Can Yücel içinde “yumurta küfesi taşımak” deyimi de geçen “Bugünlerde herkes gitmek istiyor” şiirini bugünlerde ve herkese değil de küfe taşıdığını iddia eden “biri”ne bakarak yazsaydı, “vallahi hiiiiç gitmek istemiyor” derdi herhalde!

O “biri”, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, her adımını halkın nabzını tuttuğu anketlere bakarak atmasıyla da ünlü ve sıklıkla “yumurta küfesi”ne gönderme yapıyor.

Misal, Türk-İş asgari ücret 9 bin olmazsa masada olmayız dedi ya, o da bakanıyla, işveren sendikası başkanıyla oturup konuştu; “Bizim sırtımızda küfe var. … Tabii sırtında küfe olmayanlar bol bol atıp tutuyor” dedi ve 8500’den ileri gitmedi.

Malum, bu küfe “yumurta küfesi” ve deyimler sözlüğüne göre; eski düşünce ve yönünü kolayca değiştirip sözünden caymakta bir sakınca görmeyenler için “Sırtında yumurta küfesi yok ya!” deniyor.

Demek ki, yumurta küfesi olanlar da sorumlulukla karar alıp davrananlar, şu veya bu gerekçe ile o karardan caymayanlar!

Enflasyon oranına endeksli hesaplara göre” emekliye yüzde 15,4 zam yapılması gerekirken(!), önce “imkânları zorlayıpyüzde 25 demek, birkaç saat sonra biraz daha zorlayıp yüzde 30 müjdesi vermek ne iş derseniz, o da küfe ile ilgili. Anketler küfe tümden gidecek diye gösterince, küfeye sarılmakla ilgili!

Can Yücel bambaşka bağlamda söylüyor; “Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin. Kendi imalatımız küfeler…” diye, ama olsun… Hafta sonunda Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş insanları Sol Parti II. Olağan Kongresi’nde izlerken, sırtı yumurta küfeli insanlarla tıklım tıklım dolmuş bir salon gördüm.

Coşkulu, inançlı ve sırtı yumurta küfeli iyi insanlar!

Siyaseti bir kendi küfesini doldurmak için yapanlar var, düzen içi siyaset de genellikle böyle. Bir de sırtındaki küfenin olanca ağırlığına rağmen dimdik yürüyen ve o yürüyüş boyunca küfeye kendisi için bir tek çöp bile koymayanlar… Milletvekilliği, bakanlık veya genel müdürlük peşinde olmayan, bir yerlerde ettiği veya karaladığı iki sözcükte bir koltuk hesabı taşımayanlar…

Küfelerinde sadece 85 milyonun çıkarı, huzuru, refahı var! Sadece herkes için iyilik, adalet, demokrasi, laiklik, bağımsızlık, barış, kardeşlik var! Küfelerinde “bu da bana” diye koydukları bir kum tanesi bile yok!

Mevcut siyasal İslamcı tek adam rejiminin oylanacağı bir referandum olarak gördüğü seçime giderken, Sol’un önüne koyduğu öncelikli görev “Bu rejime son vermek!

Sırtlarında kendi imalatları ve kendileri için dolduracakları küfeler taşımayan Solcular, bu rejime son verilmeden “barışın, özgürlüklerin, insanca yaşamanın, ezilen bütün kesimlerin kardeşçe haklarını almalarının kapısının aralanması”nın da mümkün olmadığının bilincindeler.

O yüzden hiçbir pazarlık içinde değiller. Bu rejime son verme mücadelesinde en geniş toplumsal muhalefet için, en geniş toplumsal muhalefetle birlikte olacaklar.

Masaları da uyaracaklar ama… Aileyi koruma adına Meclis’e getirilebilecek “Taliban anayasasına, tarikatların cemaatlerin anayasasına ortak olmasınlar” diye.

Sırtında gerçek yumurta küfesi olmak; aday pazarlıkları içinde olmamak, kişisel çıkarları ülke çıkarlarının önüne koymamak demek… Aç ve açıkta okumak zorunda kalan öğrencinin, tecavüze uğrayan çocukların, bir markette kendini asan işçinin, meraları yağmalanan Taşova Çambükü köylülerinin, traktörüne mazot koyamayan Uşaklı çiftçilerin, hukuksuz cezalarla özgürlükleri gasp edilenlerin sorumluluğunu hissederek adım atmak demek…

Sırtında yumurta küfesi olmak, asla küfe doldurma hesapları yapmadan kötülüğü yenmek için ileri atılmak demek…

O küfe de Sol’da var işte!