Irak parlamentosunda güçlü olan siyasi gruplar seçimlerde yeniden yarıştı. Ekim 2019 protestolarını başlatan halkın siyasi bir değişime dönük umutlarının azalması ise sandığa yansıdı. Oy verme oranları düşük kaldı.

Yurttaşlara umut vermeyen seçim

DIŞ HABERLER SERVİSİ

Irak, 2003 ABD işgalinden bu yana altıncı kez genel seçimler için dün sandık başına gitti. Etnik ve mezhep temelli siyasi ittifakların yeniden aday olduğu seçimler ülkede geniş bir kesimin değişim umutlarını karşılamadığı için sandığa gidenlerin oranı düşük kaldı. İlk sandık çıkış anketlerine göre, seçimlere katılım yüzde 44,5 olarak açıklandı.


Irak Seçim Kurulu'nun verilerine göre, 24 milyonu aşkın seçmenin bulunduğu seçimlerde 329 sandalyeli parlamento için sandıkta 167 parti ve 3 bin 200 milletvekili yarıştı. Kara, hava ve deniz sınırları ise seçimler tamamlanana dek kapatıldı. Oylama dün saat 18:00'de sona ererken resmi sonuçların bugün açıklanması, koalisyon görüşmelerinin ise haftalar sürmesi bekleniyor. Seçimlerde öne çıkan ittifak grupları Sairun veya Fetih'in tek başına iktidarı kurması seçim çıkış anketlerine göre olası gözükmüyor.

AYNI GRUPLAR YENİDEN ADAY

Geçen seçimlerde parlamentoda en çok sandalye elde eden Sairun Koalisyonu'nun en güçlü grubu olan Mukteda es Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi, bu kez geçen seçimlerin aksine bir koalisyon oluşturmadan tek başına seçimlere katıldı. Bedir Örgütü lideri Hadi Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu da en büyük seçim ittifakı olarak öne çıkarken Irak'ın 2006-2014 dönemi başbakan olan Nuri el Maliki'nin liderlik ettiği Kanun Devleti Koalisyonu da bu seçimlerde güçlü olan bir diğer Şii grup olarak öne çıktı. Meclis Başkanı Muhammed Halbusi’nin başında olduğu Takaddum (İlerlemek) Koalisyonu, Hamis Hançer’in liderliğini yaptığı Azim Koalisyonu ve 2004-2005 döneminin başbakanı İyad Allavi liderliğindeki Vataniye Partisi ise seçimlere katılan güçlü Sünni gruplar oldu.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden (IKBY) ise Barzanilerin liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tek başına seçimlere katılma kararı alırken eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin kurduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ise Goran Hareketi ile seçimlere ortak katıldı. Türkmen partiler ise ittifak oluşturma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandığı için ayrı partiler olarak seçimlere katıldı. Erbil'de 12'si Türkmen partisi 19 oluşum seçimlere KDP listesinden katıldı. Irak'ta kimin başbakan olacağı ise parlamentodaki sandalye dağılımının kesinleşmesiyle belli olacak.

DEĞİŞİM TALEBİ SONUÇ VERMEDİ

Seçimlere giren siyasi grupların parlamentodaki sandalye dağılımında büyük bir değişiklik yaratması beklenmiyor. İşsizlik oranlarının yüzde 40'ı aştığı ve açlık sınırında yaşayan kişi sayısının yüzde 32 olarak açıklandığı ülkede Ekim 2019 protestoları ekonomik kriz nedeniyle patlak vermiş, eylemlerde öne çıkan talep erken seçimlerin yapılması ve 600'den fazla protestocuyu öldüren güvenlik güçlerinin yargılanması olmuştu. Erken seçim talebi karşılık bulurken seçim kotasında değişiklik yapılmaması ve güvenlik güçlerinin ceza almaması değişim umutlarını tüketmişti.

***

Irak Komünist Partisi seçimleri neden boykot etti?

Irak Komünist Partisi (ICP) 2018 seçimlerindeki kararından farklı olarak son seçimlerde boykota gitti. Parlamentoda en büyük grup Sairun İttifakı'yla bir önceki seçimlere giren ve iki sandalye elde eden ICP, "Ekim 2019 protestolarında öne çıkan seçim yasası değişikliği taleplerinin uygulanmadığı ve seçimler için elverişli bir siyasi atmosfer olmadığını" belirterek boykot kararını duyurdu.

ICP, 24 Temmuz'da yaptığı açıklamada boykot kararının parti içinde yapılan bir referandum sonucunda aldığını belirterek "Seçimler insanların yaşamlarında gerçek bir değişiklik veya iyileşme getirmeyecek" açıklaması yapmıştı. Mevcut sistemin yolsuzlukların en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirten ICP, ülkede etnik-mezhep temelli siyasi kota sisteminin tamamen değişmesi gerektiğini savunuyor.

Iraklıların sağlık ve enerji gibi temel ihtiyaçlara erişimi için hükümetin vaat ettiği reformları yerine getirmediğini de belirten ICP, boykot kararına ilişkin nedenini "Seçimler sonrası kurulacak yeni parlamentonun yurttaşların ihtiyaç ve isteklerini gözetme ihtimali çok düşük. Ülkenin durumunun, her seferinde aynı başarısız sistemi yeniden üreten seçimlerle düzeleceğini görmüyoruz” şeklinde açıkladı.