Müzisyen Emre Oktayoğlu, ilk albüm çalışması ‘Yüzündeki Güneş’ ile dinleyici karşısında. Bu parçanın albümdeki diğer parçalara göre daha umutlu bir şarkı olduğunu söyleyen müzisyen, “Diğer şarkıların tepesinde bir umut ışığı gibi parladığını hissettim ve albüm ismi olması konusunda hemen ikna oldum” diyor

‘Yüzündeki güneş’: Umudun ışığı

Yağmur Bozacı

İstanbul 12 Orkestrası'nda albüm ve sahne çalışmalarıyla bilinen müzisyen Emre Oktayoğlu, Ada Müzik’ten çıkardığı ilk albüm çalışması ‘‘Yüzündeki Güneş’’ ile müzikseverlerlerle buluştu. Oktayoğlu’nun, albümdeki düzenlemelerin yanı sıra piyano ve gitarlarda da imzası var. Kendi albümünde çalmak konusunda başta tereddüt ettiğini belirten müzisyen, kayıt sürecinde tatmin edici sonuçlar alınca bu şekilde yapmaya karar verdiğini belirtiyor. Oktayoğlu, “Bir şarkıcının müziği bilmesi, kendine eşlik edebilmesi, onun her fırsatta sınırsızca şarkı söylemesine yarıyor” diyor.

Çağrı Çığ Sığırcı'ya ait ‘Merhaba Yalnızlık’ şarkısı dışında, tüm bestelerin Oktayoğlu'na ait olduğu albümde Şenova Ülker, Alpar Lü, Dünyacan Yılmaz, Nilgün Lü, Başak Elkutlu, Ege Semercioğlu, Zümra Oktayoğlu gibi usta müzisyenlerin katkısı var. Ege Semercioğlu'nun kaydını ve mix'ini yaptığı, Burak Ataş'ın ise mastering'ini yaptığı albümün akustik piyanoları Babajim İstanbul stüdyosunda kaydedildi. Albümdeki tüm fotoğraflarda ise, fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel'in imzası bulunuyor. Oktayoğlu ile albümünü konuştuk.

Kendi albümünüzü yapma kararına nasıl vardınız? Bu sizin için nasıl bir süreçti?

Aslında çocukluk yıllarından beri kafamda vardı bu fikir. Ama bir albüm projesi şarkı sözleri yazmak, bestelemek, şarkıları düzenlemek; müzisyenlerle prova yapmak, kaydetmek, son şekli vermek gibi aşamalardan geçen bir süreç. Kâğıt üstünde bir cümleye sığabilen ama gerçekte çok vakit alan, çok emek isteyen bir çalışma. Özellikle şarkıların üretilmesi aşaması kendi içinde farklı dinamiklere sahip. Mesela gecenin bir vakti aniden yataktan kaldıracak bir melodi takılabiliyor aniden insanın kafasına. Kayıt aşamasında ise sürekli kafanızda şarkılar dönüyor. Eklemek ya da çıkarmak istediğiniz yerler olabiliyor. Heyecanlı olduğu kadar yorucu bir süreç ama bu sürecin sonunda insan dinlerken “iyi ki” diyor ve bu sefer daha da heyecanlı başka bir süreç olan herkesle paylaşma zamanı başlıyor.

DİNLERKEN GÜLÜMSETİYOR

Albümün isminin ‘Yüzündeki Güneş’ olmasının sebebi ne? Albümdeki şarkılarla bağdaştığı nokta ne?

Albüm çoğunlukla yavaş ve orta tempolu şarkılardan oluşuyor. ‘Yüzündeki Güneş’ de hızlı bir parça değil ama diğerlerine göre daha umutlu bir şarkı. Majör tonlu olmasının da etkisiyle iyimser bir havası var sanki. Dinlerken de beni gülümsetiyor açıkçası. Diğer şarkıların tepesinde bir umut ışığı gibi parladığını hissettim ve albüm ismi olması konusunda hemen ikna oldum.

Albümde piyano ve gitarlarda da imzanız var, enstrüman hakimiyeti size vokallerde avantaj sağlıyor mu?

Kendi albümümde çalmak başlarda tereddüt ettiğim bir durumdu. Ama kayıt sürecinde tatmin edici sonuçlar alınca bu şekilde yapmaya karar verdim.
Ayrıca özellikle bu ikili (gitar ve piyano) birbirini besleyen ve kısmen ikame edebilen enstrümanlar. Bazen üst üste çok piyano çaldığım günlerde sıkılıp gitarla oyalanmak veya tersi müzik üretimimde sürekliliği de sağlıyor.

Enstrüman hakimiyetinin elbette bestecilik ve aranjörlük yönüme daha fazla katkısı vardır ama şarkı söylerken de çok faydasını görüyorum. Enstrüman çalmak aslında müziğin vokal dışında arka planını da bilmek demek. Bir şarkıcının müziği bilmesi, kendine eşlik edebilmesi, onun her fırsatta sınırsızca şarkı söylemesine yarıyor aslında.

KİŞİSEL ALBÜM, ÖZGÜRLÜK DEMEK

Çeşitli belgesellere ve oyunlara da müzik bestelediğiniz oldu. Bir şeyi referans almadan şarkı yapmak nasıl bir his? İkisinin farkı nedir?

Belgesel ve oyunlarda var olan çerçeve ister istemez sizi biraz kısıtlıyor. Yönetmenlerin de kafalarında canlandırdıkları bir şeyler olduğu için belgesel ve oyun müziklerinde çok bağımsız olunamıyor. Kişisel olarak albüm yapmak ise tamamen özgür bir olay. Hoşuma giden her şeyi yapabilirim. Bu albümde aranjör rolünü de üstlendiğim için bu bağımsızlık durumu daha da artmış oldu. Belgesel ve oyun müziği yapmak atletizmdeki engelli koşuya benziyorsa, kişisel albüm sabah sahilde yapılan bir koşu gibi. İstediğiniz zaman durup dinleniyorsunuz, bazen de hırslanıp tempoyu artırabiliyorsunuz.

Albüm kapsamında geleceğe yönelik planlarınız neler?

Geleceğe yönelik planım yeniden albüm yapmak. Şarkılar yapmayı sürdürmek istiyorum. Ama tabii konser kısmı da çok önemli. İnsanlara canlı şekilde şarkı söyleme durumu çok iştahlandırıyor beni. Albümle daha çok kişiye ulaşılıyor elbette ama canlı icranın lezzeti bambaşka. İkisini de paralel şekilde yürüterek sayısı önemli olmaksızın sadık bir dinleyici kitlesi oluşturmayı istiyorum.