Yürümek güzeldir

Bu hafta yazı yerine sadece bu fotoğrafları ve birkaç yürüyüş notu paylaşacağım... Zira Adalet Yürüyüşü'nden -12 saatlik bir koşturmacadan- gece geç saatte dönebildim... Bu arada internet olmadığı için notlarımı telefonun küçücük ekranında yazabiliyorum.

Bu girizgâhla kendimi affettirdiğimi umarak notlarıma geçiyorum:

»Eylem, teoriyi pratiğe / hayata geçirebilmenin yegâne yoluysa, Adalet Yürüyüşü buna en somut örnek... Yıllardır konuşulup tartışılanlar İstanbul yolunda cisimleşmiş, hayat bulmuş...

»Vekiller, Meclis'in o kasvetli havasından uzakta, "milletle" yan yana yürürken dönüşmüş... Partisinin devrimci / halkçı özüne dönmüş...

»Hele Kılıçdaroğlu... En büyük dönüşüm onda... "Korku gömleğini yırttık" dedi, karavanındaki kısacık konuşmamızda. Sokağa çıkmanın ve yanında on binleri bulmanın sonucunu gözlemledik... O toplumdan söz ediyordu ama korkuyu aşmanın örneği bizzat kendisiydi. Ve yıllardır olmadığı kadar da enerjik, kendine güvenli ve kararlıydı.

»Kadınlar... Hiçbir eylemde görmediğim kadar çoktu. Her yaştan kadın deli sıcağa aldırmadan saatlerce yürüdü... Slogan attı... Şahaneydiler.

»CHP'li belediyeler organizasyonda yarışa girmişler gibi… Bütün güçleriyle yürüyüşçüleri rahat ettirmek için uğraşıyorlar… Su, meyve, sandviç, sandalye... Aslında hepsi bu... Oysa mütevazı ama samimi bir şölen hissi yaratıyorlar.

»Mütevazı demişken... Kılıçdaroğlu 8-10 metrekarelik karavanı için "bu da bizim saray" dedi, gülerek. Karavanın, bin odalı sarayla zıtlığı o kadar vurucuydu ki, insana mücadelenin haklılığını hissettiriyordu…

»Son bir not... Kılıçdaroğlu ve beraberindekileri İstanbul'da en az en az 1.000.000 kişi karşılamalı. Ve aralarında siz de olmalısınız.