İsveç, yaklaşan Paskalya bayramını yumurtasız geçirebilir. Hıristiyanların en büyük bayramı kabul edilen Paskalya’nın en önemli sembolü boyalı yumurtalar, tavşan şeklinde çikolatalar ve Kuzeylilerin bu bayramda içmeye alışık oldukları Paskalya şerbeti. İsveçliyi bu bayram yeme içme konusunda bir dar boğaz bekliyor. Çünkü İsveç’te perakende sektöründe çalışan 225 bin sendikalının toplu iş sözleşmesi bir hafta sonra bitiyor. Paskalya’dan dört gün önce, kasiyerler ve market çalışanları, greve gidebilir. Şu an için görüşmeler kilitlenmiş durumda. Gazetelerin ekonomi sayfalarında görüşmelerin karaya oturduğu ve hiç umut olmadığı yazılıp çiziliyor. Bu durumda olası bir grev tüketiciye yansıyacak. Sendikanın ve işveren kanadının beyanlarından, aralarında tek bir maddede anlaştıkları görülüyor, o da anlaşmadan çok uzak oldukları.

İşveren temsilcileri yüzde 2,6’lık bir maaş artışı teklif ediyorlar, bu yaklaşık olarak ayda 550 kron yani 150 liranın biraz üzerinde bir zamma denk geliyor. Sendika ise çalışanlar için 860 kronluk bir zam istiyor. İşveren temsilcileri, sendika yetkilileriyle pazarlık için aynı masaya oturmaya yanaşmıyor. Onun yerine sendika yetkililerine, “Belirlenecek tarafsız profesyonel arabulucular aracılığıyla görüşelim” önerisini getiriyorlar. İşvereni masaya oturtmak isteyen sendika, arabulucu isteğine hayır diyor.

Grev kararlılığını ve sendikanın elini, sektördeki bir işi bırakma haberi oldukça güçlendirdi. İsveç’te perakende sektöründeki en büyük market zincirlerinden biri olan ICA’nın genel müdürü, işi bıraktığı için sözleşmesi gereği, son maaş olarak 14 milyon kron yani 4 milyon Türk lirasının üzerinde bir ek ücreti cebine koydu. İşinden ayrıldığında bir başka rakip şirkette çalışmaması için yapılan bu ödemenin zamanlaması harika. Sektör çalışanlarının ayda birkaç yüz kron daha fazla kazanmasına ayak diretilirken işi bırakan genel müdür için milyonlar gözden çıkartılıyor.

Çikolatadan Paskalya tavşanı greve takılacak gibi görünse de İsveç’te diğer taraftan şapkadan tavşan çıkartanlar aranıyor. Haftanın önemli bir gelişmesi de açılan bir ön soruşturma. İsveç “Var mı, yok mu?” diye, derin devletini arıyor. Devletten gizli devlet işi çevrilip çevrilmediği soruşturuluyor. İsveç’in Suudi Arabistan’la 2007’den beri gizli kapaklı götürdüğü Simoom projesi, savcılık tarafından incelemeye alındı. Bu ayın başında, İsveç devlet radyosunda yayınlanan bir haber programında ortaya atılan iddialar, sağcı hükümetin Savunma Bakanını meclis soruşturmasına kadar götürmüştü. Savunma Bakanlığına bağlı İsveç Toplu Savunma Araştırma- Geliştirme Kurumu’nun yürüttüğü Simoom projesiyle ilgili olarak ortaya çıkan iddialar yüzünden şimdiden kurum içindeki pek çok çalışan görev değişikliğine uğradı. Proje, Suudi Arabistan’da yapılacak bir silah fabrikası kompleksi konusunda iki ülkenin işbirliğini içeriyor. Suudi Arabistan, İsveç’in uzun yıllardır silah sattığı ülkelerden biri. Suudiler, Simmom projesiyle bu sefer İsveç’ten ‘Silah nasıl yapılır?’ onu satın almışlar. 35 binadan oluşan projenin arazi araştırması ve çizimi tamamlanmış. Eksik kalan kısım ise şeffaflık.

İsveç Toplu Savunma Araştırma-Geliştirme Kurumu’ndan İsveçli uzmanların Suudi Arabistan’a gidip arazi beğendikleri “Hadi size silah fabrikası kuralım” projesinden kurumun başkanın haberi yok. Ama iddialara göre, projenin hızlandırılması için bizzat Başbakan Fredrik Reinfeldt’in direktifi var. Şimdi kadın başsavcı Agnetha Hilding’in ön inceleme başlattığı olayda, devlet kurumunun ne amaçla, ne için kullanıldığına bakılacak. Basına konuşmak istemeyen başsavcıyı, Paskalya’dan sonra da basın uzun uzun konuşacak.