CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, çevre davalarında talep edilen bilirkişi ücretleri hakkında "Kanal İstanbul projesi için plan değişikliği yapan, rezerv alanı ilan edilen işlemler için 150 bin TL bilirkişi ücreti istenildi. Bilirkişi ücretlerinin bu kadar yüksek olması, hak arama hürriyetini kısıtlıyor. Yurttaşı dava açmaktan vazgeçirme amacına hizmet ediyor" dedi.

Kaynak: Haber Merkezi
Yurttaşın hak arama hürriyeti kısıtlanıyor: Kanal İstanbul'un bilirkişi ücreti 150 bin lira
Fotoğraf: AA

Cuumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, BirGün'ün gündeme "Köyünü savunduğu için koyunlarından oldu: Çevre davaları yeni geçim kapısı" başlığı ile taşıdığı habere ilişkin açıklama yaptı. 

Dinçer, bilirkişi ücretlerinin yüksek olmasının yurttaşı dava açmaktan vazgeçirdiğine dikkat çekerek yüksek bilirkişi ücretlerinin yurttaşın hak arama hürriyetini kısıtladığını kaydetti. 

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer, çevre davalarında talep edilen bilirkişi ücretlerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

"Rize İkizdere’de Cengiz İnşaat eliyle işletilen taş ocağının ÇED Gerekli Değildir kararının iptali talebiyle ilgili davada, verilen karar Danıştay’dan dönünce, ikinci kez keşif yapmak için yurttaşlardan 60 Bin TL daha alındı. Kanal İstanbul projesi için plan değişikliği yapan, rezerv alanı ilan edilen işlemler için 150 Bin lira bilirkişi ücreti istenildi. Bilirkişi ücretlerinin bu kadar yüksek olması, hak arama hürriyetini kısıtlıyor. Yurttaşı dava açmaktan vazgeçirme amacına hizmet ediyor."

"KAMU KURUMLARININ YAPMADIĞI DENETİMİ YURTTAŞLAR YAPMAYA ÇALIŞIYOR"

"Amasya’da bir yurttaşımız koyunlarını satıp bilirkişi ücretini ödedi. Geçmişte Rizeli bir yurttaşımız ineklerini satmak zorunda kalmıştı. Bu kişilerin yoksullaşmalarına yol açan bu ödemeleri yaptıkları davalar, kendi şahsi menfaatleri için değil, kamunun, toplumun, doğanın, yaşam alanlarının menfaatine açılmış davalar. Kamu kurumlarının yapmadıkları denetimleri, yurttaşlar bu davalar eliyle etkin kılmaya çalışıyor. Mahkemeler, yurttaş katılımcılığını da engelliyor. Dünyada birçok yerde, kamu menfaati için açılan bu davalarda, dava masrafları hiçbir şekilde davacılara yüklenmiyor. Altılı mutabakat metnimizde de bu yönde bir vaadimiz vardı. Kent ve çevre davalarına harç muafiyeti düşünüyorduk. Doğanın, kentlerimizin, yaşam alanlarımızın korunması için açılan davalar önündeki engellerin kaldırılması, hak arama özgürlüğünün, adil yargılama ilkesinin teminatı olacaktır."