Yurttaşlar adalet arıyor

Dilan Esen

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin hazırladığı “İnsan Hakları İhlalleri” raporuna göre son 11 yılda cinayetler altı, yaralamalar yaklaşık beş, cinsel suçlar ise 10 kat arttı.

Yaşanan hak ihlallerini ve ortaya çıkan utanç tablosunu hak savunucuları, avukatlar ve göçmenler BirGün’e değerlendirdi.

Avukat Şenal Sarıhan: Yaşadıklarımız hak ihlali değil, topyekûn hukuksuzluk. Ülkemizde yıllardır ciddi hak ihlalleri yaşanıyor. İhlallerin önlenmesi ya da cezalandırılması konusunda verilen mücadelelerle elde edilen kazanımlar OHAL uygulamaları ile kolayca geri alındı. Yaşama hakkından çalışma hakkına tüm temel hakların iktidar eliyle ihlal edildiğini görüyoruz. KHK ya da güvenlik soruşturması nedeniyle görevlerine son verilen ya da göreve başlatılmayan binlerce insan, aileleri ile birlikte açlıkla mücadele ediyor. İçinde bulunduğumuz ağır pandemi koşullarında sağlık güvencesine de sahip değiller.

Yürürlüğe girdiği ilk günden bu yana hukuk çevrelerinin insan haklarına dayalı hukukla çeliştiği ve halk için bir demir kafes olarak nitelediği Terörle Mücadele Yasası, hak talebini yükselten herkesi bu yasanın kazanına atıyor. Dışardakiler özgür değil. İçeridekiler ise fiili eza ile karşı karşıya. Adalete güven alabildiğine sarsılmış durumda.

AÇ YATAN MÜLTECİLER

►​ Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali: İnsan hakları kalmadı. İş, adres değişikliği, çalışma izni gibi hakları yok. Kayıtsız ve adresleri değiştiği için bir kısım çocuklar okula gidemiyor. Pandemi ve deprem ayrımcılığı artırdı. Mülteciler büyük bir yoksulluk yaşıyor. İşsizlik ve yoksulluk çok arttı. Evde aç yatan aileler var.

►​ İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri: Türkiye’deki hak ihlalleri sistematik. Sistemin kodlarında ihlal üreten bir yapı var. Devletin kodlarında olduğu için ve iktidarlar değişse bile hak ihlalleri sonlanmıyor. İnsanlığa karşı suçlar, katliamlar, yaşam hakkı ihlallerinden başlayarak aslında yaşamın her alanındaki temel hakların erişimine kadar ciddi sorunların yaşandığı bir coğrafyada yaşıyoruz.

İnsan haklarını esas alan bir anayasanın yapılmasını sağlamak, idarenin denetlenmesinin sağlayacak uygulamaların geliştirilmesi çok önemli. Bütün bunlar için örgütlü mücadelenin şart olduğunu görüyoruz. Her şey kötü giderken tek bir şeyi düzeltmenin imkânı yok.

►​ Gözaltında kaybedilen Talat Türkoğlu’nun kardeşi Münübe Türkoğlu: Tüm adaletsizliklere karşı mücadele etmek sanırım kanımızda var. İnsan hakları evrensel beyannamesini kapsayan haklarımız ülkemizde yoğun saldırı altında. İçimiz yanarak gözaltında kayıplarımızı aradığımız günler, haftalar, yıllar çok geride kaldı. Anneler babalar evlatlarını kaybeden devletten hesap sorarken yaşamlarını kaybettiler.

Benim ağabeyim Talat Türkoğlu sosyalist, sendikacı ve işçi olduğu için 1 Nisan 1996 tarihinde Edirne’den İstanbul’a evine dönerken gözaltına alındı ve kaybedildi. Zeyneti Türkoğlu’nun Galatasaray Meydanı’nda “Benim yavruma ne yaptınız” çığlığı duyuluyordu. Annem evladını aramaktan vazgeçmedi. O acıyı hep hissetti geçen zaman yarasını iyileştirmedi. Gün geldi bir yanı eksik evlat acısıyla göçtü. Başka analar ağlamasın diye mücadelemizi sürdüreceğiz.