“Hakkıyla efsane.
Mücadelesi, kişiliğiyle.
Yapımcı:
Schindler’in Listesi...”

Yanına vardık, adımı
belirtip ekledi Vladimir:
“Metnini yazdığı
Dancing Anna Frank
Tel Aviv’de başladı.
Besteci Daniel Galay
Buenos Aires doğumlu.”

Bir çift ışıltı baktı:
“Anna Frank’ın barakası
benimkine yakındı.”
Kalakaldım. Gülümsedi
Branko Lustig
beni kurtarmak için
kadehini uzatırken.
Ben de ak şarap
edindim hemen.
Tokuşturduk.
“Çarpıcı film,” dedim;
“iki kez izledim.”
“Senaryo iyiydi,” dedi.
Acı okyanusu. Kim bilir
kaç kez aşmış.
Giderayak el öpmek
geldi içimden.
(Bu duyguyu bir de
Yaşar Kemal’le yaşamıştım
ziyaretimde.)
“Yazın bana,” dedi,
“her iletiyi yanıtlarım.”
Sergi açılışında oturan
tek kişi. 90’a yakın.

Gece, cadde. Birden
geçmiş
geçmemiş oldu:
Kalbimde beliriveren
sarı bir yıldızla
kendimi belki
bir adım aştım:
O’laştım
gibi geldi,
anılarıyla
sıçramış olarak. Ama
nitelendiremeyeceğim
gözlerle
gözümün önünde,
sözsüz özlerle:

“Gerçekler mi? Al sana
gerçek: Beni taşıman
kolay olmaz.
Bin yıl yaşasan
yaşadıklarımın yarısı
dolmaz
benliğine. İyisi mi,
ikimiz yalnızca
laflamış olalım yine
sanattan –az ırak
durup gerçek hayattan.
Ne kadar durabilirsek.”

“Ne düşünüyorsun?”
dedi Vlado Bogdaniç.
“Hiç.”
Güldü: “Derin konu.”
Anı hazinesi. Yoktur
sonu. Hubble teleskobu
ötesi
özel bir galaksi
Vladimir. Dinledikçe
baktım, ı ıh, ben yetmem;
Herodot’u diriltir:

“Batılı büyük şirketler
altyapımızı satın aldı,
kalakaldık. Para
en büyük değer, artık.
Yüzde beş rahat, o kadar.
Durum zor.
Kapitalizm demokrasiyi
kendince biçimlendiriyor.”

Zagrep ana meydanı.
Yanımda Filistinli bir ana
belirip şöyle dedi bana:
“Eski acılar yepyeni sürer,
bugün yine varken ezilenler.
Dünya barışına varmak için
gündemin ilk maddesi Filistin.”

Yıldızlar, kara delikler…
Daha neler yaşanacak,
kim bilir.
Haklılık tehlikelidir:
gaddarlaştırabilir.