi

 

Not: 15 Haziran 1977’de, Erzurum Atatürk Üniversitesi bahçesinde faşist katiller tarafından bıçaklanarak öldürülen Doç. Dr. Orhan Yavuz anılıyor. İnşaat Mühendisleri Odası, Necatibey Caddesi No: 57. Kızılay/Ankara adresinde, 21 Haziran 2008 Cumartesi, Saat: 14.00’te, 1970’li yıllardaki öğretim üyesi cinayetlerinin ilk kurbanı Orhan Yavuz’un ailesi, arkadaşları, sevenleri biraraya geliyor.