Yurtdışında oy kullanma eşitlikçi ve katılımcı değil

Prof.Dr. Ali Arayıcı/Paris

Son 20 yıldır iktidarda olan AKP, bugüne kadar oy kullanma yaşındaki tüm göçmen işçilerin katılımını sağlayacak, yeni, eşitlikçi ve demokratik bir düzenleme getiremedi. Bundan dolayı, bir önceki seçimlerde olduğu gibi, 18 Haziran 2023’de yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimi’nde, göçmenlerin önemli bir kesimi oy kullanma, seçme ve seçilme hakkını kullanamayacak.

CHP Yurtdışı Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın “yurtdışının ayrı bir seçim çevresi olmasına ilişkin kanun teklifi” vermesi önemli. Bunu, bütün siyasi partiler desteklemeli. Bu çabaların, oy kullanma sistemininin değiştirilmesi, daha demokratik ve katılımcı hale dönüşmesi; 12 Eylül mağdurularına bir afla vatandaşlık haklarının geri verilmesi gerekir.

Yurtdışındaki göçmen emekçiler, Türkiye’deki halk oylaması, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde oy kullanma, seçme ve seçilme hakkına “298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunla; Cumhurbaşkanlığı, Milletvekili Genel Seçimi ve Halk Oylamalarında yurtdışında yaşayan vatandaşların yaşadıkları ülkelerde kurulacak sandıklarda oy kullanabilmelerine olanak sağlar." Yerel seçimler, kanun kapsamının dışında kaldı.

KATILIM DÜŞÜK

YSK verilerine göre, 2014 yılında, kayıtlı yurtdışı seçmen sayısı 2 milyon 798 bin 726. Cumhurbaşkanlığı 1. turunda katılım oranı, ise yüzde 18,8. Seçmen nüfusun yüzde 81,2’si, çeşitli nedenlerle oy kullanamadı. Bu sayı, 24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde ise bin 525’e yükseldi.

Siyasal katılımın her geçen yıl daha çok artmasına karşın, bu verilerin istenilen düzeyde olduğunu söylenemez. Yaklaşık 1.4 milyon insan oy kullanma hakkını yerine getiremedi.

Katılımın düşük olmasında, çeşitli faktörler önemli rol oynuyor. Bunlardan birisi, yurtdışındaki seçmenlerin oy kullanması için, sandık sayısının yetersiz oluşu. Bu durum, birçok ülkede seçmenleri zor durumda bırakıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde, seçmenlerin yaşadıkları yerleşim birimlerinde yeteri kadar seçim sandığı mevcut değil.

Yüz binlerce insan, oy kullanabilmek için, yüzlerce kilometre uzaktaki kentlere gitmek zorunda kalıyor. Bu ortam, oy kullanmaya karşı ilgisizliği ve kayıtsızlığı beraberinde getiriyor. Bu durum karşısında, siyasi iktidarın duyarsızlığı ve gerekli önlemleri almaması kabul edilemez.

Başka nedenler arasında, oy kullanma döneminde işverenlerin çıkarttıkları güçlükler, umursamazlık, ciddiye almama, siyasete karşı duyarsızlık gibi etkenlerin varlığı sayılabilir. Bunun somut örnekleri, önceki seçimlerde görüldü Ne yazık ki, yurtdışındaki seçmenlerin çok ciddi bir bölümü, oy kullanma hakkını elinde olmayarak yerine getiremedi.

12 EYLÜL MAĞDURLARI

12 Eylül 1980 Askeri faşist yönetimden sonra, yurtdışına çıkmak zorunda kalan, vatandaşlıktan çıkarılan, bulundukları ülkelerin vatandaşı olan, on binlerce emekçinin; T.C. pasaportu ve kimliği olmadığından dolayı, en temel insan haklarından biri olan oy kullanma hakkını kullanamıyor. Bu durumda olan insanlar için, ivedi bir af çıkarılarak bu hakkın verilmesi gerekir.

Geçmiş seçimlerde, YSK’nın listesinde olup olmadığını kontrol etmeden, oy kullanmaya gelenler arasında; adları listede olmadığı için, oy kullanamadan geri dönen on binlerce insan oldu. Bu insanlar, 18 Haziran 2023’te yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimi’nde de en temel hakları olan oy kullanma, seçme ve seçilme hakkından mahrum kalacak.

Göçmen emekçiler, Anayasa’nın 67. maddesi’nde en temel anayasal hakları olan oy kullanma, seçme ve seçilme hakkına sahip. Buna karşın, bu insanların en temel haklarını yerine getirememesi, onların siyasi iradesine saygı duyulmaması ve hiçe sayılması kabul edilemez. Bu insanlar, bilinçli olarak siyasi arenadan uzaklaştırılmak isteniliyor.

NE YAPILMALI?

Siyasi iktidarlar, göçmenlerin onayı olmaksızın bunların lehinde veya alehinde karar alma hakkına sahip değil. Bunları ilgilendiren kararlara, bunların görüşleri alınmadan bir başkasının karar verme hakkı yok. AKP iktidarının kendi öznel çıkarlarının dışında, bu sorunun çözümüyle ilgili ciddi bir önlem aldığı söylenemez. AKP zihniyetinin göz boyacı, oy avcılığı yapma ve çıkarcı politikalarına karşı; uyanık olunmalı ve bu konuda gerekli önlemler derhal alınmalı.

►Yapılması gereken ilk iş, 18 Haziran 2023’teki genel seçimde, oy kullanacak olan göçmenlerin, sandığa kısa ve en kolay yoldan ulaşması; oy kullanma, seçme ve seçilme hakkını, eksiksiz kullanmaları için, gereken etkinliklerin ve önlemlerin şimdiden alınması.

►Seçmenlerin elektronik posta adresleri ve telefonlarına mesaj gönderilmesi başta olmak üzere; çeşitli bilgilendirme ve uyarma yöntemlerinin uygulanması. Henüz genel seçimlere uzun bir süre varken, bu sorunun çözümü için, şimdiden gerekli çalışmalar yapılmalı.

►Başka bir alternatif, göçmen emekçilerin bulundukları ülkelerde yoğun olarak yaşadıkları kentlerin belediye başkanları ve yerel yöneticileriyle; yakın işbirliği ve dayanışma içinde olarak oralara konulacak seçim sandıklarında oy kullanılması sağlanmalı. Böylece, büyük bir kesimin CHP, HDP ve diğer sol partilere oy vermesi beklenen sessiz yığınlara ulaşılır. Onların oy kullanma hakkı sağlanır ve oy kullanacak olan göçmenlerin sayısında önemli bir artış göstermiş olur.

►Konuyla ilgili olarak, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, YSK, yurtdışındaki Büyükelçilikler ve Konsolosluklar başta olmak üzere; göçmen emekçi örgütleri ve temsilcileri, sivil toplumsal kuruluşları bu konuda aktif bir biçimde devreye girmeli. Oy kullanma, seçme ve seçilme hakkının, demokratik bir zeminde etkin ve kolay kullanılması için, çeşitli çözüm yolları üretmelidir.